Türkiye’de her yıl 30 bin kadına meme kanseri tanısı konulduğunu söyleyen Medical Park Yıldızlı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sercan Büyükakıncak, meme kanseri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Türkiye’de her yıl 30 bin kadına meme kanseri tanısının konulduğunu işaret eden Op. Dr. Sercan Büyükakıncak, “Türkiye’deki bütün kadın kanserlerinin yüzde 32’sini meme kanseri oluşturmaktadır. Kadınlarda en sık görülen kanser türüdür, genel olarak yaşam boyunca her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Yaşam boyunca her 8 kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Kanser ölümleri arasında ise akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır” ifadelerini kullandı.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT!
Yaş ilerledikçe meme kanseri riskinin de arttığını dile getiren Op. Dr. Büyükakıncak, şu bilgileri paylaştı:
“Kişinin ailesinde meme kanserli olması riskini 2 kat artırır. Yine bir memede kanser varsa, diğer memede de kanser riski artmaktadır. Meme kanseri ile ilgili genlerde (BRCA1 ve BRCA2) değişiklik olması da riskini artırmaktadır. Çocuk sahibi olmamak ya da ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğurmak meme kanseri riskini artırmaktadır. Emzirmek meme kanseri riskini azaltırken bu sürede oluşan patolojiler riski artırmaktadır. Aşırı kilolu olanlarda yağdokusu östrojen düzeyini artırması ile risk artar. Alkol kullananlarda meme kanseri riski yüzde 41 oranında artar. Çocukluk döneminde ve 30 yaş altında radyasyona maruz kalmak riski artırır. Menopoz sonrası hormon tedavisi almak, erken yaşta adet görmek ve geç menopoza giriş riski artırır.”
Op. Dr. Büyükakıncak, emzirme, ilk çocuğun 30 yaş öncesi doğması ve haftada 3 kez egzersiz yapmanın meme kanserinden koruyucu faktörler arasında yer aldığını belirtti.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Op. Dr. Büyükakıncak, dikkat edilmesi gereken meme kanseri belirtilerini ise şöyle sıraladı:
Kitle gelişmesi,
Memede şekil ve büyüklüğünde değişme, renk değişikliği, kızarıklık, asimetri,
Deride çekinti, ödem, portakal kabuğu görüntüsü,
Meme başında kanlı akıntı,
Memede iyileşmeyen yara,
Komşu lenf nodüllerinde büyüme.
MEME KANSERİNDE ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR
Meme kanserinde ölüm oranını düşürmek ve kaliteli yaşam elde etmenin en iyi yolunun erken tanı ve erken tedavi olduğunu ifade eden Op. Dr. Büyükakıncak, “Kadının yaşına göre, kendi kendine meme muayenesi, hekim muayenesi, gerektiğinde meme USG ve mamografi ve gerektiğinde iğne biyopsisi ile erken tanı koymak mümkündür” şeklinde konuştu.
TARAMA YÖNTEMLERİ
Op. Dr. Büyükakıncak, meme kanseri tarama yöntemlerinin hangi yaşlarda yapılabileceği hakkında şu bilgileri verdi:
Kendi kendine meme muayenesi: 20 yaşından itibaren ömür boyu ayda bir.
Doktor tarafından elle muayene: 20’li yaşlarda 2-3 yılda 1, 30’lu yaşlarda 1-2 yılda 1, 40 yaşından sonra ömür boyu yılda 1.
Meme ultrasonografisi: 40 yaşından genç ise ilk yöntemdir, 40 yaşından sonra mamografi ile birlikte kullanılır. 40 yaşın üstünde asla tek başına tarama yöntemi olarak kullanılmaz.
Mamografi: 40 yaşında temel mamografi ve sonrası her yıl yaptırılır. Yüksek riskli hastalarda erken yaşta başlanabilir. Mümkün olduğunca USG yapan hekim ile mamografiyi yorumlayan hekimin aynı olması gereklidir.
TEDAVİ YOLLARI
Meme kanserinde başlıca cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi olmak üzere 4 tür tedavinin bulunduğunu vurgulayan Op. Dr. Büyükakıncak, cerrahi tedavinin ise aşağıdaki 3 başlık altında toplandığını belirtti:
Memenin tamamının alınması ve aksiller diseksiyon (MRM),
Meme koruyucu cerrahi, SLNB,
Memenin tamamının alınması ve eş zamanlı rekonstrüksiyon.
MEME KANSERİ SONRASI YAŞAM
Meme kanseri sonrası yaşam sürelerine değinen Op. Dr. Büyükakıncak, “5 yıllık yaşam süresi erken evre meme kanserinde yüzde 95, yayılımı olmayan ve meme dokusu ile sınırlı olan kadınlarda yüzde 56, uzak yayılımı olan kadınlarda ise yüzde 10 olarak saptanmıştır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***