İZMİR – KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine dönmeleri talebiyle gerçekleştirilen eylemin 350’nci haftasında konuşan Fatma Çayır, “Temel hak ve özgürlükler sistematik şekilde bastırılmıştır” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubesinin, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işten çıkarılmaları protesto etmek amacıyla her çarşamba düzenlediği oturma eylemini 350’nci haftasında da Karşıyaka çarşı girişinde basın açıklamasıyla devam ettirdi. “İhraç tecrittir. Tecrit insan hakları ihlalidir. Hak ihlallerine hayır. İşimize geri döneceğiz” pankartı açılan açıklamada sık sık “Hak hukuk adalet”, “KHK’ler gidecek biz kalacağız” ve “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. Basın açıklamasını Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube TİS ve Hukuk Sekreteri Fatma Çayır okudu.
Türkiye’de tek adam rejiminin kurumsallaştıkça anayasa ve hukukun askıya alındığını ve hak arama yollarının tıkandığını belirten Fatma Çayır, yargı bağımsızlığının da fiilen ortadan kalktığını ve temel hak özgürlüklerin sistematik bir şekilde bastırıldığını ifade etti. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının tanınmamasının normale döndüğünü vurgulayan Fatma Çayır, “İktidarın iradesi halk iradesinin önüne geçmiş, kayyumlar eliyle seçme ve seçilme hakkı kağıt üzerinde göstermelik hale getirilmiş, kayyum atamaya gerekçe gösterilen davalardan beraat eden seçilmiş belediye başkanları dahi yeniden görevlerine iade edilmemişlerdir. İktidarın emek karşıtı politikaları sonucunda çalışma yaşamında da kazanılan hakların bir bir ortadan kaldırılması süreci devam ettirilmiş, açlık ve sefalet ücreti ortalama ücret ve güvencesiz istihdam olağan hale getirilmiş, vergi adaletsizliği büyümüş, kamu hizmetlerinin niteliği siyasal kadrolaşma nedeniyle ciddi biçimde gerilemiştir” dedi.
‘SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ’
İktidar politikalarının ihraç edilen kamu görevlilerin yaşam hakkı ve çalışma hakkına yönelik tehdit oluşturduğuna değinen Fatma Çayır, “İktidarın ihraç edilen ya da açığa alınan kamu görevlileri için ‘bir daha geri dönmemek üzere kamu görevinden çıkarma’ kararı vermesi, ihraç edilen kamu görevlilerin ‘yaşam hakkı’ ve ‘çalışma hakkına yönelik açık bir tehdittir. KHK’lerle hukuksuzca ihraç edilen kamu emekçilerinin adalet arayışı yargı eliyle uzun yıllara yayılarak adeta bir intikam aracına dönüştürülmüştür. Bizler, bu alanda 350 haftadır haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlilerinin bütün haklarıyla birlikte derhal işlerine iade edilmeleri için sesimizi yükseltiyoruz” dedi.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇIKIŞ AĞIR SONUÇLAR DOĞURDU’
Kadın yoksulluğunun tarihi seviyelere çıktığını söyleyen Fatma Çayır, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri hız kesmemiş, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın ağır sonuçları daha da görünür hale gelmiştir. Bu ağır tabloya rağmen 6284 Sayılı Kanun’a yönelik saldırılar sürmüş, cezasızlık politikası nedeniyle şüpheli kadın cinayetlerinde bariz bir artış görülmüştür” ifadelerini kullandı. Mesem, Çedes gibi uygulamalarla çocukların eğitim hakkı zayıflatılmış, çocuk işçiliği devlet politikalarıyla meşrulaştırıldığına dikkat çeken Fatma Çayır, 2024-2025 döneminde 72 çocuk işçi ölümü raporlanmıştır” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































