ŞIRNEX – DEM Partili Adalet Kaya, barışın adresinin İmralı olduğunu vurgularken, DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk de “Bu mücadele elbette tüm Türkiye halklarının zaferiyle sonuçlanacak” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex İl Örgütü, Mêrdîn, Êlih ve Xelfetî belediyelerine kayyım atanmasını Silopiya’da protesto etti. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Bedran Öztürk, DEM Parti Amed Milletvekilli Adalet Kaya, Şirnex milletvekilleri Newroz Uysal Aslan, Mehmet Zeki İrmez, sivil toplum örgütleri ve çok sayıda kişi Silopiya Belediyesinden DEM Parti ilçe örgütü binasına kadar yürüyüş gerçekleştirdi. “Kayyım rejimi halk iradesine darbedir” pankartının açıldığı yürüyüşte, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız”, “Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.
Kitle “Bijî berxwedana gelê Kurd”, “Kayyım halka hesap verecek”, “Berxwedan jiyanê”, “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla ilçe binasına kadar yürüdü. Burada ilk olarak DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya konuştu. Kayyım politikasının kadın kazanımlarına yönelik bir saldırı olduğunu belirten Kaya, “Bütün belediyelerimizde milyonlarca borç bıraktılar. Şimdi de kalan son lokmayı da istiyorlar. Çünkü ranta duymadılar. Direnişin kalbi Botandan sesleniyoruz, Kürt halkı olarak asla bu politikalara boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Kentlerimizi terk etmedik terk etmeyeceğiz. Belediyelerimizi de iktidar yandaşı hırsız sermayedarlara bırakmayacağız. Belediyelerimizi sömüren valilerine bırakmayacağız” dedi.
‘ONURLU BARIŞIN ADRESİ İMRALI’
Kürt sorunun çözümü ve ülkeye barış gelmesinin tek yolunun PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması olduğuna vurgu yapan Kaya, “Bir yandan çözüm diyorlar diğer yandan şehirlerimizi gasp ediyorlar. Buradan sesleniyoruz sözünüzde durun ve sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride derhal son verin. Hem Türkiye hem de Ortadoğu halklarına çözüm getirecek, Kürt sorunun demokratik çözümünün ve onurlu barışın adresi İmralı’dadır. İmralı kapıları açılmalı ve beraberinde cezaevlerinde tutsak olan tüm Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması gerekiyor. Bizim taleplerimiz nettir. Biz statü istiyoruz. Kimliğimiz ve dilimizin anayasal güvenceye kavuşmasını istiyoruz. Bunları sağlamanın tek bir yolu var. Bizde bu yoldan vazgeçmiyoruz. Biz Türkiye ve Ortadoğu halkları için kardeşlik, eşitlik ve barış istiyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
‘KAYYIMLARIN MEŞRUİYETİ YOK’
Ardından DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk konuştu. İktidarın kayyım atamalarıyla Kürt halkının iradesinin 3’üncü defa yok saydığını ifade eden Öztürk, Kürt halkının yapılan zulme karşı direndiğini söyledi. Öztürk, “Madem sandıkları indirdiniz o zaman o sandıklara saygı duyacaksınız. Eğer bir devlette Devlet Bahçeli hukuk olursa, Tayip Erdoğan’ın söylediği her şey kanun olursa o devlet iflah olmaz. Bu uygulamalardan ısrar edenlerin politikaları nedeniyle ülkede ciddi bir ekonomik kriz var. İktidarın faşist ve tekçi zihniyeti nedeniyle insanlar yoksulluk içinde. DAİŞ’e komşu olmayı kabul eden bu zihniyet Kürtler ile komşu olmayı ve Kürtlerin iradesini kabul etmiyorlar. Kayyım atayanların hiçbir meşruiyeti yok. Şeyh Sait ve Seyit Rıza’nın torunları artık zulmünüzle de hileleriniz de baş ediyor. Size diz çökmüyor. Bu mücadele elbette Kürt halkının ve tüm Türkiye halklarının zaferiyle sonuçlanacak” ifadelerini kullandı.
Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***