HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşananlara toplumun farklı kesimleri, değişik anlamlar yükleyerek tanımlıyor. Bunlara yeni bir tanımlama getirme iddiasında değilim. Kendisi de gayri nizami harp konusunda yazdığı kitapları ders olarak okutulan Ümit Özdağ’ın ifşaatı ve onu destekleyen açıklamaların peş peşe ortaya çıkması her şeyi farklı kılmaya başladı.
Gazeteci-yazar Ruhat Mengi, dün Sözcü Gazetesinde meslek hayatındaki en önemli röportajlarından birini yayınladı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la yapılan röportajda gündeme getirilen konular, esas itibariyle bilinen ama ilk ağızdan aktarılması bakımından özel bir önem taşıyor.
Mengi, Ümit Özdağ’a CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT merkezini “ziyaretiyle” ilgili soruyor. Özdağ, konuya başka bir yerden giriş yapıp SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi’nin kendisine aktardığı bilgileri paylaşıyor:
TANRIVERDİ, 15 TEMMUZ’DA NASIL SAHADA OLDUKLARINI ANLATIYOR
“Ankara’dan İstanbul’a gitmek üzere VIP’te oturuyorum, otobüse çağrıldık, otobüs kalktı, yanımda koruma polisi arkadaşla dururken Adnan Tanrıverdi geldi, “Merhaba” dedim, o da “Merhaba” dedi, sonra ben ona “Siz Özel Harp’teyken orada ‘isyan bastırma’ ile ilgili bir bölüm vardı, o bölümün başındaydınız, 15 Temmuz gecesi askeri birliklerin önüne çekilen otobüs, kamyon vs’yi siz mi organize ettiniz” dedim.
Gülümsedi, kabul ederek başını salladı, sonra sohbet devam etti ve “Aslında askeri birlikleri ele geçirmekle ilgili daha önceden sivil insanlarla bir çalışmamız da vardı, bunu haber almışlar ve askeri birliklerin siviller tarafından ele geçirilmesini engellemeye yönelik bazı eğitimler yapılmış” dedi, ben de “Allah Allah çok ilginç” dedim, sonra “Çalışmalar devam ediyor mu” diye sordum, “Ediyor” dedi.
“Silahlı çalışmalar var mı acaba bunun içinde” dedim, “Zırhlı birliklerin durdurulmasıyla ilgili çalışmalar var” dedi, bazı şeyler anlattı bunları şu aşamada paylaşmak istemiyorum, uçakta ben 1-A’ya oturdum, o 1-F’ye oturdu, yerinden kalktı ve bana kartvizitini verdi “Cumhurbaşkanı Askeri Başdanışmanı” yazıyor. O yerine oturduktan sonra ben de ayıp olmasın diye kalktım kendi kartımı ona verdim, karta baktı ve elini alnına götürerek “Aaa Ümit Özdağ” diye bağırdı.”
Ümit Özdağ’ın söylemesine göre, Tanrıverdi bu bilgileri kendisinin AK Parti milletvekili olduğunu düşünerek bu kadar ayrıntılarıyla anlattığını söylüyor.
Pek çok kişinin aklına Ümit Özdağ’ın bu anlattıklarını Adnan Tanrıverdi’ye mal ederek sansasyon hatta provokasyon yapmaya çalıştığını düşünebilir. Ancak son günlerde SADAT kurucularının yaptığı açıklamalar insanları, Tanrıverdi ağzından aktarılanların doğruluğuna inandıracak türden.
Adnan Tanrıverdi çıkıp Özdağ’ın aktardıklarını yalanlar mı bilmiyorum. Ama SADAT’ı beraber kurdukları isimler anlatılanların doğruluğunu teyit eden açıklamalar yapmaya başlamış durumdalar. Ne var ki hâlâ kendilerini “sahipli” sananlar, yaptıklarını anlatmaya devam ediyor.
SADAT’IN KURUCULARININ AÇIKLAMALARI ÇOK ÇARPICI
Bilindiği gibi, SADAT özel bir tarih olarak seçilip 28 Şubat 2012’de kuruldu. Kuruluş adı SADAT Uluslar Arası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ.
23 kurucu üyeye bakarsanız farklı mesleklerden insanlar var. Bunlar arasında ilk sırada orduda özel harp biriminin başında görev yapan Adnan Tanrıverdi olduğu gibi sanayiciden, gazeteciye kadar farklı pek çok meslekte insan yer alıyor.
Son derece hesaplı bir seçim yapılarak kurucu isimler, ya da şirket diliyle söylemek gerekirse ortakların dağılımı akıllıca gerçekleştirilmiş. Bir özel harp yapısında tam olması gerektiği gibi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun SADAT merkezine yaptığı “ziyaret” ardından 19 Mayıs 2022 tarihli yazımda Erdoğan mı SADAT’ı sattı, SADAT mı Erdoğan’ı diye sormuştum. Erdoğan, “SADAT yöneticileriyle uzaktan yakından alakam yok” diyerek satışa imzasını çoktan attı.
‘ASDER’İN DARBE ÖNLEME PLANINI YÜRÜRLÜĞE SOKTUK’
Mustafa Hacımustafaoğulları, SADAT’ın 14’üncü sıradaki kurucu ismi. Sahibi tarafından çoktan satıldığının farkında olmadan büyük bir kahramanlıkla 15 Temmuz gecesi yaptıklarını anlatıyor. Akit TV’de, kendine ayrı bir özgüven havası katıp tehditler savurarak yaptıklarını sıralıyor:
“ASDER Darbe Önleme Planını yürürlüğe soktuk. Eğer böyle bir şeye tevessül ederlerse, bir dahaki uyguladığımız plan önleme değil, “ASDER’in Darbe Önleme ve Taarruz Planı” olacak. Bunu da buradan, aymazlıkları devam ederse sonlarının çok daha kötü olacağını buradan ilan ediyorum. Biz her türlü göreve hazırız.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Kaos planıyla 15 Temmuz’da yarım kalan işimizi tamamlayacağız” dediği, Hacımustafaoğulları’nın söyledikleri olsa gerek.
Ayrıca Nevzat Tarhan ve ASDER’i birlikte düşünmezseniz SADAT’ı doğru algılamak mümkün değil.
Bir SADAT kurucusu daha var. Bu da kendini gazeteci ve yazar diye tanımlıyor. Sahipsiz kaldığının farkında olmadan paylaşım yaptı:
“Bu vatan kanla alındı kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz… Etmeyeceğiz. Vatan sağolsun.”
Ersan Ergür’ün seçimle ve sandıkla ilgili söyledikleri sıradan bir gönderme değil. Soylu ve Hacımustafaoğulları’nın söylediklerinin dışa bir başka yansıması. Pervasızlıkları zirve yapığı için planlarını dile getirmede bir sakınca görmüyorlar.
Ersan Ergür de SADAT üyesi… ya da ortağı. Başka söze gerek yok.
15 Temmuz’un yıldönümü yaklaşıyor. Geçen sene yıldönümü dolayısıyla “15 Temmuz anmasını köpürtebilselerdi bunu yapacaklardı” başlıklı bir yazı yazmıştım. 2021’de istediklerini yapmaya güçleri yetmeyenler, bu yıl daha perişan durumdalar.
Yaptıkları mezarlıktan geçerken türkü söylemekten ibaret. Korkuyorlar, ama sözlerinin perdesini yükselterek kendilerine güç devşirmeye çalışıyorlar.
Görünen o ki ortaya çıkanlarla bu yılki 15 Temmuz, kırılma olacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***