Reuters Enstitüsü’nün 2025 Dijital Haber Raporu, geleneksel medya kaynaklarına olan ilginin küresel çapta azaldığını, buna karşılık sosyal medya ve video platformlarının önem kazandığını ortaya koydu. Genç kuşaklar haberleri popüler podcast veya sosyal medya yayıncılarından alıyor. Türkiye’de de tablo benzer: Habere erişim dijitalleşirken medya güveni düşüyor, kutuplaşma ise haber kaynaklarının algısını derinden etkiliyor.
Türkiye’de dijital habere ilgi artıyor
Reuters Enstitüsü’nün Türkiye verilerine göre, haberlerin internette takip edilmesi rekor seviyelere ulaştı. Katılımcıların yüzde 72’si haberleri internetten okuyor, izliyor ya da dinliyor. Televizyon hala yüzde 56 ile ikinci en önemli kaynak olmaya devam etse de, sosyal medya platformları artık belirleyici durumda. Katılımcıların yüzde 40’ı Instagram, yüzde 35’i YouTube, yüzde 23’ü X (eski Twitter), yüzde 22’si Facebook ve yüzde 11’i TikTok üzerinden haber takibi yapıyor. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 82’si haberlere akıllı telefonlarından ulaşıyor. Bilgisayar kullanımı yüzde 50, tablet ise yüzde 38 seviyesinde. Basılı medya ise tarihe karışmak üzere: 2015’te yüzde 50’ye yaklaşan gazete okuma oranı 2025’te yüzde 16’ya geriledi.
Araştırmaya göre, insanların yüzde 36’sı sosyal medyadan veya mesajlaşma uygulamalarından birbirlerine haber gönderiyor.
Now TV News (eski adıyla FOX TV) televizyon kanalı ve internet sitesi her iki alanda da kullanıcılar tarafından en çok takip edilen haber kaynağı olarak dikkat çekiyor.
Küresel ölçekte video yükseliyor, X yeniden güç kazanıyor
2020’de sosyal medyada video haber tüketimi yüzde 52 seviyesindeyken bu oran 2025’te yüzde 65’e çıktı. Her türlü video içerik tüketimi ise yüzde 75’e ulaşmış durumda. Örneğin Tayland’da kullanıcıların yüzde 49’u, Malezya’da yüzde 40’ı TikTok’ta haber izliyor. YouTube ve TikTok’un haber platformu haline geldiği ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor.
Bazı ülkelerde kanaat önderleri ve sosyal medya fenomenleri kamusal tartışmalar üzerinde büyük etki yaratıyor. ABD’de ankete katılanların yüzde 22’si, Trump’ın yemin töreninden sonraki hafta içerisinde Joe Rogan’ın içeriklerine denk geldiğini söyledi. Fransa’da Hugo Travers (HugoDécrypte) isimli genç içerik üreticisi, 35 yaş altı kitlenin yüzde 22’sine YouTube ve TikTok üzerinden ulaşıyor. Tayland gibi Asya ülkelerinde de benzer eğilimler dikkat çekiyor.
X platformunun haber kullanımı ise ABD (+8 puan), Avustralya (+6) ve Polonya (+6) gibi ülkelerde artış gösterdi. Elon Musk’ın 2023’te platformu devralmasından sonra özellikle sağ eğilimli genç erkek kullanıcılar X’e yönelirken, bazı ilerici gruplar platformdan uzaklaştı. Türkiye’de de kullanıcılarının yüzde 23’ü X platformunda haber takibi yapıyor. Ancak dezenformasyon, sansür ve kutuplaşma nedeniyle bu platformlara olan güven her geçen gün sorgulanıyor.
İnternette haber takibinde okuma izlemeye tercih ediliyor
Reuters Institute’un 2025 Dijital Haber Raporu’na göre, internette haber tüketiminde okuma hala baskın bir tercih olarak dikkat çekiyor. Küresel ölçekte katılımcıların yüzde 55’i haberleri ‘okumayı’ tercih ederken, yüzde 31’i ‘izlemeyi’, yüzde 15’i ise ‘dinlemeyi’ tercih ediyor. Ancak ülkelere göre büyük farklar göze çarpıyor. Norveç (yüzde 76), Birleşik Krallık (yüzde 73) ve Almanya (yüzde 65) gibi ülkelerde okuma alışkanlığı çok yüksek seviyelerdeyken; Filipinler, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerde izleme öne çıkıyor.
Japonya ise okuma (yüzde 48) ve izleme (yüzde 41) oranlarıyla bu iki tercih arasında dengede duran bir ülke konumunda. Dinleme oranları genel olarak daha düşük seyretse de Hindistan ve Meksika’da yüzde 23’lük oranlarla dikkat çekiyor. Bu veriler, haber içeriklerinin ülkelere göre farklı tüketim alışkanlıklarına göre şekillendirilmesi gerektiğini ve video ile ses tabanlı içeriklerin özellikle genç ve mobil kullanıcı kitlesi için daha cazip hale geldiğini gösteriyor.
