İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Gazze’de son 24 saatte en az 69 kişi öldürüldü

    Ekrem İmamoğlu'nun Avukatı Mehmet Pehlivan İçin Tutuklama Talebi

    Ekrem İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan Tutuklandı

    Tüketiciyi sıfır konuttan uzaklaştıran sebepler neler?

    Mayıs ayında konut satışlarında artış: Yılın en yüksek seviyesi

    Ensar Nur

    BM Yüksek Komiseri Grandi: “Esad’ın devrilmesinden bu yana 2 milyon Suriyeli evine döndü”

    EuroLeague'de Yeni Dönem! Artık O Maç Oynanmayacak

    EuroLeague’de Yeni Dönem! Artık O Maç Oynanmayacak

    ‘KHK’lilerin iadesi toplumsal barış için önemli bir adımdır’

    ‘KHK’lilerin iadesi toplumsal barış için önemli bir adımdır’

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Hasta tutsak yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

    Hasta tutsak yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    25 ülkeye ihracat yapan şirket konkordato ilan etti

    15 Temmuz öncesi Genelkurmay’da MİT ajanı: Fişleme ödülü olarak Tuğgeneralliğe yükseltildi

    İdam isteyen sahte 15 Temmuz gazisinin foyası ortaya çıktı

    İdam isteyen sahte 15 Temmuz gazisinin foyası ortaya çıktı

    MİT’e 15 Temmuz ihbarının sırrı çözüldü; Eski İstihbaratçıdan, Binbaşı Osman Karaca hakkında şok itiraflar

    MİT’e 15 Temmuz ihbarının sırrı çözüldü; Eski İstihbaratçıdan, Binbaşı Osman Karaca hakkında şok itiraflar

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    İran rejimi devrilir mi, sıra Türkiye’ye gelir mi?

    İran rejimi devrilir mi, sıra Türkiye’ye gelir mi?

    Hizmet’in paradigma değişimi

    Hizmet’in paradigma değişimi

    Algıdan gerçeğe; İran örneği ve tek adam rejimlerinin içten çöküşü

    Algıdan gerçeğe; İran örneği ve tek adam rejimlerinin içten çöküşü

    Önce ‘ayart’ sonra bedelsiz kadroya kat!

    Önce ‘ayart’ sonra bedelsiz kadroya kat!

    Yaz kampları; sessiz mektepler!

    Yaz kampları; sessiz mektepler!

    Tarihselcilerin bazı ortak özellikleri (7)

    Tarihselcilerin bazı ortak özellikleri (7)

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Gazze’de son 24 saatte en az 69 kişi öldürüldü

    Ekrem İmamoğlu'nun Avukatı Mehmet Pehlivan İçin Tutuklama Talebi

    Ekrem İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan Tutuklandı

    Tüketiciyi sıfır konuttan uzaklaştıran sebepler neler?

    Mayıs ayında konut satışlarında artış: Yılın en yüksek seviyesi

    Ensar Nur

    BM Yüksek Komiseri Grandi: “Esad’ın devrilmesinden bu yana 2 milyon Suriyeli evine döndü”

    EuroLeague'de Yeni Dönem! Artık O Maç Oynanmayacak

    EuroLeague’de Yeni Dönem! Artık O Maç Oynanmayacak

    ‘KHK’lilerin iadesi toplumsal barış için önemli bir adımdır’

    ‘KHK’lilerin iadesi toplumsal barış için önemli bir adımdır’

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Hasta tutsak yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

    Hasta tutsak yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    25 ülkeye ihracat yapan şirket konkordato ilan etti

    15 Temmuz öncesi Genelkurmay’da MİT ajanı: Fişleme ödülü olarak Tuğgeneralliğe yükseltildi

    İdam isteyen sahte 15 Temmuz gazisinin foyası ortaya çıktı

    İdam isteyen sahte 15 Temmuz gazisinin foyası ortaya çıktı

    MİT’e 15 Temmuz ihbarının sırrı çözüldü; Eski İstihbaratçıdan, Binbaşı Osman Karaca hakkında şok itiraflar

    MİT’e 15 Temmuz ihbarının sırrı çözüldü; Eski İstihbaratçıdan, Binbaşı Osman Karaca hakkında şok itiraflar

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    İran rejimi devrilir mi, sıra Türkiye’ye gelir mi?

