MÜHDAN SAĞLAM
– Rusya’dan gelen petrol tankerlerinin Karadeniz’de ve İstanbul Boğazı’nda bekletiliyor olması haberlerde üst sıralarda yer almaya başladı. Türkiye’nin bu gemilerin geçişini yavaşlatmasının nedeni, 5 Aralık’ta yürürlüğe giren Rus petrolüne dönük Avrupa Birliği (AB), Avustralya ve G7 ülkelerinin katıldığı tavan fiyat uygulaması.
Nedir bu tavan fiyat uygulaması, Türkiye neden bu gemileri durdurma ihtiyacı hissetti? Küresel piyasaya nasıl bir etkisi olur? Bu analizde bu sorulara yanıt arayacağız.
AB’DEN RUS PETROLÜNE TAVAN FİYAT UYGULAMASI
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve durumun keskin bir savaşa evrilmesinin ardından AB ve ABD’den Moskova’ya önemli ekonomik yaptırımlar geldi. Söz konusu dönemde petrol fiyatlarının hızla yükselmesi ve Rusya’nın Türkiye, Çin, Hindistan gibi ülkelere iskontolu petrol satışı, enerji gelirlerindeki gerilemeyi frenledi. Bu durum da AB’yi yeni bir yaptırım politikasına itti. Bu çerçevede mayıs ayında AB’de başlayan görüşmeler, nihayet 2 Aralık’ta karara bağlandı. Alınan karar 5 Aralık itibariyle uygulanmaya başlandı.
Bu karara göre, Rusya petrolünün AB’ye deniz yoluyla aktarımı tamamen yasaklanıyor, öte yandan Druzhba Hattı üzerinden petrol alan Macaristan mağduriyet doğmaması için bu kararın dışında tutuluyor. Kararın bu kadarı sürpriz değil, yaptırımın esasını oluşturun tavan fiyat, AB’ye petrol sevkiyatı değil, sigorta işlemleri ve küresel petrol akışıyla ilişkili.
Alınan karar uyarınca Rus petrolüne, yani Ural petrolüne 60 dolarlık bir tavan fiyat uygulanacak, ki Ural petrolü hali hazırda zaten 60 dolar altından işlem görüyor. AB zaten bu petrolü almayacaksa neden tavan fiyat uyguluyor?
Bu sorunun yanıtı bizi sigorta sürecine getiriyor. AB küresel piyasada, Rusya petrolünün tamamen piyasadan çekilmesi durumunda petrol fiyatların tırmanması sonucunun önüne geçmek istiyor çünkü Rusya, küresel petrol üretiminin yüzde 12’sinden sorumlu. İşte böyle bir tırmanmanın önünü kesmek için de, akış kısıtlansa bile durdurulmadı.
Tavan fiyat uygulamasıysa petrol tankerlerinin sigorta işlemlerini kapsıyor. Petrol taşımacılığında FOB (Free on Board) uygulaması uyarınca bir petrol tankeri çıkacağı limanda bulunduğu süre boyunca, gümrük işlemleri dahil, tedarikçinin sorumluluğunda. Örneğin petrol Rusya’dan yola çıkacak, limana kadar geldi, tankere yüklendi. Limandan hareket edene kadar tankerin güvenliğinden Rusya sorumlu. Ancak tanker harekete geçtiğinde uluslararası sigorta firmaları devreye giriyor.
Bu firmalar varış limanında petrolün alıcıya teslim edilmesine kadar güvenlikten sorumlu. İşte bu sigorta işlerini üstlenen firmaların yüzde 95’i AB ve İngiltere menşeli firmalar. Brüksel bu firmalara dedi ki, “Sigortalayacağınız Ural petrolü, eğer tavan fiyat, yani 60 doların üzerinde satışa sunulmuşsa, sigorta yapmayacaksınız. Ancak örneğin satış 59 dolardan yapılmışsa sigorta yapabileceksiniz.”
Bu uygulama 5 Aralık’ta yürürlüğe girdi. ABD, 5 Aralık öncesinde yüklenmesi yapılan ve 19 Ocak 2023’ten önce yükünü teslim edecek tankerleri bu yükümlülüğün dışında tuttu. Ancak uygulamada kafa karışıklıkları var. Nitekim Türkiye örneğinde görülen durum da bu.
TÜRKİYE RUS PETROL TANKERLERİNİ NEDEN DURDURUYOR?
Yaptırımın devreye gireceği 5 Aralık itibariyle gözler küresel deniz trafiğinde. Türkiye hem iki önemli boğazın kontrolüne sahip olduğu için hem de Rusya ile ortak bir denizi paylaştığı için daha dikkatli olmak durumda. Bu, Türkiye’nin yaptırımlara katıldığı anlamına gelmiyor. Peki gemileri neden durduruyor?
