Reuters’ın 10’a yakın hükümet ve parti yetkilisiyle yaptığı görüşmelere göre AKP içinden bir grup, ekonomide mevcut sorunların şu ana kadar izlenen politikalarla çözülmesinin olanaksız olduğu üzerine bir çalışma yapıyor.
Aralarında, daha önce ekonomi yönetiminde görev almış bazı üst düzey partililerin de yer aldığı bu çalışmada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ekonomide önümüzdeki dönemde oluşabilecek sorunların ciddiyeti konusunda uyarmak ve kademeli faiz artışını da içeren bir program ile hazır olmak amaçlanıyor.
Seçimlerinin ilk turunda hiçbir aday cumhurbaşkanı olmak için yeterli oranı sağlayamasa da Erdoğan yüzde 49.5 ile en fazla oyu alan aday oldu. Erdoğan bu hafta sonu yapılacak ikinci tur seçimlerde muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yarışacak.
Kaynakların verdiği bilgiye göre diğer görüş ise düşük faiz politikasına dayanan; döviz, tahvil, bankaların kredi ve mevduatlarının para birimi dağılımında kamunun gittikçe daha çok yön belirleyici olduğu mevcut programın devamı yönünde.
Mevcut uygulamanın temel hedefi ise kalıcı yüksek büyüme sağlamak için ihtiyaç duyulan kredileri “selektif” olarak adlandırılan alanlara, üretime odaklayarak kronik cari açığı sonlandırmak.
Seçimin ilk turunda Erdoğan’ın daha yüksek oy alması, AKP’nin esas olarak yüksek enflasyonla düşen alım gücünün etkisiyle 2018’e göre 7 puan daha az oy aldığı gerçeğini şimdilik ikinci plana itmiş görünüyor.
İktidar ve mevcut ekonomi yönetimi ise faiz karşıtı, alışılagelmişin dışındaki politika setine devam edeceğini söylüyor. Benzer şekilde Erdoğan da Nisan ayında yaptığı açıklamada kendisi iktidarda olduğu sürece faizlerin düşeceğini ve enflasyonun kontrol altına alınacağını söylemişti.
FAİZ ARTIŞININ YER ALDIĞI ALTERNATİF ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORLAR
Yeni modelin devamını savunanlar olduğu kadar, şu anda yönetimde olmayan ancak geçmişte üst düzey görevlerde bulunmuş bazı AKP’li kurmaylar faiz artışının yer aldığı alternatif bir politika setine dönülmesini içeren gönüllü bir çalışma yürütüyor.
Bu çalışmanın Erdoğan’a sunulup sunulmadığı veya onun bu çalışma ile ilgilenip ilgilenmediği konusunda net bir bilgiye ulaşılamadı.
Bazı hükümet yetkililerine göre, düşük faiz politikası ve kontrollü kur politikalarının sonucu oluşan ekonomideki hasar bir müddet daha sürdürülse de, negatife geçmesi beklenen net rezervler ve ekonomideki kötü gidişat özellikle döviz girişinin yoğun olduğu yaz aylarından sonra daha da artacak.
Bir üst düzey yetkili, ekonomide kademeli bir faiz artışı olması gerektiğini belirterek, selektif kredi politikalarının da yine devlet sübvansiyonu ile bir “kamu kurumu” tarafından yapılabileceği bir yapının mümkün olduğunu söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***