Sosyal Demokrasi Derneği “2024 İnsan Hakları Ödülü” düzenlenen programla Roboski kitabı yazarı Levent Gök‘e verildi. Gök burada yaptığı konuşmada Roboski’de yaşanılanlara dikkati çekerek “İnsan Hakları Ödülü’nün verildiği bir ülkede yöneticilerin bin defa düşünmesi ve utanması gerekir” dedi.
Sosyal Demokrasi Derneği, İnsan Hakları Ödül Töreni Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Tören’de Viyana Üniversitesi Öğretim Üyesi Doçent Doktor Neval Oğan Balkız “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunsalı” konusu üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından eski CHP Milletvekili Levent Gök’e, kaleme aldığı “Roboski: Uluderenin Gözyaşları” kitabı için Sosyal Demokrasi Derneği tarafından “2024 İnsan Hakları Ödülü” takdim edildi. Törene birçok milletvekil, belediye başkanı, STK temsilcisi, eski milletvekili ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Ödül töreninde konuşan Gök, 28 Aralık 2011 tarihinde yaşananları ve olayın perde arkasındaki sorumluların kimlerin olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“Aslında bu ödül bir başarıdan dolayı değil çok büyük bir acıdan, bu acının ciddi takibinden dolayı geliyor. Bu ödülün bir başka anlamı da ülkeyi yönetenlerin insan hakları ödülünün verildiği bir toplumda yönetici olmalarının kendilerine hatırlatılması gereken sorumluluklarıdır. İnsan Hakları Ödülü’nün verildiği bir ülkede yöneticilerin bin defa düşünmesi ve utanması gerekir.
Aslında bugün şahsıma verilen bu ödül bugün ülkeyi yöneten iktidara karşı verilmiş bir kırmızı karttır. Değerli konuklar, bu ödül 28.10.2011 tarihinde bundan tam 13 yıl önce Uludere’de gerçekleşen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucu 34 yurttaşımızın hayatını kaybetme sürecinin anlatıldığı Roboski Uludere’nin Gözyaşları kitabım ve çalışmalarımdan ötürü bana veriliyor. 29.12.2011 tarihinde 28’i 29’a bağlayan günün sabahı medyaya birtakım haberler düşmeye başlandı. Bu haberlerde ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucunda terör örgütüne mensup bazı terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirildiği’ ilk başta medyaya düştü. Ama medyada büyük bir karartma vardı.
Medyanın büyük bir kısmı bu haberlerin içerisine baştan giremediler. Terör örgütü mensuplarının öldürüldüğü söylenilen hava saldırısının bu anlatımından sonra bir müddet sonra medyaya ‘kaçakçıların arasına girmiş terör örgütlerinin olduğu’ ifade edilmeye başlandı. Bir müddet sonra anlaşıldı ki ölenlerin tamamı sivil yurttaşlardı.”
CHP Lideri Özel’in mesajı
Programa mesajla gönderen CHP Genel Başkanı Özel, “İnsan hakları, özgürlük, eşitlik ve adalet temelinde bir yaşam inşa etmenin vazgeçilmez dayanağıdır. Ancak ne yazıkki birçok coğrafyada temel hak ve özgürlükler ihlal edilmektedir. İnsan onurunun korunması ve toplumsal adaletin sağlanması evrensel bir sorumluluktur. Bu nedenle ülkemizde hak aramanın suç olmaktan çıktığı, hak ihlallerinin en ağır şekilde cezalandırıldığı, evrensel insan hakları standartlarının tesis edildiği günler için mücadelemizi artarak çoğaltarak toplumsallaştırarak sürdüreceğiz. Bu anlamlı gün vesilesiyle Roboski Uludere’nin gözyaşları ile Sosyal Demokrasi Derneği insan hakları ödülünü takdim edeceği önceki dönem Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök’ü gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kaydetti.
Sosyal Demokrasi Derneği Genel Başkanı Sami Doğan Roboski Uludere’nin Gözyaşları kitabı ve ödül ile ilgili olarak şöyle konuştu:
“Sosyal Demokrasi Derneği her yıl insan hakları konusunda yaptığı çalışmalar ve mücadeleleri ile öne çıkan kişi ve kuruluşlara Sosyal Demokrasi Derneği İnsan Hakları ödülü vermektedir. Sosyal Demokrasi Derneği Yönetim Kurulumuz, 2024 yılı insan hakları ödülünü oy birliğiyle Sayın Levent Gök’e vermeyi kararlaştırdı. Levent Gök, yıllardır sürdürdüğü kararlı insan hakları savunuculuğu, adalet ve eşitlik mücadelesindeki etkin duruşuyla Türkiye’de İnsan Hakları Alanı’na önemli katkılar sağlamış bir isimdir. Özellikle Roboski Uludere’nin Gözyaşları kitabı adalet arayışını ve Roboski katliamının toplumsal hafızadaki yerini koruma çabasını gözler önüne sermektedir. Kitap insan hakları savunuculuğunun yalnızca bir siyasi sorumluluk değil aynı zamanda bir vicdan ve toplumsal görev olduğunu da kanıtlamaktadır. Bu vesileyle Gezi’nin yılmaz savunucuları Çiğdem Mater, Mine Özerden, Hakan Altınay, Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı, Osman Kavala ve Can Atalay’a da selamlarımızı ve dayanışma duygularımızı gönderiyoruz.”
“Biz hep beraber yeniden başarabiliriz”
Neval Oğan Balkız “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunsalı” sunumunda şu ifadeleri kaydetti:
2002’den itibaren siyasal İslamcı muhafazakar otoriter toplumsal cinsiyet eşitliğini reddeden devletçi oligarşik özellikleri gösteren bir yönetimle karşı karşıyayız. AKP 2007’ye kendi siyasal islamcı anlayışını neoliberal politikalarla entegre edecek şekilde liberalizmi kavrayacak, İslam’ın yapısal anlayışını neoliberalizm anlayışıyla entegre edecek, bağdaştıracak bir sihir düşünün. Bu sihir içerisinde toplumsal reflekslerimizi farklı düşüncede olan farklı siyasal gelenekte olan tıpkı farklı toplumsal anlayış içerisinde yaşayan bizleri ürkütmeyecek değişimler yaptı. Bu dönem 2007’lere kadar sürdü. 2007-2010 arasında çok farklı bir dinamikle, farklı bir siyasal anlayış yaşattı. 2010’dan sonra çok farklı bir dönem başladı. Temsili demokrasiyi tüm kurumlarıyla çökertti. AKP toplumla siyaset yapılması gereken ilişkiyi ekonomiyle kurmaya başladı. Toplumda var olan ekonomik kategorileri çökertti. Bu öznenin kullandığı dil politika ve eylemleri tüm seçimlerde onu birinci parti yaptı. Türkiye yoksullukla, güvenlik kaygısıyla, kendi ekonomik değerlerinden tamamen soyutlanmış bunlardan pay alamayan halkıyla çökmüş bir sosyal devlet anlayışıyla, kamusallığın unutulduğu, tamamen ihale ile sermaye aktarımlarının gerçekleştirildiği, kendi geleceğinden kaygılı, toplum haline getirildiğini bu dönemde bizler neyi keşfedeceğiniz? Şunu keşfedeceğiz. Biz hep beraber yeniden başarabiliriz. Bu ülke bizim bu kaynaklar bizim, bu ürün bizim.”