Cezaevlerinde artan hak ihlalleri ve ölümleri değerlendiren HDP MYK üyesi Veli Saçılık, “Tecride karşı mücadele etmek zorundayız” dedi.
Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerinin kapasitesi 271 bin 823 kişi ancak Mart 2022 sonu itibariyle cezaevlerinde toplam 314 bin 502 kişi tutuluyor. Kapasitesinin 43 bin üzerinde tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde, hak ihlalleri her geçen gün daha da artıyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre 604’ü ağır olmak üzere en az 1605 hasta tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde 2021 yılında en az 59 hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ının (TİHV) Günlük İnsan Hakları İhlali Raporlarına göre ise, 2022 yılının ilk 4 ayında Ocak’ta 3, Şubat’ta 4, Mar’ta 5 ve Nisan ayında 3 kişi olmak üzere toplam 15 tutuklu şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Cezaevi idareleri tarafından, cezaevlerinde yaşamını yitirenlerin ölüm gerekçelerine büyük oranda “kalp krizi sonucu” denilirken, bir kısmı için de “intihar” gerekçesi sunuldu. Ferhan Yılmaz, 12 Nisan’da İstanbul Silivri Cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirirken, cezaevi yönetimi önce “kalp krizi” geçirdiğini ileri sürdü ancak hastane raporunda ise “bulaşıcı hastalık” dedildi. Basına yansıyan görüntülerde ise Yılmaz’ın vucüt bütünlüğü bozulmuş, kesik, kan ve şişikler mevcut.
2022 YILINDA HAYATINI KAYBEDEN TUTUKLULAR
TİHV Günlük Hak İhlalleri Raporuna göre 2022 yılında cezaevindeki şüpheli ölümler şöyle:
OCAK AYI
* Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tahliyesine 5 ay kalan ve 30 yıldır tutuklu olan Mehmet Hanefi Bilgin, 30 Ocak’ta hayatını kaybetti.
*Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, Ramazan Turan (70), 22 gün tutulduğu tekli hücrede 21 Ocak’ta hayatını kaybetti.
* Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tekli hücrede tutulan Murat E. 13 Ocak’ta hayatını kaybetti.
ŞUBAT AYI
* İstanbul Metris 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Turgay Deniz (39), durumunun ağırlaşması üzerine kaldırıldığı hastanede 2 Şubat’ta hayatını kaybetti.
* Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde Sezer Alan adlı tutuklu 20 Şubat’ta hayatını kaybetti.
* Kırıkkale Keskin T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan İsa Yaşar (57), hayatını kaybetti.
* Bilecik M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 23 Şubat’ta Taner Işıldak (46) adlı tutuklu hayatını kaybetti.
MART AYI
* İzmir Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’nde tutulan Ercan Eke (35), 6 Mart günü hayatını kaybetti.
* Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Hayri Karaş, tahliye edildikten 10 gün sonra tedavi gördüğü Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 Mart’ta hayatını kaybetti.
* Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Sinan Kaya (28), 20 Mart tarihinde hayatını kaybetti.
*Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Can Güder (20), 22 Mart’ta hayatını kaybetti.
* Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Boran (80), tedavi gördüğü hastanede 23 Mart’ta hayatını kaybetti.
NİSAN AYI
*Manisa Akhisar Kapalı Cezaevi’nde 3 Nisan’da tekli hücrede tutulan Mehmet Sevinç hayatını kaybetti.
*İstanbul Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 12 Nisan’da Ferhan Yılmaz ve ismi öğrenilemeyen bir kişi daha hayatını kaybetti.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve hükümet ortağı Devlet Bahçeli tarafından tutukluları tecrit altına almak için inşalarına başlanan F Tipi cezaevlerine karşı direnen ve adına “Hayata Dönüş Operasyonu” verilen katliamda Burdur Cezaevinde sağ kolu buldozer darbeleriyle kopan ve şimdi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan Veli Saçılık, cezaevlerinde artan hak ihlallerini değerlendirdi.
