Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün müzeye dönüştürülmesini sağladığı, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, yeniden cami statüsünde ibadete açılması planı hem hukuki açıdan soru işaretleri yarattı hem de beraberinde yeni bir siyasi tartışma başlattı.
Türkiye siyasetinde Corona virüsü salgınına rağmen son dönemde kutuplaşma ve gerilimi arttıran tartışma başlıklarına Ayasofya Müzesi de eklenmiş görünüyor. Bu konuda siyaseten süreç bugün TBMM gündemine de taşınırken, Danıştay 10. Dairesi’nde bir dernek tarafından açılan dava kapsamında Ayasofya Müzesi’nin statüsüyle ilgili 2 Temmuz’da yargı kararı verileceği belirtiliyor.
Ayasofya Müzesi’nin yeniden İslam dini çerçevesince ibadethane olmasıyla ilgili tartışma, Türkiye’nin siyasi tarihinde sağ siyasetçilerce sıkça gündeme taşınmış ancak ulusal ve uluslararası politika, 1500 yıllık tarihiyle mimari yapı özelliği, turizm geliri ve kültürel-dini çatışmayı tetiklemesi gibi pek çok gerekçeyle rafa kaldırılmıştı. Geçtiğimiz yıllar içerisinde Ayasofya’nın cami olarak kullanılması yönünde demeçleri olan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi yeniden bu tartışmanın fitilini ateşlemiş görünüyor.
Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Corona virüsü salgını gerekçesiyle sokağa çıkma yasağı uygulanmasının ardından İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu döneminde 29 Mayıs 1453’te fethedilmesinin yıldönümünde “Fetih Şöleni” adıyla bir dizi tören yapılmasına öncülük etti. Erdoğan, 567’nci fetih yıldönümünde Ayasofya Müzesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organizasyonuyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nca “Fetih Suresi” okunmasını düzenledi. Ayasofya Müzesi’nde sure okunması ve Erdoğan’ın, “Fetih Suresi”nin Arapça’dan Türkçe’ye anlamını anlatmasıyla gençlere yönelik kültürel/dini mesajları canlı yayınlandı. Erdoğan, Ayasofya Müzesi’ndeki etkinliğe ilişkin Yunanistan başta olmak üzere uluslararası kamuoyundaki açıklamalara karşılıksa “Ayasofya’da namaz da kılınır, Fetih Suresi de okunur. Buna ancak ve ancak aziz milletimiz karar verir” dedi.
Sonrasında hükümete yakın medya kuruluşlarınca Erdoğan’ın kabine ve AKP MYK’sı toplantılarında Ayasofya’nın cami olmasıyla ilgili çalışma yapılması için talimat verdiği yazıldı.
Son olarak Erdoğan, müze kalması yönündeki tepkiler ile ilgili Danıştay gündemindeki davaya işaret ederek ve sonucunda “cami olması” yönünde karar alınacağı imasında bulunarak, “Sakın ha Ayasofya ile ilgili ‘orayı camiye çevirmeyin’ diyorlar. Türkiye’yi siz mi idare ediyorsunuz? Böyle bir adım atılacaksa bunun yetki sahipleri bellidir. Bu ülkenin dinamiklerinde yanan bir şey var. Şu anda biz bir hukuk devleti olarak Danıştay’ın vereceği kararı bekliyoruz. Kararı verdikten sonra atılması gereken neyse o adımlar atılır” diye konuştu.
