+GERÇEK- İranlı müzisyen Mohsen Namjoo, 2-10 Aralık tarihleri arasında Türkiye’de vermeyi planladığı beş konserin İslamcı gruplar tarafından hedef gösterilmesi ve iptal edilmesini istemesine karşı mektup yazdı.
Kuran-ı Kerim’in kendisi için her zaman ilham kaynağı olduğunu belirten Namjoo, mektupta, “Ben bir Müslümanım ve kendime asla başka bir inanca ait olarak görmedim. Her zaman ilham kaynağım olan Kur’an-ı Kerim’le asla alay etmedim. O’nu küçük düşürmedim. Kur’an’ın hiçbir ayetini değiştirmedim. Bu ciddi ve asılsız bir suçlamadır. Yayılan iftiraların aksine Allah’a dua ettiğim Mojir 2016 şarkımı dinlemenizi tavsiye ediyorum” dedi.
Mohsen Namjoo, Türkiye kamuoyuna yayılan iftiraların aksine Allah’a dua ettiği Mojir 2016 şarkıyı dinlemeyi tavsiye etti.
New York Times tarafından “İran’ın Bob Dylan’ı” olarak adlandırılan ünlü sanatçı Mohsen Namjoo, orkestrasıyla 5 konserlik turne için aralık ayında Türkiye’ye gelecek. Ancak ‘Müdafaa-i İslam Hareketi’ adlı oluşum, Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Mustafa Çopursuz, Mohsen Namjoo’nun konserinin iptal edilmesi için kampanya başlatarak Namjoo’nun şarkılarında Kuran ayetlerini kullanmasını gerekçe olarak gösterdiler.
Mohsen Namjo mektubunda, Türkiye’ye ve Türk halklına olan sevgisinin vatanı İran’a olan sevgisi kadar büyük olduğunu söyledi. Küçük bir grup insan ve küçük grubu sosyal medyadan takip eden insanların kendisini Kuran-ı Kerim’e hareket etmekle suçlandığını söyleyen Namjoo, tüm inanç sahiplerine, suçlamamın hiçbir dayanağı olmadığını ve itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Namjoo suçlama ve dedikoduların sadece sanatsal kariyerini tehlikeye atmakla kalmadığını kendisiyle aynı inanca sahip insanların inancına sırtını döndüğünü söylemesinin kendisini derinden üzdüğünü belirtti.
‘TÜRK HALKIYLA PAYLAŞTIĞIMIZ AŞKI HİÇBİR ŞEY BİZDEN ALAMAZ’
Dindar bir ailede büyüdüğünü, önemli dini insanlardan Kuran-ı Kerim dersleri aldığını söyleyen Mojsen Namjoo, ““Benim adım Mohsen Namjoo” diye başladığı mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Benim adım Mohsen Namjoo. Türkiye’ye ve Türk halkına olan sevgim, vatanım İran’a olan sevgim kadar büyük. Bunu söylüyorum çünkü Türkiye’deki izleyicilerim ve Türk halkı bana her zaman kendilerinden biriymiş gibi davrandı. Bu paylaştığımız bir aşk, hiçbir şeyin bizden alamayacağı bir aşk.
On yıl önce verdiğim ilk konserden bu yana Türkiye’de beşten fazla turne düzenledim. Her zaman sevgi ve saygıyla karşılandım, aynı şekilde karşılık verdim. Ama son zamanlarda, beni tanımayan küçük bir grup insan ve küçük grubu sosyal medyadan takip eden bazı kişiler, beni Kur’an-ı Kerim’e hakaret etmekle suçladılar. Sadece hayranlarımı değil, tüm inanç sahiplerine, bunun hiçbir dayanağı olmayan ciddi bir suçlama olduğunu ivedilikle belirtmek istiyorum. Bu suçlama, bu korkunç dedikodu sadece sanatsal kariyerimi tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda beni çok derinden etkiliyor. Benimle aynı inanca sahip insanların inancıma sırtımı döndüğümü söylemesi beni çok üzüyor.
‘MEYDA YALAN VE SÖYLENTİ YAYMAYI BIRAKSIN, GAZETECİLİĞİN KURALLARINA UYSUN’
Bu nedenle medyadan bu dedikoduları yaymasını, yalan ve söylenti yaymayı bırakmasını ve gazeteciliğin kurallarına uymasını, sadece doğruları yazmasını rica ediyorum.
Gerçek şu ki, ben, Mohsen Namjoo kutsal Meşhed şehrinde dindar bir ailede büyüdüm. 20 yaşıma kadar Kur’an kursuna gittim ve üç yıl boyunca üç büyük kıraat ustası olan Mustafa İsmail Abdurrahman Tablawi, Mustafa İsmail ve Rakhep Gholush tarzında mukaddes Kur’an-ı Kerim okudum. Eğitimimden sonra Meşhed’te üç yıl geçirdim. Tecvit ilmini; Kur’an kelimelerinin telaffuz bilgisini öğrendim.
‘KURAN-I KERİM BENİM MÜZİKAL TEMELİM OLDU’
Birçok kez üniversitelerde özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) klasik Fars şiirinin Arap dininin ritimlerini nasıl benimsediğini anlattığım dersler verdim. Bu derslerde Kur’an-ı Kerim’in bariz kutsal içeriğine ek olarak, ilahi kelamın mucizevi ve şiirsel ritimlerine de sahip olduğuna bunun da çağlar boyunca benim gibi müzisyenleri ve şairleri cezbettiğine dikkat çektim. Başka bir deyişle Kur’an-ı Kerim benim müzikal temelim oldu. Büyük Mevlana’nın Mesnevi’sindeki “Musa ve Çoban” kıssasında açıkladığı gibi insanları Allah’a nasıl ibadet ettikleriyle yargılamamak gerekir. Allah’a inanmaları ve sevmeleri yeterlidir. Şimdi duygularımı ve inançlarımı herkese açıklayayım. Türkiye’ye ve halkına olan sevgim sonsuzdur. Ben ne dinsizim ne de Allahsızım.
Ben bir Müslümanım ve kendime asla başka bir inanca ait olarak görmedim. Her zaman ilham kaynağım olan Kur’an-ı Kerim’le asla alay etmedim. O’nu küçük düşürmedim. Kur’an’ın hiçbir ayetini değiştirmedim. Bu ciddi ve asılsız bir suçlamadır. Yayılan iftiraların aksine Allah’a dua ettiğim Mojir 2016 şarkımı dinlemenizi tavsiye ediyorum.”
Tüm Türk halkından ifade özgürlüğüne kalpten inanan ve saygı duyan herkesten tümü suçlamaların asılsız saçmalıktan başka bir şey olmadığını gösterecek bu videoyu yaymalarını rica ediyorum. Dikkatle dinleyin! Şarkının sonundaki ses Allah’a yakaran sevgili babama aittir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***