    İran rejimi devrilir mi, sıra Türkiye’ye gelir mi?

    Hizmet’in paradigma değişimi

    Hizmet’in paradigma değişimi

    Algıdan gerçeğe; İran örneği ve tek adam rejimlerinin içten çöküşü

    Algıdan gerçeğe; İran örneği ve tek adam rejimlerinin içten çöküşü

    Önce ‘ayart’ sonra bedelsiz kadroya kat!

    Önce ‘ayart’ sonra bedelsiz kadroya kat!

    Yaz kampları; sessiz mektepler!

    Yaz kampları; sessiz mektepler!

    Tarihselcilerin bazı ortak özellikleri (7)

    Tarihselcilerin bazı ortak özellikleri (7)

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
No Result
View All Result
Home Görüş & Analiz

Gelmişim bilmem kaç yaşıma!

SG by SG
5 Eylül 2022
in Görüş & Analiz
0
Gelmişim bilmem kaç yaşıma!
PaylaşPaylaş



Geçen hafta Gülşen’in tutukluluğu çok konuşuldu. Medya ve sosyal medya bununla inledi. Sonra geçen Pazartesi tutukluluğa itiraz görüşüldü ve Gülşen elektronik kelepçe ile ev hapsinde tutulmak üzere salıverildi. Yani tutukevine, mapushaneye değil de, evine hapsedilmiş oldu.

Bütün gürültü de burada sona eriverdi. Kamuoyu belli ki zaten sadece bunu umuyordu. Belki tutukluluğa ilk itirazda suçlamalar düşer diye de umulmuştu ama belli ki yüzlerce kurum ve birey üzerinden organize edilen böyle bir şikâyetin olduğu bu ortamda herhalde kimse bu kadar iyimser olamıyordu. Umulabilecek en iyi şey, Gülşen’in tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmesiydi. Onun bir tık altı oldu. Böylece iktidarın ortaya çıkarmak ve geliştirmek için elinden geleni ardına koymadığı kültür savaşının her iki tarafını da şimdilik tatmin eden bir sonuç elde edildi. Gülşen hapishane köşelerinde sürünmeyecek ama öyle özgür özgür, eskisi gibi giyinip kuşanıp konserlere çıkamayacak, LGBTİ+’lara verdiği desteği açıklayamayacak.

Bir de, burada “Gülşen kapatılsın”cıları alttan alta mest edecek bir çözüm de gerçekleşmiş olmuyor mu? Gülşen hapishaneye değil, evine kapatıldı. Bir kadının olması gereken yere. “Bak orada çocuğuna, ezeli ve ebedi Müslüman Türk aile idealine uygun yaşa. Bir kadına yakışmayan yerlerde dolaşma, çarpık ve yanlış işler yapma!”

Sözü burada yeniden aileye getireceğimi, beni izleyen okurlarım anlamıştır. “Hah, yine aile diyecek!” Evet diyeceğim ama önce başka bir şey diyeceğim:

Bugün kültür savaşına razı olmak, size biçilen yere yerleşmek bir bireysel sorumluluktur ve vebali vardır. Siyah diyene beyaz demekle yetiniyor, medya ve sosyal medyadan size akan görüşleri yankılıyor, paylaşım ve rt’lerle akışı sürdürme üzerinden var olan durumu yeniden üretiyorsanız, konformizmin tam kucağında oturuyorsunuz demektir.

Hiçbir şeyleri beğenmeyelim, bizimle aynı kafada olanlarla ortamı koklayarak, belirli kalıpları ve ezberleri tekrar ede ede oturduğumuz yerden laf sıkalım. “Biz her şeyi biliyoruz ve elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Bizim de çoluk çocuğumuz var, bir hayatımız var, her şeyi riske atıp kahraman olmaya mı kalkışalım. Zaten ‘onlar’a karşı ‘biz’ dezavantajlı durumdayız. Sadece her fırsatta bağırırız ve devranın dönmesini, hesabın sorulacağı zamanı bekleriz.”