Haber kaynaklarına güven düşük, endişe yüksek
Türkiye’de habere güven oranı yüzde 33. Bu oran, 2015 seviyesine geri dönmüş durumda. Halk TV, Sözcü TV ve NowTV News gibi muhalif olarak değerlendirilen medya organları daha yüksek güven oranlarıyla öne çıkarken, TRT ve hükümete yakın yayın organları toplumdaki siyasi kutuplaşma nedeniyle daha düşük güven puanları aldı. Dünya genelinde ise habere güven oranı üç yıldır yüzde 40 seviyesinde sabit.
Küresel çapta dezenformasyonun ana kaynağı olarak internetten yayın yapan fenomenler (yüzde 47) ve siyasetçiler (yüzde 47) görülüyor. Türkiye’ye dair bu yönde ayrı veri sunulmasa da, özellikle son yıllarda sosyal medya fenomenlerinin hem iktidar yanlısı hem muhalif kampta kutuplaşmayı pekiştirdiği, bilgi kirliliğini artırdığı sıkça tartışılıyor.
Türkiye, haberden kaçınma oranlarında dünyada üst sıralarda
2025 Dijital Haber Raporu, dünya genelinde habere olan güvenin ve ilginin azaldığını, buna paralel olarak “haber kaçınması”nın rekor seviyelere ulaştığını ortaya koydu. Rapora göre, insanlar artık daha sık biçimde bilinçli olarak haberlerden uzak duruyor. Türkiye ise yüzde 61’lik oranla haberden en çok kaçınan ülkeler arasında yer aldı.
Araştırmaya katılanların yüzde 40’ı zaman zaman ya da sık sık haber izlemekten kaçındığını belirtti. Bu oran, 2017’de yüzde 29 seviyesindeydi. 2025 verileri, 2024 ile birlikte bugüne kadar ölçülen en yüksek oran olarak kayıtlara geçti.
Haberden kaçınmanın en yüksek olduğu ülkeler Bulgaristan (yüzde 63), Türkiye (yüzde 61), Hırvatistan (yüzde 61) ve Yunanistan (yüzde 60) oldu. Japonya (yüzde 11), Tayvan (yüzde 21) ve İskandinav ülkeleri ise habere bağlı kalma konusunda en istikrarlı ülkeler olarak öne çıktı.
Araştırmada haberden kaçınan bireyler iki gruba ayrıldı. Birinci grupta, genellikle düşük eğitimli ve haberle genel olarak ilgisiz bireyler yer alıyor. Bunlara “sürekli kaçınanlar” deniyor. İkinci grup ise “seçici kaçınanlar”. Bu kişiler, haber yoğunluğundan yorulmuş hissediyor ve özellikle belirli konular ya da dönemlerde kendilerini korumak adına gündemden uzak durmayı tercih ediyor.
Gençler haberlerden daha çok kaçınıyor
35 yaş altındaki bireylerde haberden kaçınma oranı daha yüksek. Genç katılımcılar, özellikle iklim krizi ve ekonomik belirsizlik gibi büyük meseleler karşısında kendilerini çaresiz hissettiklerini, haberlerin ruh hallerini bozduğunu ya da sert tartışmalara yol açtığını söylüyor.
Ayrıca gençler arasında, haberlerin “takip etmesi zor” ve “anlaması güç” olduğu yönündeki görüşler de dikkat çekiyor. Bu durum, haberin daha sade ve anlaşılır hale getirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Haber kaçınmasının arttığı bir dönemde, insanlar içerikleri daha sade, kısa ve kişiselleştirilmiş biçimde tüketmek istiyor. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 27’si yapay zeka ile özetlenmiş haber içeriklerine ilgi gösteriyor. Yüzde 24’ü ise farklı dillerde sunulan çeviri içerikleri faydalı buluyor.
Basın özgürlüğü baskı altında
Raporda ayrıca Türkiye’nin basın özgürlüğü konusundaki karnesine de yer veriliyor. Özellikle İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından muhalif kabul edilen medyaya ve sosyal medyaya yönelik devam eden baskılara raporda yer verildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün yapmış olduğu Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 159’uncu sırada olduğuna dikkat çekildi.
Sonuç: Kişiselleşmiş ama kutuplaşmış bir haber ekosistemi
2025 raporu, dijitalleşmenin ve sosyal medya temelli haberin hem fırsatlar hem de riskler içerdiğini gösteriyor. Video temelli, kişilik odaklı içerikler gençleri yakalarken, haberin doğruluğu ve kalitesi giderek daha fazla tartışmaya açık hale geliyor. Türkiye gibi ifade özgürlüğünün baskı altında olduğu ülkelerde ise sosyal medya, hem alternatif bir ses alanı hem de hedef alınan bir mecra olmayı sürdürüyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***