‘TECİRİD, TOPLUMUN HER YERİNE YAYILDI’
Cezaevlerinde, 12 Eylül darbecilerinin yaratmak istediği tecride karşı direnirken sağ kolunu kaybettiğini hatırlatan Saçılık, “Devlet, F tipleriyle bir tecrit yaratarak kimsenin kimseyi görmediği, kimsenin kimsenin ölümüne tanık olmadığı, yapılan zulümlerin görülemeyeceği ve içerdeki sesin dışarıya çıkmayacağı bir sistem inşa etmeye çalıştı. Tecridin topluma yayılmasını, yani içerde ve dışarda hücrelere tecridin yayılmasını engellemek ve bir bütün olarak da toplumun teslim alınmasını engellemek için bir mücadele vermiştik. Bu gün geldiğimiz noktada da F tipleri her yerde yapıldı ve tecritte toplumun her yerine yayıldı” dedi.
‘DEVLET, TOPLUMU TESLİM ALMAK İSTİYOR’
F tipi cezaevlerini inşa eden generallerin Ergenekon operasyonlarıyla yarattıkları zindana girdiklerini ve çeşitli katakulliler yaparak kendilerini GATA’ya attıklarına değinen Saçılık, “Çünkü F tiplerinde yaşayamadılar. Bu sistemin yaşanılamaz olduğunu söylediler. Ardından 15 Temmuz operasyonunda bu generallerin bir kısmı da darbeci olarak oraya düştü. Onlarında intihar ettiğine, şüpheli bir şekilde öldüğüne tanıklık ettik. Şimdi geldiğimiz noktada da devletin topyekûn çöktürme saldırısı ile toplumu teslim almak için cezaevlerini dönüştürmüş durumda. İnsanlar, ‘intihar etti, hatalıktan öldü’ gibi gerekçeler sunarak hayatları yok ediliyor. Birkaç gün önce İstanbul’da gerçekleşen cinayette de ortaya çıktığı gibi durum söyledikleri gibi değil. İşte tecridi kırmak için bizim sebebimiz budur. Eğer cezaevinde siyasi tutuklular öldürülüyorsa, adli tutuklular işkenceye maruz kalıyorsa, bu toplumda demokrasinin hiçbir zaman olmayacağını, özgürlüklerimizin kısıtlanacağını ve korku ikliminin ebedi olacağı anlamına gelir” diye konuştu.
‘YAŞANANLARIN SEBEBİ FAŞİST ZİHNİYET’
“Tecride, sadece 10 bin ya da 30 bin kişinin kapalı yerde olmasından dolayı değil, aynı zamanda bu ülkede yaşayan 83 milyon insanın da bu tutsaklık üzerinden özgürlüğünün esaret altına alındığını bilerek karşı çıkıyoruz” diyen Saçılık, “Bugün benim sağ kolumun olmamasının sebebi, daha önce ‘cezaevleri sorunu 2 kilo siyanüre bakar’ diyen MHP faşist zihniyetidir. Şimdi onunla ortaklık kurmuş AKP zihniyetidir. AKP’li olmayan veya saray rejimine biat etmeyen herkesin birer tutuklu adayı olduğumuzu ve dışardaki mahkumlar olduğumuzun farkına vararak tecride karşı mücadele etmek zorundayız. Tecride, İmralı’da karşı çıkmak zorundayız. Tecride, F tiplerinde karşı çıkmak zorundayız. Hayatın her alanında tecride karşı çıkmalıyız” diye belirtti.
‘TECRİDE KARŞI MÜCADELE ETMELİYİZ’
Tecride karşı çıkmanın bir insanlık görevi olduğun vurgulayan Saçılık, şöyle devam etti: “Kürt olduğumuz için ya da solcu olduğumuz için buna karşı çıkmak zorunda değiliz. İnsan olduğumuz için tecride karşı çıkmak zorundayız. Bu yüzden tecride karşı mücadele insan olma ve insanlık mücadelesidir. Faşizme karşı durma mücadelesidir. Bunun için bütün ailelerin, tutsak yakınlarını ve bütün toplumu cezaevlerindeki cinayetlere, işkencelere ve tecride karşı durmaya çağırıyorum. Biz bunu başarabiliriz. Cezaevlerinde tecridi kaldırıldığımızda ve insanların ölümlerini durduğumuzda inanın çok daha güzel günler göreceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***