Amerika’nın altı farklı şehrinde Türkiye’de hizmet hareketi mensuplarına yönelik yapılan zulümleri anlatılıyor. Advocates of Silenced Turkey (AST), ‘Sosyal Soykırım Sergisi’ için zulmün sembolü 34 hatıra hazırlanarak Midwest’te şehir şehir gezmeye devam ediyor.
Turkish American Society of Ohio (TASO) ev sahipliğinde 20 Ocak tarihinde Ohio Eyalet Üniversitesi’nin Fawcett Merkezi’nde ziyarete açılan sergi vesilesiyle zulme uğramış hayatlar bir kez daha anıldı. Programa çok sayıda Amerikalı ve Türk katıldı. Üniversite ve lise öğrencilerinden oluşan 30 kişilik büyük bir ekip programın hazırlanmasında ve sunulmasında rol aldı.
Sergiye Columbus’tan katılan Mesude ve Ahmet Çamalan çifti, sergiye çok anlamlı bir hatıra bağışladılar; 18 aylık Enes’in bir ülkeden yasadışı çıkışında kullanılan bir bavul. Enes bu bavulun içinde ülkeden çıkmak zorunda kalmış…
Mesude Çamalan, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
- Yaşadığımız zulmü unutturmamak ve sesimizi duyurmak adına, bu sergiye katılmayı ve önemli bir hatıramızı bağışlamayı çok önemsedik. Ben, Hizmet Hareketi’ne ait okullarda öğretmenlik yapıyordum. Bu yüzden yurtdışına çıkış yasağım vardı. Ancak ailemi bir araya getirmek için her şeyi göze almak zorundaydım.
- En zor kararı, 18 aylık oğlum Enes’le ilgili aldım. Yasadışı yollarla çıkmaya karar verdiğimizde, kaçakçılar oğlumu bir bavul içinde sınırdan geçirmemizi şart koştu. Bu, bir anne olarak karşılaşabileceğim en korkunç durumlardan biriydi. Oğlumu bavula koymak, ona zarar verme ihtimali…
- Bunların hepsi aklımdan geçti. Ancak başka çaremiz yoktu. Enes’i ağır bir uyku ilacıyla uyutarak, onu o bavulla sınırdan geçirmek zorunda kaldım. Bu olay, benim ve ailemin yaşadığı zulmün sadece küçük bir parçası.
- Bugün burada, bu acı dolu anıları paylaşmak ve yaşananları unutturmamak için buradayız. Sergiye bağışladığımız bu hatıra ve verdiğimiz röportaj, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için. Umarım, bu sergi, benim ve benim gibi nice insanların yaşadığı acıların dünya tarafından duyulmasına ve anlaşılmasına vesile olur.
İyi insanların korkunç sessizlği tarihe geçti!
Programın sunuculuğunu yapan Turkish American Society Of Ohio üyesi Dr. Salim Uçan, konuşmasına Martin Luther King’in, “Tarih, bu sosyal geçiş döneminin en büyük trajedisinin, kötü insanların gürültülü çığlıkları değil, iyi insanların korkunç sessizliği olduğunu kaydetmek zorunda kalacak.” sözleriyle başladı. Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Uçan, yapılan bu serginin zulmü duyurma noktasında çok büyük anlam taşıdığını ifade etti.
Prof. Dr. Soltes: Tarihte görülen soykırımlarla paralellik taşıyor
Georgetown Üniversitesi’nden Prof. Ori Z. Soltes, bireysel özgürlükler ve belirli gruplar üzerindeki sosyo-politik manzaranın etkilerine dair derinlemesine konuşması ile öne çıktı. Prof. Ori’nin konuşmasından bazı bölümler şu şekilde:
- 15 Temmuz’daki sözde darbe girişimi, tarihte görülen soykırım ve zulümlerle paralellikler taşıyor. Hitler gibi diktatörlerin iktidarlarını sürdürmek için başvurduğu hukuk dışı uygulamalar ve insanlara yaşattıkları soykırım benzeri zulümler, bu olayın altında yatan gerçekleri gözler önüne seriyor. Bu durum, diktatör rejimlerin insanlık üzerindeki derin ve yıkıcı etkilerini açıkça ortaya koyuyor.
- 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte yüz binlerce insan, öğretmen, yargıç, gazeteci, akademisyen işlerini kaybetti ve ev hanımları dahil olmak üzere tutuklandılar. Lütfen bu sergiyi dikkatle gezin ve yaşanan hukuksuzluklara şahit olun.
Prof. Ori’ye yöneltilen “Bu sergide sizi en çok etkileyen hatıra nedir?” sorusuna verdiği cevap şu şekildeydi: “Meriç Nehri’nde üç çocuğu ile hayatını kaybeden Hatice Akçabay, beni derinden etkiledi.”
2,2 milyon insan hakkında soruşturma açıldı
Serginin koordinatörü Aslıhan Kas, 15 Temmuz’daki sözde darbe girişimi sonrası yaşanan olaylara ve hak ihlallerine dikkat çekti. Şu bilgileri verdi:
15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK’lar) ile
● 2,2 milyondan fazla soruşturma yapıldı.
● Medya ağır bir şekilde sansürlendi, 100’den fazla haber kuruluşu kapatıldı.
● Hükümet, binlerce eğitim ve iş kurumunu ele geçirdi.
● 600.000’den fazla kişi gözaltına alındı ve yarım milyon kişi tutuklandı.
● Yürek burkan bir gelişme olarak, 3.000’den fazla çocuk anneleriyle birlikte hapishanelerde büyüdü.
● Bu baskı sırasında, çocuklar dahil olmak üzere neredeyse 1.000 kişi hayatını kaybetti.
● İstinaf ve Yargıtay’da 122 bin 632 kişinin dosyası hala karar bekliyor.
Rakamlar bir istatistiği ifade etse de bu sergi vesilesiyle yaşanan trajediye tek tek şahit oluyoruz. Sergi bugüne kadar dokuz farklı şehirde on dört farklı programla binlerce ziyaretçi ile buluştu. Bu anlamlı yolculuğumuza destek veren herkese teşekkür ederiz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***