DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin GSYH’ya endekslenmesi gerektiğini söyledi. 1974’te kişi başına GSYH’nin yüzde 80,6’sı düzeyinde olan brüt asgari ücretin, 2025’te kişi başına gelirin yüzde 43,6’sına düştüğünü anlatan Çerkezoğlu, “Asgari ücret, kişi başına gayrisafi yurt içi hasılanın (KB GSYH) belirli bir oranına örneğin yüzde 60’ına endekslenmeli. 2025 yılı için aylık ortalama KB GSYH beklentisi 60 bin TL ise net asgari ücret bunun yüzde 60’ı seviyesinden az olmamalı. Aynı durum 2026 yılı için de geçerli olmalı.” ifadelerini kullandı.
Arzu Çerkezoğlu’nun açıklamasına göre net asgari ücret kişi başına düşen gelirin yüzde 60’ından az olmamalı. Diyelim ki kişi başına düşen milli gelir aylık 55 bin TL ise asgari ücret de (55 bin *0,6) 33 bin TL’den az olmamalı…
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2026 yılı için asgari ücret talep ve önerilerini açıkladı. İstanbul Barosunda yapılan basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren asgari ücretin insanca yaşamayı olanaklı kılması gerektiği vurgulandı.
Çerkezoğlu iki kişinin çalışması durumunda yoksulluk sınırı kadar haneye ücret girmesi gerektiğini, asgari ücretin de buna göre belirlenmesi talebinde bulundu. Asgari ücrette yaşanan değer kaybına değinen Çerkesoğlu, “Asgari ücretli 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybetti!” açıklamasında bulundu. Çerkezoğlu, “2025’e zaten resmi enflasyona göre 15 puan alacaklı giren asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yıl boyunca eridi. Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı.” dedi.
“Enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmelidir.” ifadelerini kullanan Çerkezoğlu, “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı” dayatmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
2026 asgari ücretinde de bu dayatma devam ederse bunun anlamının enflasyonun tüm faturasının işçilere, emekçilere yıkılmış olacağını belirten Çerkezoğlu, “2012’de ortalama ücret asgari ücretin 2,25 katı iken 2022’de 1,56 katına gerilemiştir. Türkiye’de işçilerin yarısı asgari ücret ve civarında ücretlerle çalışmaktadır. Tüm özel sektör işçilerinin yüzde 53,2’si asgari ücretin altı ve yüzde 10 fazlası arasında ücretler almaktadır. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında çalışanlar tüm özel sektör çalışanlarının yüzde 49,6’sını oluşturmaktadır.” dedi.
Rapordaki bir başka çarpıcı veri de asgari ücretlinin 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybettiği gerçeği olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, “2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25,4 ve 2005’te 31,5 altın alınabilmekte iken 2025 yılı kasım ayında ancak 9,5 Cumhuriyet altını alınabilmektedir. Sonuç olarak Türkiye işçi sınıfı Avrupa’nın en düşük asgari ücretlerinden birine mahkûm edilmiştir. 2015’te Avrupa’da Türkiye’den euro cinsinden düşük asgari ücreti olan 14 ülke varken, 2025 yılında sadece 2 ülke vardır. Euro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk ve Bulgaristan’dır” ifadelerini kullandı.
DİSK AR tarafından hazırlanan Asgari Ücret Raporu’nun da sunulduğu toplantıda, asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde 9,5 milyon çalışanın, asgari ücret civarı ve altında ücretle yaşamını sürdürmeye çalıştığına dikkat çekildi.
Türkiye’de 11,2 milyon işçi (yüzde 62,5) asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret ile çalışırken; asgari ücretin iki katından fazla ücret alanlar ise işçilerin yalnızca yüzde 12,7’sini oluşturduğu belirtilen raporda asgari ücret ile ilgili öneriler dokuz maddede özetlendi:
- Asgari ücret komusyon yapısından önce kural belirlenmeli. Asgari ücret “Ortalama Ücret” haline geldiğinden Türkiye’de asgari ücret küçük bir azınlığın değil, işçilerin çoğunluğunun ücreti. Tespit sürecinde bu gerçek asla unutulmamalı.
- Asgari ücret, uluslararası standartlara (ILO, BM) uygun olarak sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de geçim şartları dikkate alınarak hesaplanmalı.
- Asgari ücret sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi, toplu pazarlık ve ülke ekonomisindeki büyüme (Kişi Başına GSYH) dikkate alınarak saptanmalı.
- Somut Öneri: Asgari ücret, Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (KB GSYH) belirli bir
- oranına örneğin yüzde 60’ına endekslenmeli. 2025 yılı için aylık ortalama KB GSYH beklentisi 60 bin TL ise, net asgari ücret bunun yüzde 60’ı seviyesinden az olmamalı. Aynı durum 2026 yılı için de geçerli olmalı.
- Aasgari ücret değil, toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmeli. Kamu işçileri toplu sözleşmelerinde asgari ücret bir referans noktası olmalı.
- Asgari ücret artışında ‘hedef enflasyon’ değil, geçim şartları esas alınmalı. Yüksek enflasyonda asgari ücret yılda iki kez belirlenmeli. Asgari ücret ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ ile uyumlu olmalı.
- Gelirde ve vergide adalet sağlanmalı. işçiye de prim desteği verilsin. Bütçeden işverenlere 15 yıldır sağlanan ” SGK prim desteği” aynı oranda işçilere de sağlanmalı. İşçilerin sosyal güvenlik primlerinin desteklenen kısmı Hazine tarafından karşılanarak net ücretler artırılmalı.
- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli.
- Devletin kamu işçisi için belirlediği asgari ücret ile özel sektördeki asgari ücret arasındaki uçurum kabul edilemez. Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı referans alınmalı.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































