İLKER DOĞAN | HABER YORUM
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs seçimlerinden sonra yaptığı ilk açıklamada siyasetteki ahlak sorununa dikkat çekmesi ilginçti. Önceki gün yaptığı açıklamada, rejim temsilcilerini halka sürekli yalan söylemekle suçlayan Kılıçdaroğlu, “YSK seçim sonucunu onayladı ama bu sonucun ahlaki meşruiyeti yoktur. İktidar seçim kampanyasını, yalana, iftiralara, montaj kasetlere dayandırarak yürüttü. Halka yalan söyledi.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu haklı; ancak bu sözlerin siyaseten zerre kadar anlamı yok! Seçim olmuş; ama montaj ama şu ama bu(!); adam kazanmış. Şimdi siz istediğiniz kadar çıkıp bu seçimlerin ahlaken sorunlu olduğunu, meşruiyetinin bulunmadığını anlatın; atı alan yine Üsküdar’ı geçti!
Ancak burada sorun AKP rejimi ve bileşenlerinin siyasi ahlaksızlığı değil. Zira rejimin özellikle son 10 yıldır ‘ahlaklı’ siyaset gibi bir derdi hiç olmadı. Erdoğan, yıllardır ‘lafla peynir gemisi nasıl yürütülür’ bütün dünyaya gösteriyor.
Yoksulluğu derinleştiriyor, enflasyonu patlatıyor, milleti açlığa mahkum edip, bir de kendisini alkışlatıyor. Deprem oluyor; binlerce insan zamanında müdahale edilmediği için ölüyor ama deprem bölgesinde yüzde 61’in üzerinde oy alıyor!
Ana muhalefet partisi liderinin videosunu miting meydanında izlettiriyor, hedef gösteriyor ve sonra o görüntünün montaj olduğunu itiraf ediyor ama ‘siyasi deha’ olarak gösteriliyor. Motoru, bataryası, tasarımı, entegrasyonu tamamen dışarıdan bir otomobil getiriyor ama yüzde 100 yerli diye yutturuyor!
Millet arabanın lastiğini öpüyor, önünde secde ediyor…
Peki iktidar bütün bu ahlaksızlıkları yaparken; muhalefet ne yaptı? Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri ahlaklı bir siyaset mi yürüttü? Hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını, insan hakları ve özgürlükleri gerçekten ve herkes için savundular mı?
Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu Hizmet Hareketi mensupları için defalarca “Devlete sızdılar.” ifadesini kullanmadı mı?
‘Sızmak’ ne demek yahu? Bir CHP’nin devlette çalışmaya ne kadar hakkı varsa, bir Cemaat mensubunun da o kadar hakkı yok mu? Konu Hizmet Hareketi mensupları olduğunda Anayasa’yı, hukuku rafa kaldırmak bir sorun teşkil etmiyor sanırım…
15 Temmuzun özeti;
Kılıçdaroğlu itirafçı olmuş, kimse birbirini kandırmasın der,pic.twitter.com/iwDTOgzpZi
— Yüksel Akkale (@panter_11) May 25, 2020
FİŞLEME DOSYASI İTİRAFI
Daha ötesini söyleyelim; 2017 yılında yaptığı ‘Adalet Yürüyüşü’nün 15. gününde Habertürk’e konuk olmuştu. TSK’ya sızan bütün ‘f.töcülerin’ köy köy fişleme listesinin kendisinde olduğunu anlatmıştı, övünerek: “Nagehan Hanım belki siz de yoktur. Kalın bir dosya, o dosyanın içinde ordudaki bütün FETÖ örgütlenmesi tek tek bakın tek tek yazılmıştır. Nerede, kimler örgütlenmişlerdir. Yapıları nedir? Bütün ayrıca kim, nerede, neler yapıyor, köy köy bu tespitler yapılmış ve bu tespitlerin tamamı dönemin Genelkurmay Başkanına sunulmuştur. Ben size arzu ederseniz o dosyayı verebilirim.”
