AKP rejimi tarafından el konulmadan önce Kuzey Doğu Afrika’daki Sudan’da bulunan Türk okulunda muhasebeci olarak görev yapan ve aynı zamanda kapatılan Kimse Yok mu Derneği’nde gönüllü çalışan Yusuf Maman (39), yakalandığı sıtma hastalığına nedeniyle dün gece hayatını kaybetti.
2007 yılında Sudan’a Arapça tercümanlık okumak için giden Maman, 2015’ten itibaren Kassala kentinde bir mobilya fabrikasında çalışıyordu.
Gülen cemaatine yönelik davalar kapsamında hakkında soruşturma açıldığı için 2020’de pasaportu iptal edilen Yusuf Maman’ın eşi S. Maman, “Yaklaşık 10 senedir Sudan’daydı. 2020’de eşimin pasaportunun süresi bitti, elçilik yenilemeyeceğini söyledi. Ben mecburen iki yaşındaki kızımla Türkiye’ye geri döndüm ama havaalanında iki yaşındaki kızımla beraber gözaltına alındım. İki sene mahkeme süreci oldu. Yasağım kalkınca eşimin yanına gittim. 9 ay yanında kaldık ama 2022 yılında ikinci çocuğuma 2,5 aylık hamileyken Sudan’da iç savaş çıktı. Eşim bizi Türkiye’ye göndermek zorunda kaldı. Kendisi dosyasının içeriğini bilemediği için gelemedi. Savaşın ortasında kaldı.” dedi.
S. Maman, 15 Temmuz’dan sonra yaşadıkları süreci Kronos’a anlattı:
“Eşim 2007 yılında Sudan’a öğrenci olarak gitmişti. Arapça tercümanlık okudu. Kimse Yok mu Derneği’nde de gönüllü olarak çalışıyordu. Ben de Sudan’a ilahiyat okumak için gitmiştim. 2014’te evlendik. Yeni evliyken eşim Türk okulunda muhasebecilik yaptı. 2015’te okuldan ayrıldı. Bildiğim kadarıyla bu okullar 2017’de Türkiye Maarif Vakfı’na devredildi. Eşim zaten özel sektöre geçmişti. En son Sudan’ın Kassala şehrinde küçük bir mobilya fabrikasında çalışıyordu.
“BİR TWEET NEDENİYLE GÖZALTINA ALINDIM”
2020’de eşimin pasaportunun süresi bitti, elçilik yenilemeyeceğini söyledi. O zaman bir sıkıntı olduğunu anladık. Ben mecburen iki yaşındaki kızımla Türkiye’ye geri döndüm ama havaalanında iki yaşındaki kızımla beraber gözaltına alındım. İki sene mahkeme süreci oldu. Yasağım kalkınca eşimin yanına gittim. 9 ay yanında kaldık ama 2022 yılında ikinci çocuğuma 2,5 aylık hamileyken Sudan’da iç savaş çıktı. Eşim bizi Türkiye’ye göndermek zorunda kaldı. Kendisi dosyasının içeriğini bilemediği için gelemedi. Savaşın ortasında kaldı.
“PASAPORTUNU YENİLEMEDİLER”
Elçilik bir türlü pasaportunu yenilemiyordu. Düzelir diye hep bekledi. Türkiye’ye gidecek, davası görülecek, ondan sonra dediler. O da benim yaşadıklarımı anlattı. ‘Eşim bir tweetten dolayı iki yıldır mahkemelerde perişan oldu, bekledi, uğraştı. Ben gitsem, sonuçta ev geçindiriyorum, ne olacak halim’ dedi. Bu yüzden gelmedi.
“YÜKSEK ATEŞ NEDENİYLE BEYİN FELCİ GEÇİRDİ”
Sudan’da sıtma salgını var. Sivrisinekten bulaşıyor. Bazen çok ölümcül oluyor. Eşim dört gün önce sıtmaya yakalanmış, ateşi çok yüksekmiş, beynine vurmuş ve beyin felci geçirmiş. Hastanede bilinci kapalı yatıyordu. Tedavi için Mısır ya da Nijer gibi yakındaki diğer ülkelere götürmek için uğraşıyorduk ama dün gece kaybettik.
“YAŞADIKLARIMIZ AĞIR GELİYOR”
Dört senedir oradan buradan o kadar imtihan olduk ki, artık hayatımız düzene girsin diye beklerken eşimi kaybettim. Çocuklarla ben burada, eşim orada… Ağlamadığım bir gece bilmiyorum. Yaşadıklarımız ağır geliyor. Gerçekten çok zorlanıyorum.
“YETİMHANELERDE GÖNÜLLÜ OLARAK ÇALIŞTI”
Eşim herkese yetişirdi. Ben Darfur’a gelin gitmiştim. Darfur’u bilirsiniz; bir akbaba açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğunun başında ölümünü bekleyen şehir. Eşim oralardaki yetimhanelerle ilgilendi, gönüllü olarak yapıyordu bunu. Gerçekten gönlü çok zengin bir insandı. Kendisine giden hiç kimseyi geri çevirmezdi. Çok üzgünüm.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***