Daha darbenin adı konulmadan İstanbul’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir yerleşkeye ekibiyle birlikte uzun namlulu silahlarla gelen Türkşen ve Balyoz ekibi günlerce subay ve astsubaylara çok ağır işkenceler yapmış. Bu işkenceler neticesinde de subaylara darbeyle ve Gülen Hareketi ile ilgili önceden hazırlanan sahte evraklar imzalattırılarak mahkemelerde delil olarak kullanılmış.
15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili her gün yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkıyor. Söz konusu belgelerde, darbe girişimi öncesinde bir dönem Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları kapsamında yargılanan emekli askerlerin hazırlıklar yaptıkları açıkça ortaya çıkıyor. Hatta bazı subayların Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) meslektaşlarını fişleyerek MİT, Emniyet ve Jandarma istihbarata raporlayarak tasfiyelerin önünü acıktıkları kayıtlarda yer alıyor.
Tr724’den Tuna Yıldız’ın haberine göre, eski üsteğmen Mustafa Avşar’a ait önemli bir mahkeme kaydına ulaştı. İfade tutanağında eski subay, 15 Temmuz gecesi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı SAT Komutanlığı yerleşkelerde neler yaşandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Avşar, ifadesinde 15 Temmuz ile hiçbir ilişkisi olmadığının altını çiziyor. Söz konusu gecede izinli olduğuna dikkat çekiyor. Bundan dolayı da gece yarısına kadar olayın netleşmesi için evinden dışarı çıkmadığını ve hiçbir cebir ve şiddet eylemine karışmadığını kaydediyor. Ancak ilerleyen saatlerde birlik komutanı Albay Mustafa Turhan Ecevit’in talimatları ile SAT Komutanlığı’na geldiği kaydeden Üsteğmen Avşar, “Birliğe gittiğimde kapıda Albay Ecevit, rütbeli subaylarla birlikte SAT Komutanlığı’ndan emekli olan Albay Levent Türkşen, emekli Yarbay Emre Onat, emekli Başçavuş Bülent Kuru’yu gördüm. Aynı zamanda emekli Binbaşı Ertan Kahya da oradaydı. Bu kişilerin birliğimize ait uzun namlulu silahlarla kuşandıklarını gözümden kaçmadı. Ancak emekli askerlerin silahlarla kuşanmasına hiçbir anlam veremedim. Ben Albay Ecevit’in yanına gittiğimde selam verdim. Ancak benim selamımı hiçbir şekilde almadı. Buna anlam veremedim. Ardından Türkşen ve Onat’ın da bulunduğu ekip benim üzerime çullandı. Sonra beni yere yatırarak tekmelemeye ve küfürler savurmaya başladılar. Sonra bu kişiler beni kucaklayarak komutanlık binası içerisinde bulunan sauna bölgesine götürdüler. Emekli askerler beni tekmelerken Albay Ecevit sadece izliyordu. Hiçbir tepki vermiyordu.” ifadelerini kullanıyor.
Avşar, emekli Albay Ali Türkşen ve ekibinin o gece SAT Komutanlığında bulunan subay ve astsubaylara neler yaptığına da gözler önüne seriyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki sistematik işkencelerin merkezinde de emekli Albay Ali Türkşen’in ve emekli Yarbay Emre Onat’ın bulunduğunu kayıt altına alıyor. TSK’dan ihraç Üsteğmen Mustafa Avşar, yaşadığı işkenceleri de şöyle dile getiriyor: “İşkence merkezinde Albay Ali Türkşen, Yarbay Emre Onat, Başçavuş Bülent Kuru, Metin Talan, Albay Ercan Kireçtepe, Yüzbaşılar Levent Bahadır, Erdal Çal ve Özgür Kaya ve Binbaşı Ertan Kahya vardı. Burada ben ve arkadaşlarım çeşitli işkence metotlarına maruz kaldık. Buradaki işkencelerin ardından bizleri 18 Temmuz sabahı askeri savcı Yarbay Öner Şentepe’ye götürdüler. Bize Albay Ali Türkşen ve ekibi üç gün boyunca sistematik en ağır işkenceleri yaptılar. İşkence izleri bedenimizde mevcutken Savcı Şentepe tarafından ilk ifademiz alındı. Savcı ifademi aldıktan sonra bu kez de aynı ekip şube müdürünün odasına beni götürdü. Burada Yüzbaşı Levent Bahadır, Erdal Çerçi ve Harun Ogan tarafından yeniden ağır şekilde dövüldüm. Ve ağır hakaretlere maruz kaldım. Darbenin üçüncü günü de bu ekip bizi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’ne teslim etti. Burada yaşadığımız işkencenin bir benzerini de orada yaşamak zorunda kaldım.”
Üsteğmen Mustafa Avşar, Albay Ali Türkşen ve ekibine masum olduğunu ve darbe girişimiyle uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığını defalarca anlatmasına rağmen, kendisinin kesinlikle dinlenmediğine vurgu yapıyor. Özellikle emekli SAT askerlerinin SAT Komutanlığı yerleşkesine girmesinin yasak olmasına rağmen, girişlerine de SAT Komutanı Albay Mustafa Turhan Ecevit’in onay verdiğine dikkat çekiyor. Ecevit’in de bu ekiple birlikte hareket ettiğini aktaran Üsteğmen Mustafa Avşar, o gece ve devamında işkence edilen askerlerin de Ali Türkşen’in elinde bulunan listede ismi bulunan kişiler olduğunu belirtiyor. Bunun da listelerin çok önceden hazırlandığının bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***