Ankara’da düzenlenen “Türkiye’de Adaletin Yeniden İnşası Forumu”nda konuşan avukat Hatice Yıldız, “yeniden yapılanma” iddiasıyla gerçekleştirilen ev baskınları ve tutuklamalara ilişkin çarpıcı bir dosyayı kamuoyuyla paylaştı.
Yıldız, geçtiğimiz hafta tutuklanan bir müvekkilinin dosyasından örnekler vererek, yürütülen soruşturmaların geldiği noktayı anlattı.
Yıldız, müvekkilinin kendisi gibi KHK ile ihraç edilmiş kişilerle birlikte, tamamen gündelik ihtiyaçlara dayalı banka hareketleri gerekçe gösterilerek gözaltına alındığını belirtti. “İnsanlar tahin, pekmez, hurma, pirinç, zeytinyağı alıyor. Bir kısmını evinde kullanıyor, bir kısmını pazarda satıyor. Devletin MASAK’ı, ülkede gerçek anlamda kara para aklama varken, işi gücü bırakmış; daha önce “f…” isnadıyla ihraç edilmiş insanların hesaplarını didik didik inceliyor” dedi.
Dosyada yer alan harcamaları tek tek okuyan Yıldız, “206 TL tahin, 508 TL hurma, 690 TL zeytinyağı, 175 TL kimyon… Yaklaşık 400 hesap hareketi içinden 30 işlem seçiliyor. Çünkü bu işlemlerin yapıldığı bazı kişiler daha önce f…’den işlem görmüş. Sadece bu nedenle insanlar gözaltına alınıyor” ifadelerini kullandı.
“Hiçbirini katıma bile getirmeyin”
Savcılık talimatıyla farklı illerden polis ve araç tahsis edilerek şüphelilerin Ankara’ya getirildiğini anlatan Yıldız, gözaltı sürecinin dört gün sürdüğünü, dördüncü gün savcının “Hiçbirini katıma bile getirmeyin” dediğini aktardı. Ardından dosyanın sulh ceza hâkimliğine sevk edildiğini söyledi.
Cuma günü yapılan işlemleri anlatan Yıldız, sulh ceza hâkiminin saat 14.30’da salona geldiğini, şüphelilerin tamamının tutuklamaya sevk edildiğini bu sırada öğrendiklerini belirtti. “Müvekkilim kadın ve şoktaydı. ‘Anlamıyorum’ diyordu. ‘Tahin yazıyor, pekmez yazıyor; 125 lira, 75 lira…’” dedi.
Duruşmada tüm şüphelilerin aynı anda salona alındığını belirten Yıldız, bunun bilinçli bir psikolojik baskı olduğunu savundu. “Daha biz konuşmadan hâkim, ‘Bütün şüphelilerin tutuklanması lazım’ dedi. Aynen bu el hareketiyle” ifadelerini kullandı.
Evlere tamire giden kurmay albaylar
Yaşananlara tepki gösteren Yıldız, duruşmada hâkime hitaben, “Bu bir insanlığa karşı suçtur. Bu soruşturma insanlığa karşı suçtur. Bunu tarih yazacak” dediğini aktardı.
KHK ile ihraç edilmiş olmanın, insanları kalıcı bir damgalamaya maruz bıraktığını söyleyen Yıldız, “Bu durum, Nazi Almanyası’nda insanların kollarına numara yazılmasına benzeyen bir muameleye dönüştü. Bu insanların hiçbiri hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet yok.” dedi.
Yıldız, beraat etmiş kişilerin dahi takip edildiğini vurgulayarak, “Kurmay albaylar şirket kurmuş, yasal ticaret yapıyor. Beyaz eşya tamiri için evlere gidiyorlar. Hurma satan insanlar var. Buna ‘örgütsel yeniden yapılanma’ deniyor. Elinde silah tutmuş birine ‘git sigorta primi yatır, fatura kes’ mi dersiniz?” diye sordu.
Yıldız, yapılanların insanların hayatta kalma çabasını cezalandırmaya dönüştüğünü belirterek, “Bu insanların terörist olmadığı biline biline yapılıyor. ‘Beraat etmişler’ diyorsunuz, kimsenin umurunda değil. Ekmek yedikleri için peşlerindeler. ‘Ağaç kabuğu yesinler’ denilen şeyin gerçek olduğunu görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Terörist denilen insanların çocukları üniversite kazanıyor, bu ülkede okuyor” diyen Yıldız, “Çocuğunu üniversiteye gönderen bir terörist profili var mı dünyada?” diye sordu.
”Bu yaşananlar ülkeye ihanettir”
Konuşmasının sonunda Katyn Katliamı örneğini hatırlatan Yıldız, bir ülkenin aydınlarını kaybetmesinin uzun vadeli sonuçlarına dikkat çekti. “Bugün yetişmiş insanlarımız Almanya’da, Hollanda’da üniversitelerde ders veriyor, hastalara bakıyor. Biz o insanları kendi elimizle gönderdik. Buna itiraz etmek vatanseverliktir” dedi.
Yıldız, mücadelenin “rica ederek değil, görev hatırlatarak” yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu hukuksuzluğun mimarlarından hesap sormak zorundayız. Herkes çok yoruldu biliyorum ama lütfen vazgeçmeyin” çağrısıyla sözlerini tamamladı.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































