DÊRSIM – Bir yıl önce Dêrsim Belediyesi’ne atanan kayyımın icraatlarına dikkat çeken Eşbaşkanlar Birsen Orhan ve Cevdet Konak, “Belediyeye ait 2 gayrimenkul ve 2 apartman SSK’ya devredildi. 3 apartman binasını halen satmaya çalışıyorlar. Belediyeye ait arsalar satılığa çıkartıldı” dedi.
AKP hükümeti, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe teşebbüsünün ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile belediyelere kayyım atamanın yolunu açtı. Bu uygulama zamanla sistematik bir politikaya dönüştü. İlk olarak 2016 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 95 belediyeye kayyım atanırken, 2019 seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kazandığı 65 belediyenin 48’ine kayyım atandı. Son olarak 2024 seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) yönetimindeki 10 belediyeye (Mêrdîn, Wan, Dêrsim, Colemêrg, Sêrt, Êlih, Halfetî, Akdeniz, Miks (Bahçesaray), Qaxizman) ve CHP’nin kazandığı 3 belediyeye (Pulur/Ovacık, Esenyurt, İstanbul) kayyım atandı.
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde DEM Parti’nin ittifak bileşenleriyle yüzde 40,22 oy oranıyla belediye yönetimini aldığı Dêrsim’de, İçişleri Bakanlığı tarafından 22 Kasım 2024’te bir kez daha kayyım atandı. Görevden alınan Eşbaşkanlar Birsen Orhan ve Cevdet Konak’ın yerine Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu vekaleten getirildi. Aynı gün Pulur (Ovacık) Belediyesi’ne de kayyım atandı. Dêrsim Belediye Eşbaşkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak, kayyım atamanın yıl dönümüne dair değerlendirmelerde bulundu.
‘KAYYIM MÜDAHALEYDİ”
22 Kasım’ın Dêrsim’in siyasi hafızasında sadece bir tarih değil, halkın iradesine vurulmuş ağır bir müdahalenin simgesi olduğunu belirten Birsen Orhan, “Bizim açımızdan 22 Kasım, halkın iradesine sahip çıkma çağrısını diri tuttuğumuz bir gündür. 22 Kasım bize sadece gaspı değil, aynı zamanda Dêrsim’in kararlılığını ve onurlu duruşunu hatırlatıyor. Dêrsim halkı meydanlarda, sokaklarda, caddelerde bu uygulamaları reddettiğini her defasında söylüyor. Çünkü halk bize sadece belediyeyi değil, aynı zamanda adaleti, barışı, eşitliği, savunma sorumluluğunu da verdi. Dêrsim kendi ritmi, kendi sesi, kendi hafızası olan bir yer. Kayyım uygulaması ise bu doğal akışa yabancı bir müdahaleydi” diye belirtti.
‘DÊRSIM KENDİNİ YÖNETSİN’
Dêrsim’de kent dışından dayatılan yönetimlerin tutmadığını söyleyen Birsen Orhan, “Çünkü bura, bu kültür, birlikte karar almak, birlikte yaşamak, birlikte direnmek üzerine kurulu. Bu dokuyu bilmeyen zihniyet sadece kendini kandırır. Dêrsim’in özgünlüğü de tam olarak buradan geliyor zaten. Bir şehrin değil, bir iradenin torunlarıyız. Bu irade ne kayyımla kırılır, ne yasakla susar, ne baskıyla geri çekilebilir. Daha birkaç gün önce doğa yürüyüşünde bunu deneyimledik. Bugün kayyımın yıl döneminde söz kurarken aynı zamanda kendi hakikatimizi sahiplenmek kararlılığındayız. Antidemokratik uygulamalar devam ediyor. Bizler, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde halkın iradesinin halka verilmesini bekliyoruz. Tarifimiz çok basit ve net: Dêrsim kendini yönetsin, halklar kendini yönetsin, kültürüne uygun kararlar versin” ifadelerini kullandı. İktidarın sandıkta başaramadığını yargı eliyle ve siyasi saiklerle başarmaya çalıştığını dile getiren Birsen Orhan, “Dêrsim’in inancına, doğasına, kadın kimliğine, gençlik kazanımlarına, göç ettirilmesine, kültürel soykırımdan geçmesine dönük fiili uygulamalar var. Bunun adı belki kayyım değildir, göçtür, asimilasyondur, ‘huzur kenti’, ‘turizm kenti’ projesidir ama bu fiili uygulama hep vardır. Daha öncesinde de vardı. Buna karşı mücadele edeceğiz” dedi.
KAYYIMIN İCRAATLARI
Eşbaşkan Cevdet Konak ise kayyımın kente yıkım getirdiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Kayyım gelir gelmez 42 emekçiyi ressen emekliye ayırdı. 18 kişiyi işinden uzaklaştırdı. Toplam 60 kişiyi işten çıkartmış oldu. Dêrsim Belediyesi’ne ait 2 gayrimenkulü, 2 apartmanı olan borçlarından dolayı SSK’ya devretti. 3 apartman binasını halen satmaya çalışıyor. Belediyeye ait arsaları satılığa çıkarttı. Buna rağmen Dêrsim Belediyesi’nin borçlarında bir artış var. Yani burası yoksul bir kent. Burada gençler işsiz, kadınlar ekonomik sorunlar yaşıyorlar. Belediyenin asıl görevlerinden biri de bu kentin yoksunluğuna, emekçisine sahip çıkmaktır. Bu kentin ekonomik sıkıntı yaşayan ailelerine sahip çıkmasıdır. Yani bütün bunları uzun vadede güçlü planlamalarla biz açığa çıkaracaktık. Kayyım bunları da engelledi. Şu anda rutin hizmetlerin dışında yaptıkları bir çalışmasına tanık olamazsın. Bugün kayyımın kapısı halka kapalıdır. Bir an önce belediyelerimizden uzaklaşsınlar. Halkın belediyelerini halka teslim etsinler. Bu halk hala ‘İrademi gasp etmişsiniz. Dilime, kültürüme ve tarihime yönelik bir saldırısınız. Ve biz geçmişte olduğu gibi bundan sonra da kendi yerel yönetimlerimize, belediyelerimize sahip çıkacağız’ diyor.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