Erdoğan’a “Cumhur İttifakı” ortağı Bahçeli destek verdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, Yunanistan’ın Türkiye’yle askeri çatışmaya girebileceği şeklindeki açıklamalarını gerekçe göstererek, Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüşmesini istediğini ilan etti. Bahçeli, özetle, “Son günlerde Yunanistan’ın sivil ve asker yöneticilerinden gelen tehditvari açıklamalar milli tahammülü zorlamaktadır. Yunanistan yönetimi aba altından gösterdiği sopanın kendi tepesine ineceğinden ya habersizdir ya da nefret ve öfke selinin tesiriyle körleşmiştir. İki durumda da kaybedecek olan bellidir. Ayasofya Cami’nde manevi aşk ve adanmışlıkla okunan Fetih Suresi’nden rahatsızlık duyan, egemen devlet vasfımızı hiçe sayıp hayasızca tepki gösteren Yunan Hükümeti’ne hatırlatırım ki, Ayasofya fethin kutlu bir sembolü, kutsal bir emanetidir. Ayasofya Müslüman Türk milletinin fetih camisidir. Bu hakikat değişmeyecektir. Ayasofya’dan çan sesi değil, Allah’ın izniyle ezan sesi yükselecektir” açıklaması yaptı.
İYi Parti’den TBMM’de “Araştıralım” hamlesi
Bugünse İYİ Parti, Erdoğan’ın Danıştay’ın yanı sıra Meclis’in karar alması gerektiğini açıklamasından hareketle TBMM gündemine Ayasofya Müzesi’yle ilgili cami olarak kullanımı için “Meclis Araştırması” açılması talepli önergeyi taşıdı. Ancak önerge konusunda Erdoğan’ın liderliğindeki iktidar partisi AKP Grubu, “ret” oyu kullandı. MHP ile HDP’nin “çekimser” oy verdiği oylamada, CHP Grubu’ndan birkaç kişi “kabul” oyu verirken, bazıları “çekimser” kaldı.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün İYİ Parti adına araştırma önergesiyle ilgili söz alan Yavuz Ağıralioğlu, “Ayasofya, Danıştay kararı beklenilerek camiye dönüştürülecek bir yer değildir” diyerek Cumhurbaşkanlığı ve siyasi irade tarafından İstanbul’un tarihi mirasına uygun hareket edilmesi şartıyla “fethedenlere saygı” ile cami yapılması gerektiğini savundu. Siyasi irade tarafından Danıştay’ın kararıyla yargı hükümleriyle açılmasını anlamlı bulmadıklarını kaydeden Ağıralioğlu, İyi Parti olarak Ayasofya’da namaz kılmak istediklerini ve siyasi irade tarafından ciddiyet gösterilerek cami olarak kullanıma açılmasını beklediklerini anlattı. Bu çerçevede Ağıralioğlu, TBMM’nin konuyu araştırabilmesi için de önergeye “kabul” oyu verilmesini istedi.
AKP Grubu: ”Temmuz ayında karar verilecektir”
AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise, “Şu an Danıştay’da bir dava yürümektedir, Temmuz ayı içerisinde bununla alakalı bir karar verilecektir. Burada bir araştırmayla araştırılacak bir noktada değiliz, araştırmanın daha ötesindeyiz. Artık, (Danıştay) karardan sonra gerekli adımlar atılacaktır; dolayısıyla Meclis’i, araştırmadan ziyade o anlamda atılacak olan adımlarla çalışma noktasında davet edeceğiz. Bu anlamda İYİ Parti’nin verdiği grup önerisine ‘Hayır’ oyu vereceğiz ve inşallah Temmuz ayı içerisinde de gerekli adımlar atılacaktır” açıklaması yaptı.
Akşener “İyiler Maskeyi Düşürdü” diyerek Erdoğan’a “Hayırdır?” dedi
Bu açıklamayla birlikte AKP Grubu’nun “ret” oyu verdiği oylamaya ilişkin İYİ Parti cephesinden, Erdoğan’ın yıllar içerisinde Ayasofya Müzesi’nin durumuyla ilgili çelişkili açıklamalar yaptığı ve siyasi malzemeye dönüştürdüğü yönünde tepkiler yükseldi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, partisince Twitter’da oluşturulan “İyiler Maskeyi Düşürdü” etiketiyle yapılan “Siyasette ‘geri vites’in ne olduğuna ve nasıl yapıldığına dair bu öğretici nitelikteki tutumundan dolayı AK Parti’ye teşekkür ederiz” mesajını Erdoğan’a hitaben paylaştı. Akşener, Erdoğan’ın resmi Twitter hesabını adres göstererek, “Hayırdır Sayın Erdoğan?” diye sordu.
