DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim sonrası ekonomik durum değerlendirmesinde Merkez Bankası’nın dolar kurunu baskıladığını işaret etti. Elektrik, doğalgaz ve benzeri giderlerdeki fiyat artışlarının da sürpriz olmayacağını belirten Babacan, “Tamamen karanlıkta, ilkesi olmayan, kuralı olmayan, şeffaf olmayan yöntemlerle devam eden bir ekonomi görüyoruz. Tahmin yapmak zor” dedi.
Babacan, medya kuruluşları temsilcileri ve yazarlarıyla buluşmasında, yerel seçim sürecine ilişkin eski Anayasa Mahkemesi üyesi olan DEVA Partisi’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Adayı Celal Mümtaz Akıncı’yla birlikte soruları yanıtladı.
Mevcut ekonomide Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın rollerini “iyi niyetli etki etme çabaları” olarak yorumlayan Babacan, ekonomide asıl belirleyici aktörün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydetti. Ali Babacan, dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin koşullarında, demokrasi ve hukuki zemin güçlü olmadığı için ekonomide gerçek anlamda iyileşme sağlanamayacağını savundu. Babacan, Şimşek ve Yılmaz gibi aktörlerin öncelikle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon oranını doğru şekilde, halkın yaşadığı gerçek enflasyon oranında açıklaması gerektiğini söyledi.
“Seçimden sonraki dönem için Allah hepimize kolaylık versin”
Ali Babacan, “Dakika bir, gol bir. TÜİK’in açıkladığı enflasyona kimse güvenmiyorsa iş bitti. Merkez Bankası bağımsız olmadan, TÜİK bağımsız olmadan daha SPK’sı, BDDK’sı bu tür bağımsız çalışması gereken kurumlar bağımsız çalışmadan bu ülkede ekonomi düzelmeyecek maalesef. Olmayacak. Üzülerek söylüyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak, içim sızlayarak bunu söylüyorum. Onun için seçimden sonraki dönem Allah hepimize kolaylık versin” diye konuştu.
“128 milyar dolar hikayesi 400 milyar doları aştı”
Merkez Bankası’nın arka kapıdan döviz kuruna müdahale etmek üzere döviz satışlarına devam ettiğini savunan Babacan, “Şimdi Merkez Bankası sürekli olarak piyasaya müdahale ediyor. Sürekli olarak döviz satıyor. Şu anda kadar sattığı dövizin 400 milyar doların üzerinde olduğunu biz hesap ediyoruz. Hani o meşhur o 128 milyar dolar nerede hikayesi vardı ya. Bu rakam 2019 Ocak ayından beri 400 milyar doları geçti. Seçimlerden sonra eğer bugün kuru bastırıyorlarsa seçimlerden sonra ‘artık dayanamıyoruz, bastıramıyoruz’ diye kurun farklı bir noktaya gitmesi bizim için bir sürpriz olmaz. Ama o kadar karanlıkta yapılıyor ki işler. Tamamen karanlıkta, ilkesi olmayan, kuralı olmayan, şeffaf olmayan yöntemlerle devam eden bir ekonomi alanı görüyoruz şu anda” açıklamasında bulundu.
Bu seçim hükümeti uyarmak için bir fırsat
Bunun seçimlerde nasıl etki göstereceği sorusu üzerine Babacan, vatandaşlarca artık Erdoğan’a sarı kart gösterilmesi gerektiğini söyleyerek, “Vatandaşlarımız çok ciddi bir kredi açtı son yıllarda Sayın Erdoğan’a her seçimde. Fakat krediyi açtı açtı da paranın geri dönüşü yok. Hani bankacılık tabiriyle krediyi açıyorsun ama geri dönüşü yok. Olmuyor” dedi.
“Bankalar ne yapar? Bir süre sonra ‘kusura bakma arkadaş eski borcunu ödüyorsun ben sana yeniden veremem’ der. Hani kredi açmak tabirini biraz ilerleterek bunu söylüyorum” diyen Babacan, “Dolayısıyla bu seçimler sadece bir belediye başkanlığı seçimi değil. Sadece bir yerel seçim değil. Bize göre bu seçim hükümeti bir uyarma seçimi aynı zamanda. Hükümeti uyarmak için bir fırsat” ifadesini kullandı.