Basına yansıyan son haberlerde yaklaşık 19 Rus tankerinin İstanbul ve Çanakkale boğazlarında bekletildiği görülüyor. Aslında Türkiye, tankerlerin, yaptırımların yürürlüğe girdiği 5 Aralık’ta yüklenip kendi sularına girmesi durumunda sigortalı olup olmadığını kontrol ediyor.
Şöyle ki, şayet bu tankerler 5 Aralık’ta yüklendiyse ve içindeki petrolün satışı tavan fiyatın üstünde yapılmışsa, sigorta firması yaptırım uyarınca çekilmiş olabilir. Buysa tankerin Boğazlara sigortasız gelmesi demek. Henüz hükümet kanadından bir teyit gelmemiş olmakla beraber, yüksek ihtimalle böylesi bir riskin alınması istenmiyor.
Gemilerin boğazda bekletilmesinin nedeni evraklarının kontrol edilmesi ve sigorta firmasından bir mektup istenmesi. Firma bu mektubu iletmediği için bazı gemilerin geçişi durduruldu. Peki bu Türkiye’nin ambargoya katıldığı anlamına mı geliyor?
Sorunun basit yanıtı hayır. Türkiye daha önce de belirtildiği gibi, aslında güvenlik nedeniyle ve sigorta kaynaklı bir boşluğun olup olmadığını kontrol ediyor. Bununla AB ambargosuna katılmış olunmuyor. Zaten Ukrayna savaşı başladığından bu yana Türkiye, Çin ve Hindistan ile Rusya’dan en fazla petrol alan ülkeler arasında yer alıyor. Öyle ki son dönemde Rusya Türkiye’nin en büyük petrol tedarikçisi olma yolunda, oysa AB Rusya’dan tamamen petrol alımını yasaklıyor. Dahası Türkiye, Rusya yaptırımlarının daha önceki ayaklarına dahil olmadı.
TAVAN FİYAT UYGULAMASINA KARŞI RUSYA NE YAPACAK?
Tavan fiyat uygulamasının konuşulduğu günden bu yana Rusya beklendiği üzere bu kararı tanımayacağını söylüyor. Nitekim kararın kesinleşmesinin ardından Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak 4 Aralık’taki OPEC+ toplantısı sonrası Russia 24 kanalının yayınına katılarak, bu yasağı tanımadıklarını ve Rusya’nın yasağa uyanlara petrol satmayacağını ifade etti. Novak ihracatın gerilmesinin de gündemde olduğunu sözlerine ekledi.
AB’nin Rus petrolünü hedef almasının odağında Rusya’nın ekonomik olarak geriletilmesi var çünkü Rusya ekonomisi açısından petrol ve petrol ürünlerinden gelen gelir ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor. Örneğin Rusya Merkez Bankası verilerine göre, ülkenin toplam ihracatı 2021’de 489,8 milyar dolardı. Bu ihracatın neredeyse 180 milyar dolar petrol ve petrol ürünlerinden geldi. Ham petrolden gelen miktar 110,2 milyar dolar düzeyindeydi. Doğalgazın toplam ihracat değeri 61,8 milyar dolar olarak açıklandı.
Bir başka açıdan enerjinin Rusya ekonomisindeki ağırlığına bakarsak, ülkenin GSYH’sinin yüzde 20’si bu iki ana sektörden geliyor. Benzer biçimde federal bütçe ve rezerv fonu birikiminde petrol gelirleri aslan payına sahip. AB yaptırımlarla bu kompozisyonu hedef aldı ancak buna rağmen Rusya’nın petrol gelirlerinde artış bekleniyor. Reuters’a göre Rusya enerji gelirlerinin geçen yıla göre yüzde 38 oranında artarak 337,5 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bu denklemi hafifletmek için AB tavan fiyat uygulamasını gündeme aldı ve yürürlüğe soktu.
Ural petrolü hali hazırda 60 doların altında işlem gördüğü için Rusya açısından şimdilik ciddi bir sıkıntı yok. Ancak petrol fiyatları tırmanışa geçtiğinde ve Ural’ın fiyatı 70 dolara çıkarsa Rusya için kayıp başlayacak. Üstelik sigorta açmazını Rusya şimdilik günü birlik sigortalarla hafifletse de kolaylıkla üstesinden gelinebilecek bir sorun değil. Ancak atılan bu adımın Rusya’yı yine de kısa zamanda ciddi biçimde sıkıştırması pek olası değil. Üstelik küresel petrol üreticilerinin böylesi bir uygulama konusundaki endişelerini görmezden gelmek zor, bu nedenle şimdilik taşlar yerinden oynadı ancak sarsıntı boyutuna varır mı kestirmek güç.
FT: Yaklaşık 19 petrol tankeri Boğazlarda yığıldı, Türkiye yeni sigorta belgeleri talep ediyor
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***