Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı bir televizyon programında, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesini değerlendirdi. BTP’li Baş, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesine ilişkin, “Türkiye’nin savaşa kesinlikle taraf olmaması gerekiyor. Burada anlaşılması gereken bir şey var. Ukrayna’daki insanlara üzülüyoruz ama neticede bu, iki amcaoğlunun kavgasıdır. Bu kavga bizim kavgamız değildir” İfadelerini kullandı.
‘YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNİ UKRAYNA HALKI TARAFINDAN YAPILMASI GEREKİR’
Baş, “Ben, Ukrayna hükümetini deviriyorum, yerine Rus yanlısı bir hükümet getiriyorum’ diyemezsin. Bağımsız Türkiye Partisi tutarlı tavrını her zaman sergilemiştir. Biz, buna Suriye’de, Irak’ta, Libya’da da karşı çıktık. Beşar Esad yönetiminin değiştirilmesi ne kadar Suriye halkının tercihiyle olması gerekiyorsa Ukrayna’daki bir yönetim değişikliğinin de yine aynı şekilde Ukrayna halkı tarafından yapılması gerekir. Buna da biz demokrasi diyoruz. Suriye halkının Esad’ı isteyip istememesi benim meselem değil. Benim meselem, ABD’nin 12 bin kilometreden gelip burada bir dizayn yapmaya çalışmasıdır” dedi.
‘UKRAYNA’YA İNSANİ YARDIMIN YAPILMASI GEREKİYOR’
ANKA’nın aktardığı haberde Baş, “Türk milletinin şu anda durması gereken taraf ne Rusçuluk ne NATO’culuk ne de Ukraynacılık. Durması gereken tek taraf insani taraf. Mesela Ukrayna’ya insani yardımın elbette yapılması gerekiyor, çünkü oradaki insan. Benim dinim de tarihim de bana bunu emreder; insanı katletmemek, öldürmemek, zorlamamak bilakis yaşatmak” ifadelerini kullandı.
‘MİLLİ EKONOMİ MODELİ’Nİ RUSYA 2008’DE UYGULAMAYA KOYDU’
Biz, hep Rusya’nın Milli Ekonomi Modeli ile geldiği noktayı konuştuk diyen BTP’li Baş, “ Evet Rusya, 2004 yılında cevap veremediği ABD, NATO ve Avrupa ittifakına Milli Ekonomi Modeli ile 2014 yılından itibaren cevap verebilmeye başlamıştır, doğrudur. Çünkü 2005 yılında ortaya konan modeli Rusya planlı bir program çerçevesinde 2008 yılından itibaren uygulamaya koymuş, 2013 yılından itibaren de bunu resmileştirmiştir. 27 Şubat, bundan tam 9 yıl önce merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş’ın Duma’da Milli Ekonomi Modeli’ni 6 saat boyunca anlatmasının yıl dönümüdür. Evet, bu Rusya’da yaşanmıştır. Ama bu şuna benzer; şimdi önünüzde bir hasta adam var, hastayı tedavi edersiniz ve ayağa kaldırırsınız. Milli Ekonomi Modeli budur. Hastayı tedavi eder ve ortamdaki en güçlü insan haline getirebilir ama hastanın fıtratına kefil olmaz” vurgusu yaptı.
Baş, “ABD’den F-35’leri neden alamıyoruz? Sebebi Rusya ile S-400 anlaşması yapmamız. S-400’leri aldık ve programlardan bizi çıkardılar. Peki bu S-400’leri biz yerleştirebildik mi? Onu da yapamadık çünkü ‘Daha fazla karşımıza almayalım’ dedik. Şu anda bizim hava savunma sistemimiz yok. Bir savaş durumunda senin savaşacak uçağın yok. Türk ordusu dünyanın ve Avrupa’nın en güçlü ordularından biri, hiç kimseden de korkusu olmayan bir askerimiz var ama bu askerin gücünü yitirtiyorsun. Bu tamamen stratejik bir yanlış” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN SAVAŞA KESİNLİKLE TARAF OLMAMASI GEREKİYOR’
Önümüzde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu, bizi 2. Dünya Savaşı’nda da bugün de koruyan bir anlaşmanın olduğunu belirten Baş, “Nedir bu? Montrö Boğazlar Anlaşması. Türkiye’nin savaşa kesinlikle taraf olmaması gerekiyor. Burada anlaşılması gereken bir şey var. Ukrayna’daki insanlara üzülüyoruz ama neticede bu, iki amcaoğlunun kavgasıdır. Günün sonundaki durum budur. Bu kavga bizim kavgamız değildir. Bizim çözebileceğimiz bir kavga da değildir. Dolayısıyla kesinlikle mesafeli durulmalı, Montrö’ye kesinlikle sadık kalınmalı, Atatürk’ün yaptığı bütün uluslararası sözleşmeler muhafaza edilmeli ki biz bugünlerden yara almadan çıkabilelim.”
‘UKRAYNA’DAN NİYE BUĞDAY ALIYORUZ’
Baş, “Biz, Ukrayna’dan niye buğday alıyoruz? Biz Ukrayna’dan bir şeyler alalım, Rusya’dan da alalım, her yerden alalım ama niye buğday alıyoruz. Buğday mı yok bu ülkede, yetişmiyor mu? Bunun sıkıntısı ne? İthalat ile ticari dengenizi bozuyorsunuz, jeopolitik risklerle birlikte enflasyona maruz kalabiliyorsunuz, bunların yanı sıra kendi çiftçinizi öldürüyorsunuz. Hep söylediğim gibi tarım stratejik bir sektördür. Bunu bugün yaşıyoruz. Dolayısıyla artık bizim kendi iç dinamiklerimizi hareketlendirmemiz lazım. Bunun da oluşturulabileceği tek ortam Milli Ekonomi Modeli ortamıdır. Aksi halde her şeyi dışa bağımlı bir ülkenin ne kadar gelişmesini bekliyorsunuz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***