Kemal Kılıçdaroğlu insanların fişlendiğini ve dosyanın kendisinde olduğunu, dönemin Genelkurmay Başkanı’na da yine kendisi tarafından verildiğini anlatıyor! Bu insanları kim, hangi yetkiyle fişledi? Ana muhalefet lideri ‘fişlemenin’ suç olduğunu bilmiyor mu?
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
15 TEMMUZ’UN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN MUHALEFET NE YAPTI?
15 Temmuz’la ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması için muhalefet dişe dokunur ne yaptı yıllardır? Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz için ‘kontrollü darbe’ ifadesini kullandı. Ardından Erdoğan’ın darbeden haberinin olduğunu ancak engellemediğini ve bunu kullandığını söyledi. Peki gerçeklerin ortaya çıkması için ne yaptı?
15 Temmuz’la ilgili Meclis Komisyonu’nun hazırladığı rapor Cemaat’i haklı çıkardığı gerekçesiyle kaybedildi… Muhalefet ne yaptı bununla ilgili? Neden raporun peşine düşmedi?
15 Temmuz sonrası binlerce insanın işkenceden geçirildiği günlerde o dönemde CHP’li isimler Eren Erdem ve Selin Sayek Böke ülke ülke gezerek, ‘Türkiye’de işkence olmadığını, iç hukuk yollarının işlediğini, yargının bağımsı olduğunu’ söylüyordu.
Siyah transporterlarla insanlar kaçırılıp, işkenceyle öldürülürken Eren Erdem, “Türkiye’de işkence yok.” diyerek soykırımı meşrulaştırıyordu. Partililere, “İktidar temsilcilerinin bunları söylemesi etkili olmayabilir ama muhalefet temsilcileri olarak siz söylerseniz daha iyi olur.” diyerek akıl veren de Eren Erdem’di…
KHK’LILAR KONUSUNDA DA İKİYÜZLÜ DAVRANDILAR
KHK’larla yapılan ihraçların kendilerine sorulduğunu bile itiraf etmişti Paris’teki konuşmasında: “Bu süreçte hükümet yapmış olduğu bütün operasyonlarda bize müracaat etmektedir. Bizim de önerlerimizi dinlemektedir. Süreç tamamen bir uzlaşma ve mutabakat zemininde yürüyor. Cadı avı yapılmadığının teminatı da biziz.”
KHK’lar konusunda muhalefet bugüne kadar hep iki yüzlü davrandı. Kapı arkasında iktidarla liste alışverişi yaparken, kapı önünde KHK’ları eleştirdiler. Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet temsilcilerine göre KHK’ların tamamı hukuksuzdu; ancak bu hukuksuz KHK’larla kamudan atılan insanların ‘yeniden yargılanacaklarını’ söylediler… KHK’lar hukuksuz ise insanlar neden ‘yeniden’ yargılanıyor?
BUNLARIN HEPSİ MASUM DEĞİL; BİR KISMI KATİL!
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, geçtiğimiz yıl Eylül ayında şöyle dememiş miydi?: “Türkiye’de bir KHK mağduriyeti var. Nedir o? Bunların hepsi mağdur değil; bir kısmı katil, bunların bir kısmı darbe planlayıcısı, bir kısmı darbe finansörü, bir kısmı darbe yöneticisi. Onları affetmek, aklımızın ucundan geçmez.”
KHK’lı bir öğretmenin CHP’li Özgür Özel’e sitemini de hatırlarsınız. Kendisine, ‘‘Siz sadece kendi mahallenize mi özgürlükçü ve demokratsınız? Ben bir öğretmenim ve terörist değilim terörist de yetiştirmedim.’’ diyerek serzenişte bulunan öğretmene Özgür Özel’in cevabı ne olmuştu: “Terörist yetiştirmemişsin de cemaate adam kazandırmışsındır.”
Liste uzar gider…
İktidar ahlaksız da, muhalefet çok mu ahlaklı şimdi?
Velhasıl; Türkiye siyasetinde sadece rejim ve aparatlarının değil; muhalefetin de çok ciddi bir ‘ahlaksızlık’ sorunu var.
Ve bu sorun kısa vadede çözülecek gibi de görünmüyor…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***