Doğrusu kimseden kahramanlık beklemiyorum. Bunu beklememeyi öğrenecek kadar yaşım da var, böyle bir beklentiye hakkım olmadığının da farkındayım. Ayrıca ben kendim bu yazılarda sık sık Lakoff’tan ve kavramsal çerçevelerden, hayata hep bu çerçeveler aracılığıyla baktığımızdan söz ediyorum. Fakat aynı Lakoff’un “yeniden çerçeveleme”nin mümkün olduğunu söylediğini de biliyorum ve yine buradaki yazılarımda bundan da söz ettim. “Yeniden çerçevelemek toplumsal değişimdir” diyor Lakoff.

Önümüze çıkan meseleleri, kendi siyasal duruşumuz ve bakışımız üzerinden tanımlamak burada söz konusu olan. İşte bu, kendiliğinden olan bir şey değil. Burada çaba gerekiyor. Çalışmak, öğrenmek, anlamak gerekiyor. Üstelik hepimizin aynı şeyleri çalışması, öğrenmesi ve anlaması da mümkün değil. İş çok daha karmaşık. Kendi hayat tecrübemiz ve formasyonumuz üzerinden yöneleceğiz yeniden öğrenme çabasına ve sonra öğrendiklerimizi başkalarının öğrendikleriyle bir araya getirip, çakıştırıp, çatıştırıp yeni çerçeveler oluşturacağız. Meşakkatli işler anlayacağınız.

Kültür savaşına taraf olduğumuzda, Twitter’da, Facebook’ta ya da medyada gördüğümüzü, duyduğumuzu, okuduğumuzu benimseyip tekrarlamakla yetindiğimizde ya var olan çerçevelerimizin içinde kalmaya devam ediyoruz ya da başkalarına ait birtakım çerçevelere dahil oluyoruz.

Ne var bunda? Neden kötü bir şey olsun ki bu? Şu nedenle kötü: Çaba harcamadan oradan oraya savruluyorsunuz. Birtakım işaretleri, subliminal ya da alenen ortada olan bir şeyleri görüp kendinizi oraya atıveriyorsunuz. Böylece sizin muhalifi olduğunuz iktidarın ya da başka tarafların başlattığı son derece yanlış ve basitleştirici bir kültür savaşının askerleri haline geliyorsunuz. Artık yandaş ya da muhalif olmanızın bir anlamı yok ki. Olup bitenlerle aranızda eleştirel bir mesafe yok. Değerlendirme ölçütleriniz son derece ilkelleşmiş durumda. “Bu lafı bizim taraf mı dedi, karşı taraf mı?” Bundan öte bir yargılama çabanız yok.

Oysa düşünmeniz, düşünürken yeni bilgi ve beceriler edinmeniz, anlamı olan sözü ve bununla bağlantılı eylemi üretmeniz gerekiyor. O eylem asla sadece klavye kullanmaktan geçmiyor. Siyasal partilere üye olmaktan, sivil toplum kuruluşlarına katılmaktan, iş bırakma eylemi yapan emekçilerle doğrudan eylem alanına giderek dayanışmaktan, sözünüzü sesli ve duyulur olarak sokağa, kamusal alana taşımaktan geçiyor.

Şöyle ifade etmeyi deneyeyim bir kere de: Arzuladığınız o toplumu size vermeyecekler. O toplum, size bahşedilmiş bir seçimde kullanacağınız bir oyla elde edebileceğiniz derecede ucuz değil. Ona emek emek, ter dökerek, uğruna maddi manevi fedakârlıklarda bulunarak yaklaşabilirsiniz. O toplumu isteyenlerle yoldaş olmak için onları aramalısınız. Bulunca birlikte çaba harcamalısınız. Birlikte yeni çerçeveler üretmeli, yeniden çerçevelemeli ve toplumsal değişimi mümkün kılmalısınız.

Çok mu abartıyorum yeniden çerçevelemeyi? Bir konuda tam olarak ne düşündüğümüzü, bu toplumsal meselenin nasıl ele alınması gerektiğiyle ilgili dört başı mamur sözümüzü, çerçevemizi ortaya koymak bize ne getirecek? Tam olarak şunu: Bizden farklı düşünenlerle yakınlaşmayı. Siyasal kimlikler herkes için aynı katılıkta değil. Her tarafta daha esnek düşünen, farklı görüşlere açık olanlar var. Sizin görüşünüz gerçekten anlamlı ve yeni ise, sizden farklı düşünen pek çok kişiyi ikna edebilecektir.