CHP: ”Saray’ın bir kararnamesine bakar, yargı izniniz yoksa nefes almıyor”
CHP adına Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ise, TBMM’deki konuşmasında, Erdoğan’ın Ayasofya konusunda karar verilmesi noktasında Danıştay ve Meclis’i işaret etmesine tepki gösterdi. Öztrak, konuyu Meclis’in araştırmasını istediklerini belirterek, “Her şey Saray’ın bir kararnamesine bakar. Zaten yargı bir şekilde sizin isteğinizin dışında karar vermiyor, sizin izniniz dışında nefes bile almıyor. Şimdi, ne hikmetse bu işi Meclis’e havale ediyorlar. Şimdi ben açık söyleyeyim: Ayasofya ağızlara sakız edilecek bir mesele değildir; bunu yapacaksanız yaparsınız, yapmayacaksanız yapmazsınız. Yetki de saraydadır. Şimdi Meclis’te İyi Parti’nin önerisiyle bu konuyu bir daha inceleyeceğiz, göreceğiz ki yine yetkinin sarayda olduğu ortaya çıkacaktır. Lütfen sağa sola bakmayın, gökyüzüne bakıp ıslık çalmayın. Madem sorumluluğu aldınız, sorumluluğunuzu yerine getiriniz” dedi.
Öztrak’ın konuşması üzerine CHP Grubu’nca önergeye “ret” oyu verilmediği görüldü.
Danıştay’daki Ayasofya Müzesi’yle ilgili dava nedir?
Türkiye’nin idari hukuku alanındaki yüksek yargı organı Danıştay’ın gündeminde, AKP iktidarı döneminde, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği tarafından açılmış dava dosyası bulunuyor.
Danıştay 10. Dairesi’nce 24 Kasım 1934 tarihli ve 1589 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla müze yapılan Ayasofya’nın yeniden cami olarak kullanılması için 2 Temmuz’da karar vermesi bekleniyor.
Bu dava dosyası, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği tarafından başlatılmış ikinci yargı süreci kapsamında yer alıyor. Dernek, Atatürk’ün Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi kararına imza atmadığını iddia ederek, cami olmasını talep ediyor.
Danıştay daha önce UNESCO’yu hatırlatarak reddetmişti
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği dana önce de Ayasofya konusunda dava süreci yürütmüştü. Dernek Başkanı İsmail Kandemir ve Üye Hidayet Aksöz, Ayasofya’nın statüsünde değişiklik yapılması için 22 Ekim 2004 tarihinde 48746 sayılı dilekçe ile Başbakanlık’a yaptıkları başvuruya yasal süre içinde yanıt verilmediği gerekçesiyle dava açmıştı. O dönemde 2015 yılının Ocak ayında Bursa 2. İdare Mahkemesi kanalıyla dava, Danıştay 10. Dairesi’ne taşınmıştı. Daire, dernek yönetimince Ayasofya’yla ilgili kararda Atatürk’ün imzasında sahtecilik yapıldığı ve aslında imzası olmadığı iddiasında bulunulmasına karşın Ayasofya’nın müze olmasında hukuki aykırılık olmadığına 2 Temmuz 2008’de karar vermişti.
Danıştay 10. Dairesi’nin o dönem oybirliğiyle aldığı ret kararında, Türkiye’nin imzacısı olduğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Ayasofya’nın da yer aldığı anımsatılarak, “kültürel miras” niteliği vurgulanmıştı.
O dönemde Danıştay’ın Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasını reddetmesi üzerine söz konusu dernek yöneticileri, Anayasa Mahkemesi’ne 2015’te bireysel başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi ise, “din özgünlüğü ihlali” iddiasıyla yapılan bireysel başvuruyu dernek tüzel kişiliği bakımından böyle bir hak ihlali olamayacağı gerekçesiyle 2018 yılında kabul etmemişti. Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararına, https://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/206.html adresinden ulaşılabilir.
[