İSTANBUL – HDK Kadın Konferansında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürt kadınlarının “üçüncü yol” için bedeller ödediğinin altını çizerek, “Bugün arkadaşlarımız eş başkanlık ve eşitlik mücadelesini nasıl ki cezaevlerinde veriyorsa bizlerde alanlarda bunun mücadelesini yürüteceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri, 11’inci Genel Kadın Konferansı Avcılar ilçesinde bulunan bir salonda konuşmalar ile devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın ardından söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDK kongresinin tarihi bir süreçte gerçekleştiğine vurgu yaptı.
AKP ve MHP iktidarının bütün kirli politikalarını başta Kürt halkına ve Kürt kadınlarına yönelik gerçekleştirdiğinin altını çizen Aydeniz, “Sonra bütün Türkiye halkları ve kadınlarını bu tehlikenin içine koyuyor. Biliyoruz ki Türkiye ve Ortadoğu’da en büyük sorun Kürt sorunudur. Bunun için siyasi ve kadın alanları olmak üzere bütün alanlarda demokrasinin gerçekleşmesi için, Kürt sorunu demokratik yollarla çözülmesi için mücadele ediyoruz. Diyoruz ki; sadece Kürt halkı değil bütün Türkiye halkları birlikte bütün alanlarda Kürt sorununun demokratik yolla çözülmesi için gerekli görevi üstlenmeli ve ona göre hareket etmeliyiz” dedi.
KİRLİ PLANLAR
Devlet bağlantılı suç örgütü yöneticisi Sedat Peker’in açıklamalarını hatırlatan Aydeniz, “Bugün mafyalar, çeteler çıkıp konuşuyor. Bütün kirli eylemlerini Kürt halkı sorunu üzerinden perdelemek istiyorlar. Bunun için başta kadınlar olmak üzere hepimiz bu sorunun çözümü için çalışmalarımızı en iyi şekilde yürütmeliyiz. HDK kongresinin kendini üçüncü çizgi üzerinden örgütlemesi gerektiğini biliyoruz. Çünkü üçüncü çizgi HDK çizgisidir. Çünkü üçüncü yol Türkiye’deki bütün halklar için bir arada yaşamanın sağlanmasının yoludur. Bugün üçüncü yolu yaşama koyarsak sorunlarımız çözülecek, birlikte yaşamamız için olanaklarda daha da gelişecektir. Bunun için Türkiye’de AKP ve MHP iktidarı Kürt halkı ve kadınlar üzerinden saldırılarını gerçekleştiriyorlar. Bunun için toplumsal örgütlenmenin gelişmesini istemiyor. Bunun için partimiz HDP’ye saldırıyor. Bunun için HDK’ye saldırıyor. DBP’ye bunun için saldırıyor. Bizler diyoruz ki bütün kurumlarımızla 3’üncü yol çizgisi doğrultusunda örgütleneceğiz. Bugün yapılan bütün saldırıları kadın kazanımları üzerinden yapıyorlar. Çünkü kadınlar ne kadar örgütlülüğünü büyütürse o kadar toplumun gelişeceğini ve toplumun kendi sorununu çözeceğini biliyorlar. Bunun için kadın kazanımlarına saldırıyorlar. Bunun için İstanbul Sözleşmesine el uzatıyorlar. Bunun için eşitlik sistemine eşbaşkanlık sistemine saldırıyorlar” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE KAPALI BİR CEZAEVİ
Kürt kadınlarının üçüncü yol için bedeller ödediğine vurgu yapan Aydeniz, şunları belirtti: “Bundan sonra da bedel vermeye devam edeceğiz. Bugün eş başkanlarımız belediye eş başkanlarımız milletvekillerimiz cezaevinde. Bugün arkadaşlarımız eşbaşkanlık ve eşitlik mücadelesini nasıl ki cezaevlerinde veriyorsa bizlerde alanlarda bunun mücadelesini yürüteceğiz. Türkiye halklarına yönelik baskıları fazla. Bunu da tecrit politikası kapsamında yapmak istiyor. Ne kadar tecridi ağırlaştırırlarsa Türkiye halkları kadınları gençleri ve bütün alanlarda tecrit ile bağlantılı olarak daha fazla tecrit yürütülüyor. Bugün Türkiye kapalı bir cezaevidir.”
ERKEKLERE KAPILAR AÇIK
Pandemi sürecinde kadınların birçok şiddet türüyle baş başa kaldığına işaret eden Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren de, kadınların yoksullaştırıldığını ifade etti. Şiddetin tolere edilemeyeceğini belirten Öneren, “Her gün onlarca kadını katleden bu şiddet nasıl önlenebilir. Erkek devlet zorunda kaldığı için imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede feshetti. Biz bu feshi tanımıyoruz. Kadını, çocuğu ve LGBTİ+’ları koruyan sözleşmemizi erkek devletin ellerine emanet etmeyeceğiz” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının netleşeceği 1 Temmuz’a dek kadınların alanlarda olacağını söyleyen Öneren, devletin erkeklere ve patronlara her zaman açık kapı bıraktığına dikkati çekti.
Kadın düşmanlığına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Öneren, “Vardık, varız, varolacağız” diye ekledi.
KADINLAR BİRİNCİL GÜÇ
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Deniz Aktaş, iktidarın kadınların ve ezilenlerin hayatlarına dönük büyük bir saldırganlık içinde bulunduğunu ifade etti. İktidarın “Faili meçhul yok” sözlerini hatırlatan Aktaş, katledilen kadınların isimlerini saydı. İktidarın içinde bulunduğu sıkışmışlığa karşı kadın konferansının bir cevap olduğunu belirten Aktaş, kadınların iktidara geri adım attıracak birincil güç olduğunu vurguladı.
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce de, direnen kadınları selamlayarak, kadın dayanışmasının faşizmin sonunu getireceğini söyledi. Pandemide kadınların içinde bulunduğu şiddet ortamının bütün bir ülkeyi ilgilendirdiğini ifade etti.
MÜCADELE ÇAĞRISI
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ Karahalı, Türkiye coğrafyasının katliam, baskı, sömürü ile anıldığını dile getirdi. “Üstelik kendi içlerinde çıkan ve bu suçları birlikte işlediklerini ifade edenler karşımıza çıkmakta” diyen Karahalı, “ Biz kadınlar bunların böyle olduğunu biliyorduk. Çete düzeni olduğunu biliyorduk. Bugün ihtiyacımız olan hem bu coğrafyada hem de dünyanın dört bir yanında birleşik mücadele zeminini taşımak” ifadelerini kullandı.
Yeni Demokrat Kadın (YDK) Üyesi Nurgül Uci ise, kadınların ancak bir araya gelerek saldırıları durdurabileceğini ifade ederek, tüm kadınları mücadele alanlarına davet etti.
Konuşmaların ardından konferansa 15 dakikalık ara verildi. Aranın ardından konferans basına kapalı şekilde devam edecek.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.