AMED – Tahir Elçi dosyasında İstinaf’ın verdiği kararı “Cezasızlık politikasının devamı” olduğunu söyleyen avukatlar, buna karşı hukuki ve toplumsal mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Amed’in Sûr ilçesinin tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen Amed Barosu eski Başkanı Tahir Elçi olayına ilişkin “Taksirle ölüme neden olma” suçundan yargılanan polisler, hakkında Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi.
Kararın taşındığı üst mahkeme olan Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 10’uncu Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını “hukuka uygun” bularak, suç türü dolayısıyla verilecek ceza sınırının 5 yılın altında kalması nedeniyle Yargıtay yolu kapalı olarak reddine kesin karar verdi.
Amed Barosu avukatları, verilen karara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İSTİNAF 6 AYDA SONUÇLANDI
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Şilan Çelik, Tahir Elçi dosyasında yerel mahkemenin soruşturma aşamasında Amed Barosu ve Tahir Elçi ailesinin taleplerini yerine getirmediğini belirterek, aksine talepleri geciktirdiğini ve birçoğunu da reddettiğini hatırlattı. Soruşturma aşamasındaki tutumun kovuşturma aşamasında da devam ettiğinin altını çizen Şilan Çelik, “Hem duruşmalardaki talepler hem mahkemenin yaklaşımı bizlerde yargılamanın hakkaniyete uygun yürütüleceğine dair ciddi endişeler yaratmaktaydı. Olay yerinde keşif yapılmadı, bu önemli bir detaydı ve talep reddedilmişti. Ayrıca tanıkların soruşturma aşamalarında ifade ve beyanlarını işkence altında verdiklerini söylemelerine, bundan döndüğünü beyan etmelerine rağmen soruşturma aşamasında verilen beyanlarına dayandırılarak, hüküm kuruldu” dedi.
Olay yerinde keşif yapılmadığını, adli mimarlık raporunda çıkan sonucun da dikkate alınmadığını ifade eden Şilan Çelik, “Nihayetinde yargılanan sanıklar hakkında beraat kararı verildi. Yargılama süreci 9 yıl devam etmesine rağmen, İstinaf aşaması 6 ay gibi bir sürede hemen sonuçlandı. İlk yerel mahkeme süresindeki hukuksuzlukların, İstinaf aşamasında ortadan kaldırılacağı kanaatindeydik. Ancak gördük ki kısa süre içinde hemen dosyada ‘kesin’ olmak üzere, istinaf başvuruları da reddedildi. Bu aşamada dosyanın artık kesinleştiğini, yargı nezdinde Tahir Elçi hakkında verilen bu cezasızlık kararını görmekteyiz” diye belirtti.
‘CEZASIZLIKLA MÜCADELE EDİLMELİ’
Devletin taraf olduğu, kamu görevlilerinin özellikle de kolluğun yargılandığı davalarda cezasızlığın bir politika haline getirildiğini anımsatan Şilan Çelik, yargı pratiğine bakıldığında 90’lardan beri gelen yargısız infaz dosyalarında, zorla ve büyük bir çaba ile dosyalar açılsa da, dosyaların büyük bir çoğunluğunun cezasızlıkla sonuçlandığını gördüklerini vurguladı. Devletin taraf olduğu dosyaların ya zaman aşımı ya da beraat kararlarıyla sonuçlandığını anımsatan Şilan Çelik, “Tahir Elçi dosyasında da ne yazık ki aynı pratikle karşılaştık. Tahir Elçi zaten meslek hayatı itibariyle cezasızlıkla mücadele etmiş birisiydi. Kendisinin de aynı kaderi paylaşması, dosyasının da cezasızlıkla sonuçlandırılmış olması bunun bize tutum olduğunu, artık cezasızlığın tekrar ettiğini, mücadelenin bu noktada yargısal, toplumsal anlamda devam etmesi gerektiğini göstermektedir” dedi.
Baro olarak İstinaf kararına karşı AYM’ye başvuracaklarını belirten Şilan Çelik, oradan da “ihlal” kararı çıkmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi.
‘CEZASIZLIĞIN ACI ÖRNEĞİ OLDU’
Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım, Tahir Elçi dosyasının tüm dünya tarafından takip edildiğini ve soruşturma aşamasının nasıl eksik yürütüldüğünü, delillerin gerektiği gibi toplanmayıp yok olduğuna da tanıklık ettiklerini söyledi. Bu durumun kovuşturma aşamasında da sürdüğünü belirten Derya Yıldırım, “Cezasızlık politikasının en acı örneklerinden biri de Tahir Elçi dosyası oldu. Baro başkanımız tüm dünyanın gözü önünde, basının önünde katledildi ve buna rağmen bir delil olmadığı iddiasıyla dosya sonuçlandırıldı. Baro olarak bundan sonraki süreç AYM ile sürecek. Bu noktadaki mücadelemizden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Sonuç alamazsak dahi devlet eliyle gerçekleşmiş bir katledilme olduğu açık ve net. Bu noktada da mücadelen vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘KOLLUK DOSYALARINDA CEZASIZLIK HAKİM’
Tahir Elçi Dava Komisyon Üyesi avukat Gamze Yalçın İlboğa, kovuşturma makamlarının esasa etki edecek delilleri toplamadığını belirterek, “Devlet gücünü kullanan kolluk kuvvetlerinin, jandarmanın ya da devlet adına yetki kullanan köy korucularının olduğu dosyalarda özellikle faillerin ve sanıkların cezasızlıkla bırakıldığına ilişkin bir tutum söz konusudur. Biz bu tutumu cezasızlık politikasının bir sonucu olarak görüyoruz. Bu aşamadan sonra dosyanın cezasızlıkla sonuçlanmaması adına önümüzdeki hukuki süreci yürütme kararlılığındayız” ifadelerinde bulundu.
MA / Müjdat Can
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***