Öte yandan, bunu sadece siyasetçilerden ve kamuoyu önderlerinden beklememek önemli. Değişim iki kişiden, üç kişiden geçiyor. Kalıplara uymadan, yeni bir şey arayan iki ya da üç kişinin bir araya gelmesi bir başlangıç. Yeterli değil ama gerekli bir başlangıç. Eylemediğimiz sürece değişim gerçekleşmeyecek. Eylemek için de öğrenmemiz, öğrenmeye açık olmamız lazım.

22 yıl önce çalıştığım üniversitede hazırlık sınıflarına yazı dersi veriyordum. 17-18 yaşında gencecik öğrenciler… İngilizce hazırlık sınıfları tuhaf dönemlerdir gençler için. Uzun uğraşlardan sonra üniversiteyi kazanmışlardır ama o üniversitedeki öğretim dilini edinmek için en az bir yıl yoğun bir çalışmaya girmeleri gerekir. Üniversitedelerdir ama sanki lisede gibidirler. O tuhaf dönemi zor geçiren bir öğrencim bana gelip sıkıntılarını anlatmıştı. Ben de ona moral vermeye, hem üniversite hem hayatta çok şey öğreneceğini, değişeceğini ve bu sayede sıkıntılarını geride bırakabileceğini anlatmıştım. Öğrencim bir an bana katılmayan gözlerle bakıp şöyle demişti: “Hocam, gelmişim 18 yaşına, bu yaştan sonra ne değişeceğim!”

Öğrencimin bu kendi olmayı tamamlamakla ilgili özgüveni komik olmasına komik ama bu tür bir özgüven her yaş için sorunlu. Eğitimi, öğrenmeyi belirli bir dönemle sınırlamak ve belirli bir yaşa geldikten sonra hep o zamana kadar öğrendiklerimizle yaşamayı sürdüreceğimizi düşünmek bir yanılgı. Hayat hep yeni şeyler getiriyor. Öğrenmeye açık olmak lazım.

Bu yaştan sonra ne öğreneceğim diyorsanız, konforu seçiyorsunuz demektir. Bu konfor ise bir illüzyondur, yanılsamadır. Yok öyle bir konfor. “Şimdiye kadar çalıştım çabaladım, ne mücadeleler verdim, şimdi ben ayağımı uzatıp dinleneceğim, biraz da başkaları çalışsın, çaba harcasın, uğraşsın.” İyi ama başkaları da sizin gibi söylüyor. Onlar da hareketi sizden bekliyor. Affedersiniz ama arka yastıklarınıza yanlayıp oturuyorsunuz. Matrix’i seçmiş durumdasınız. Bu toplumda bir sorun varsa ve siz bunun için bir çaba harcamıyor, o hafta bununla ilgili yarım saat bile ayırmıyorsanız, siz o sorunun bir parçasısınız. “Ben ne yapabilirim ki?” dediğiniz için o sorun var.

Yani bu noktada size ajit çekmek zorunda kaldığım için üzgünüm ama Ursula Le Guin’in’in Mülksüzler romanının kahramanı Shevek, Odocu (anarşist) Anarres’ten kapitalist Urras’a gezegenine gidip protestocu bir kitleyle karşılaştığında onlara ne diyordu? “Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim’i satın alamazsınız. Devrim’i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.” Devrimi şimdilik bir kenara bırakalım ama herhangi bir değişim için de bu gerekli değil mi?

Buradan, tam da yazıyı tamamlarken, tekrar aileye bağlanalım. Aileyi tarihsel bir oluşum ve bir sorunsal olarak ele almak zorundayız. Toplumun özgürleşmesini istemeyen kim varsa, aileyi bir genelleme, bir kural, bir mükemmel varoluş, bir hedef, bir cennet, Fransızcamı affedin, akla “tırışka”dan ne geliyorsa onunla dayatmaya çalışıyor. Bir kadın şarkıcı, müzik ve eğlence dünyasında pek çok örneği görünecek biçimde vücudunu sergilemekten çekinmeyen yollarla sahneye çıkınca “pornocuuuuu” diye bağırmaya başlıyorlar. Böyleleri ailemizin mazbutluğunu bozuyor, oğlumuzu kızımızı ve elbette özellikle biz erkekleri dinden imandan çıkartıyorlar. Erkek, bildiğiniz gibi, dişi sinek görünce kışkıran bir canlı türü. Böyle olmaması lazım. Aileyi korumak için konserler yasaklanmalı, “pornocu” şarkıcılar dahiyane çözümlerle evlerine hapsedilmeli. Kimse ailemize zarar veremez. Kafasını, gözünü yararız. Aile bizim namus bayrağımız!

