Hilmi MIYNAT
E. AVA
İran’da geçtiğimiz aylarda, Kasım 2019 protestolarına katılan Amir Hossein Moradi (26), Mohammad Rajabi (26) ve Saeed Tamjidi’nin (28) idam cezalarının Yargıtay tarafından onaylandığı bildirilmişti. Amir Hossein Moradi’nin babasının cesedi bu sabah evin bodrum katında bulundu.
Sanıklardan Amir Hossein Moradi’nin ailesi üzerindeki psikolojik baskı sonrasında, Amir Hossein Moradi’nin babası, idam cezasına çarptırılan oğullarının cezalandırılması ve durumuyla ilgili yaşadığı endişeler nedeniyle sabah saatlerinde intihar etti. İntihar olayını ulaştığımız dosyanın Avukatı Babak Paknia teyit etti.
“OĞLUNUZUN DAVASINA SESSİZ KALMANIZ GEREKİYOR”
Amir Hossein Moradi’nin annesinin açıklamasına göre, bu süre zarfında aile üzerinde çok fazla baskı vardı. Genç sanık Moradi’nin annesi “Oğlunuzun davasına sessiz kalmanız gerekiyor, oğlunuzun idam edilme olasılığını artıracak herhangi bir eylem yapmamanız gerekiyor” şeklinde tehditler aldıklarını ileri sürdü. Amir Hüseyin Moradi’nin infazının yargı başkanının emriyle askıya alınmasından bu yana ailenin belirsizlik içinde olduğu ve özellikle ailenin babası olmak üzere üzerlerinde çok fazla baskı olduğu iddia edildi.
Mohammed Rajabi ve Saeed Tamjidi, Aralık ayı başında İran’dan ayrılarak Türkiye’ye gelmiş, siyasi suçtan arandıklarını açıklarken iki farklı kampta yaklaşık bir ay gözaltında tutulduktan sonra, Türkiye göç idaresi tarafından İran’a geri gönderildikleri iddia edilmişti. Dosyanın Avukatı Babak Pakniya Evrensele konuşarak siyasi suçtan yargılandıkları için kişilerin avukatlarını yani kendilerini mahkemenin kabul etmeyerek mahkemenin avukat verdiklerini ve bunun yasa dışı olduğunu açıklamıştı.
16 Temmuz’da BM insan hakları, Kasım 2019 protestolarına katıldıkları için üç gencin ölüm cezasını durudurulması gerektiğine ilişkin açıklamalar yayınladı ve açıklamasında itirafların işkenceyle ve zorla alındığını vurguladı. Bu açıklamalar üzerine İran’da ve dünyada idamların durdurulmasına yönelik sosyal medya çalışmaları yapıldı ve birçok kuruluştan bu yönde açıklamalar yayımlandı. Bu çalışmalar üzerine İran devleti geri adam atarak idamları askıya aldığını açıkladı.
“MAHKEME İDAM KARARINI 2 SAATTE ALABİLİYOR”
6 yıldır Türkiye’de yaşayan ve intihar haberinin ardından duyduğu üzüntüyü paylaşan İranlı A.N ise son dönemde İran’da idam cezalarında yaşanan artışa dikkat çekti. Kendilerinin de sınır dışı edilme korkusu içinde yaşadıklarını ifade ederek İran’a kesinlikle geri dönmek istemediklerini vurguladı. Mahkemede idam cezası kararlarının 1-2 saat içinde alınabiliyor olmasına dikkat çeken A.N. şöyle konuştu; “İran devletinin, Amerika’nın da ambargosunun etkisiyle ekonomik sıkıntısı var millet protesto yapıyor. Ekonomik durumu çok kötü her gün işçiler protesto yapıyor. 1 buçuk yıl maaş alamayan işçiler var. İran hükümeti insanların korkmasını istiyor. İdam kararları arttı. Siyasilerin yargılandığı mahkemede, karar 1 buçuk iki saatlik mahkemede sonuçlanıyor.”
“SÜREKLİ KORKU İÇİNDEYİZ”
Navid Afkari’nin idamını hatırlatan A.N şöyle devam etti; “İranlı sporcu Navid Afkari, bu çocuk bir şey yapmadı sadece protestoya katıldı. Cinayetten idam edildi. Hiçbir kanıt yok. Şahit yok. Ben ateistim. İran’da kanuna göre ateist olanın kanı helal. Yani onu öldürmenin cezası yok. Şuan biz sürekli korku içindeyiz. ‘Bir sıkıntı çıkar da bizi geri gönderirler mi’ korkusu yaşıyoruz.”
“İŞKENCE GÖRDÜM BURAYA KAÇTIM”
Son olarak geri gönderilmek istemediklerinin altını çizen A.N. “Türkiye’de de şartlar kötüleşiyor. Sigorta yok, sağlık paralı, iş bulmak sıkıntı bulsak da güvencemiz yok, çalışma izni yok. 6 yıldır buradayım, hala bana cevap gelmedi birleşmiş milletlerden; ben mülteci miyim değil miyim? Ben İran’da işkence gördüm buraya kaçtım. Biz her saniye geri gönderilme korkusu yaşıyoruz” dedi.