DEVA Partisi Demokrat Parti’yle grup kuracak mı?
Ali Babacan, DEVA Partisi’yle Demokrat Parti arasında kurumsal anlaşma ile TBMM’deki üç Demokrat Partili isim bağlamında TBMM’de grup kurulması adımı atılacağı iddiasını reddetmedi. Babacan, Demokrat Partililer’in yanı sıra İYİ Parti’den ayrılan Salim Ensarioğlu ve Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu’nun geçişiyle birlikte mevcut 15 kişilik DEVA Partisi’nin TBMM’de grup kurması için gerekli 20 milletvekili sayısına ulaşabileceğine ilişkin iddiayı ise açıkça kabul etmedi.
Salim Ensarioğlu ise sosyal medyadan paylaştığı mesajında, bazı haber sitelerinde ve sosyal medya platformlarında DEVA Partisi’ne geçtiği yönünde haberler yapıldığını hatırlatarak, “Deva Partisinin değerli genel başkanı Sayın Ali BABACAN ve çok değerli bir çok siyasi parti genel başkanları tarafından partilerine davet edildim. Ancak Deva Partisi dahil herhangi bir siyasi partiye katıldığım haberleri doğru değil” diye yazdı.
Ensarioğlu mesajında, “Şu anda Diyarbakır’dayım ailemle ve dostlarımla istişare halindeyim. Sonrasında İstanbul’da bana destek veren seçmenlerimle, dostlarımla ve hemşerilerimle istişare ettikten sonra, muhafazakâr ve demokrat Kürt kimliğimin gerektirdiği saiklerle siyasi rotamda bir değişiklik olduğu taktirde bu kararın bizatihi tarafımca kamuoyu ile paylaşılacağını özellikle belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
DEVA 81 ilde nasıl aday belirledi?
Ali Babacan, yerel seçimlerde 81 ilde belediye başkanı adayları çıkardıklarını belirterek, aday belirlemede parti örgütü içinde karar alma süreci yürüttüklerini ifade etti.
CHP Lideri Özgür Özel’in aday belirlemede yapay zeka kullanıldığı açıklamasının hatırlatılması üzerine Babacan, “Biz gerçek zekayla yaptık, yapay zekayla değil. Gerçek zeka ve tabii bir de akillik ayrı şey biliyorsunuz. Zekilik ayrı, akillik ayrı bir şey. İkisini birleştirmek gerekiyor. Yapay akillik daha bulunamadı henüz. Yapay zeka var da yapay akillik yok” dedi.
DEVA Partisi olarak yapay zeka gelişimini yakından izlediklerini söyleyen Babacan, yapay zeka ile ilgili mutlaka regülasyon, yasal düzenleme gerektiğini de sözlerine ekledi.
DEVA Partisi Ankara adayı, Gökçek dönemini eleştirdi
DEVA Partisi’nin ABB adayı Akıncı ise, çok büyük bir kaynak harcanarak yapılan Ankapark’ın büyük bir israf olduğunu savundu.
Ankara’nın başkente yakışan bir fuar alanına sahip olmadığını dile getiren Akıncı, Ankapark’taki büyük alanın fuar alanı olarak kazandırılması gerektiği görüşünü paylaştı.
“Bunun dışında hepimizin trafikle ilgili yavaş yavaş İstanbul’a benzer bir trafik çilesi çekmeye başladığımızın farkındayım” diyen Akıncı, “Trafik sorununun çözülmesi için alternatif yollar yapılması, bunun dışında trafik akışında kameralarla birlikte yapay zekanın birlikte kullanılması suretiyle trafikteki gereksiz beklemeler nedeniyle doğan hem zaman hem de yakıt israfının önlenmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Yenilenebilir enerjiden belediye hizmetlerinde yeterince yararlanılmadığını savunan ABB adayı, güneş ve rüzgar enerjisinin kullanılması suretiyle daha ucuz maliyetle elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması gerektiğini söyledi.