Öyle değil. Aile bir sorun alanı. Tolstoy Anna Karenina’nın başında ne diyordu: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer. Her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” Romanlar, filmler bunu anlatmış ve anlatmaya devam ediyor. Eğer aile diye bir kurumu önemsiyorsak, her mutsuz aileyi, neden böyle olduğunu öğrenmek ve düşünmek zorundayız. Aile içi şiddeti, ensesti, taciz ve tecavüzü yok saymayacağız. Nasıl ve hangi biçimlerde ortaya çıktığını anlamaya çalışacak ve tam olarak anladıktan sonra sorunu ortadan kaldırmak, toplumsal çerçeveyi yenilemek için çaba harcayacağız. (Tam da bu yazıyı tamamlarken Berrin Sönmez’in şu yazısını okudum. Sözünü ettiğim çabayı mükemmelen ortaya koyuyor.)

Romanlar bu iş için biçilmiş kaftan. Haftaya aile ve evliliğin nasıl karmaşık bir sorun kaynağı haline gelebildiğini, Türkçe edebiyatın dahi romancılarından Halide Edib Adıvar’ın erken dönem romanlarından olan Seviye Talip üzerinden tartışacağım. Kim bilir, belki bana sürpriz yapıp gelecek haftaya kadar romanı okumuş da olursunuz. Aileyle ilgili çerçevemizi yenilemek, yapıcı bir tartışma başlatmak için iyi bir başlangıç da olur.

Hayırlısı…

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Previous Post

İspanya’dan Almanya’ya giden özel bir uçak Baltık Denizi’ne düştü

Next Post

Mehmet Ali Erbil’den ‘Erşan Kuneri’ye ahlak dersi: Devletimiz müdahale etmeliydi

SG

SG

Next Post
Mehmet Ali Erbil’den ‘Erşan Kuneri’ye ahlak dersi: Devletimiz müdahale etmeliydi

Mehmet Ali Erbil’den ‘Erşan Kuneri’ye ahlak dersi: Devletimiz müdahale etmeliydi

  • Trending
  • Comments
  • Latest
Financial Times'dan Sedat Peker yorumu: Türkiye'yi şaşkına çevirdi

Financial Times’dan Sedat Peker yorumu: Türkiye’yi şaşkına çevirdi

30 Mayıs 2021
Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

9 Haziran 2021
15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

9 Ekim 2021
11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

6 Temmuz 2021
Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

0
Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

0
Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

0
Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

0
Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

19 Haziran 2025
Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

19 Haziran 2025
Haber Merkezi TR724

Gazze’de son 24 saatte en az 69 kişi öldürüldü

19 Haziran 2025
Ekrem İmamoğlu'nun Avukatı Mehmet Pehlivan İçin Tutuklama Talebi

Ekrem İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan Tutuklandı

19 Haziran 2025

Son Haberler

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

19 Haziran 2025
3
Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

19 Haziran 2025
3
Haber Merkezi TR724

Gazze’de son 24 saatte en az 69 kişi öldürüldü

19 Haziran 2025
3
Ekrem İmamoğlu'nun Avukatı Mehmet Pehlivan İçin Tutuklama Talebi

Ekrem İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan Tutuklandı

19 Haziran 2025
4

Kur Bilgileri

Exchange Rate TRY: Per, 19 Haz.

Takip Edin

Kategoriler

  • 15 Temmuz
  • Bilim ve Teknolji
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Görüş & Analiz
  • Güncel
  • İnsan Hakları
  • Kültür – Sanat
  • Kürt Meselesi
  • Politika
  • Sağlık
  • Spor
  • Yaşam
Görüş & Analiz Gönder

Son Dakika

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

Ayşegül Doğan: Komisyon için taslağımız hazır

19 Haziran 2025
Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

Türkiye’de demokrasi alanındaki gerileme bizi endişelendiriyor

19 Haziran 2025
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş