HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, son zamanlarda artan taciz ve tecavüzleri vakalarına tepki gösterdi. Özellikle Kürt kadınlarının geçmişten bugüne ganimet olarak görüldüğünü savundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, kadınlara karşı artan baskı, şiddet, taciz ve tecavüzler vakalarının nedeninin köklü bir geçmişi olduğu belirtti. Son yıllarda kadınların polis ve asker gibi devlet görevlilerinin cinsel taciz ve tecavüzlerine maruz kalması sıkça gündemde. Bu tablonun en çarpıcı örneklerinden biri Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğraması üzerine 18 yaşındaki İpek Er’in yaşamına son vermesi olayı oldu. Er’i yaşamını yitirmesinden sonra ancak tutuklanan zanlı uzman çavuş, sadece bir hafta tutuklu kalıp akabinde salıverildi.
“DEVLET HEP FAİLİN YANINDA YER ALDI”
Koçyiğit, asker ve polislere uygulanan bu cezasızlık politikasının farkında olduğunun altını çizerek, “Biliyorlar ki daha önce işlenen suçlarda kimseye bir şey olmadı. Devlet kendi kolluğunu korudu. Her zaman failin yanında yer alan bir yargı sistemi oldu. Bir taraftan bürokrasi, bir taraftan yargı, bir taraftan askeri erkan hepsi failin yanında yer aldı” diye konuştu.
Koçyiğit, “devletin Kürdistan topraklarına ve Kürt kadınına yaklaşımın en somut örneği” olduğunu vurguladığı İpek Er olayına dair şunları kaydetti: “İpek’in olayında olgular gizlenmeye çalışıldı. Fail bir asker, üniformasına, askeri gücüne, mevcut silahına yaslanarak, konumunu karşıdaki kişinin aleyhine, bir güç unsuru olarak görmüştür. Devletin mevcut politikaları da, bu güç unsurunda temel bir yerde duruyor. Olayın yaşandığı bölge ise Kürdistan’dır. Yaşandığı yer, olay bakımından çok önemli. Bu olay Muğla ya da Antalya’da yaşansaydı, yine devletin faili koruyan bir tutumu olacaktı. Ancak burası Kürdistan olduğunda iki kat daha fazla çelikleşmiş bir yapıyla karşılaşıyoruz.”
“KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN HALKIN ONURU İŞGAL EDİLİYOR”
Koçyiğit, “İşgal edilen coğrafyalara baktığımızda, işgal eden kişi toprağı fiili işgal ettiği için toprakla kadını özdeşleştirerek, kadın bedeni üzerinden de o halkın onurunu işgal ettiğini düşünüyor. Bütün savaşlarda bu böyledir. Bosna’da Sırplar, Bosnalı kadınlara tecavüz etti. Vietnam Savaşı’na baktığımızda Koreli askerler, kadını toprakla beraber bir ganimet olarak gördü. Yine Osmanlı Devleti’ndeki ganimet kültürünün yeni versiyonunun modernist tarzda devam ettirildiğini görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu mirasın üzerinde oturuyor. Nasıl ki Kürdistan’ı sömürge haline getirmeyi kendisine hak olarak görüyorsa, orada yaşayan kadınları da kendisi için bir ganimet olarak görüyor” dedi.