Osman ÇAKLI
HATAY – Deprem bölgesi Hatay ve Adıyaman’da 24 Nisan’da (yarın) okullar açılıyor. Fakat öğretmenler karara tepkili. En büyük itiraz noktası, bir plan yapılmamış olması. Yani kaç öğrencinin Hatay’da olduğuna ya da okula geri döneceğine dair çalışma yapılmamış. Üstelik görüştüğümüz öğretmenler, kendilerinin de depremzede olduğunu ve barınacak bir alanlarının olmadığını anlattı.
‘OKULLAR PLANSIZ VE PROGRAMSIZ OLARAK AÇILIYOR’
6 Şubat depremleriyle birlikte yaşamın durduğu kentte, okulların açılacağı duyuruldu. Depremden hemen sonra hayatta kalan yakınlarını ‘güvenli’ yerlere götüren öğretmenlerin bir kısmı geri döndü, bir kısmı ise tayin isteyip gitti. Ancak, Hatay’da yıkılmayan bazı okullar olsa da öğrencilerin kapalı alanlarda kalmaktan korktuğunu anlatan öğretmenler, belirsizliği takip eden plansızlığın daha büyük sorunlara neden olacağı görüşünü savunuyor.
Öğretmen Merih Kara Hataylı bir depremzede. Depremden hemen sonra ailesini Ankara’ya götürüp geri dönen Kara, evlerinin hasarlı olduğunu belirtiyor. Kara, 10 yaşından küçük çocuğu olan öğretmen annelerin çağrılmadığını fakat babaların çağrıldığını sözlerine ekliyor:
“Öğretmen çocuklarının ve öğretmenlerin psikolojisini düşünen yok. Şimdi okullar açılacak, fakat öğretmenlerin kalacak yerleri yok. Aynı zamanda öğrencilerin bir kısmı yok. Aslında okullar gönüllülük esasına göre açılmalıydı. Dışardan buraya gelmek isteyen yok. Gelseler bile barınacak ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir planlama yok. Hangi okulların açılacağı müdürlere yazı olarak geldi. Öğrenciler de gelmek istemiyor. Buraya özel bir çalışma lazım.”
‘BÖCEK, FARE, YILAN GÖRÜLMEYE BAŞLANDI’
Eğitimin niteliğinin mevcut fiziki koşullarda sağlıklı olmayacağını ifade ediyor Kara ve okulların açılmasına karşı olmadığını belirtiyor:
“Ben gönüllüyüm. Fakat okulların fiziki koşullara uyması gerekiyor. Bize önce briket ev ister misiniz diye sorup sonra konteyner önerdiler, sonra çadır… En son uyku tulumu verecekler herhalde. Biz eski yaşamımıza dönmek istiyoruz. Fakat, çadırlarda yılan, böcek ve fare görülmeye başlandı. Ortada planlı hiçbir şey yok. Kaldı ki çocuklar kapalı ortamda durmak istemiyorlar. Öğrencileri çadıra çağırmak oldukça sorunlu.”
‘PSİKOLOJİK OLARAK KİMSE HAZIR DEĞİL’
G.K. kamuda çalışan başka bir öğretmen, 10 yaş altı çocuğu olduğu için göreve başlamayacak. Görev yaptığı okulun bahçesinde kurulu çadırlar olduğunu anlatan G.K., açılacak okullardaki öğrencilerin durumunun ne halde olduğu bilgisinin olmadığını ifade ediyor. G.K. tayin isteyip gidenlerin yerinin dolmadığını sözlerine ekleyerek şunları ifade ediyor:
“Çoğu veli çocuklarını hasarlı binalara göndermek istemiyor. Haklılar, zor şeyler yaşadılar. Eğitimin sürdürülebilir olması için yapılan hiçbir çalışma yapılmadı. Okullar açılacak ama nasıl olacak bilemiyorum. Ben psikolojik olarak kimsenin buna hazır olduğunu düşünmüyorum.”
‘KALACAK YERİMİZ YOK’
Başka ve bir depremzede öğretmen N.G., ise okulların açılmış olması için açılacağını belirtiyor. Defne ilçesine 20 kadar okulun açılacağını sözlerine ekleyerek, en büyük mağduriyetin kalacak yer olmadığını ifade ediyor. N.G, öğrencilerin de okula dönmek istemediğinden şöyle bahsediyor:
“Görüştüğüm öğrencilerim okula dönmeyi düşünmüyor. Şu an için okulların açılmaması gerekiyordu. Çünkü kimse psikolojik olarak iyi durumda değil. Ben psikolojik danışmanım fakat belki benim de yardıma ihtiyacım var. O geceyi yaşamış bir insan olarak beni göreve çağıramazlar. Benim iyi durumda olduğum düşünülüyorsa bile bunun gönüllülük esasına dayanması gerekiyordu. Okul binamız sıkıntılı değil, çatlağı yok. Fakat okulun etrafı uygun değil. Bahçelerde çadırlar var. Duvarlar yıkılmış ama bina sağlam olduğu için eğitime açılıyor. Bizim kayıt bölgemizde olan çocukların çoğu gelmeyecek. En büyük sıkıntı her şeyde olduğu gibi organizasyonsuzluk.”
Yüzlerce Hataylı yürüdü: Kenti yeniden kuracağız
İmamoğlu bayram mesajını Hatay’dan verdi: 15 Mayıs’tan sonra varımızla yoğumuzla hep birlikte ayağa kalkacağız
Depremden haftalar sonra, Hatay’da aynı koku…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***