Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, “Kartel heveslileri, devlet nefes alış-verişinizi bile izliyor” düşüncesini dile getirdi.
Uğur, “Başka sektörler de inceleme altında. İsimlerini vermeyeceğim ama şu kadarını söyleyebilirim. Özellikle tarım, sağlık ve konut pahalılığında öncü rol üstlenen sektörler. Fırsat bu fırsat deyip halkın aşına, ekmeğine, malına ve mülküne göz dikenler. Hatta aralarında “yok artık, bu kadarı da olamaz” denen firmalar var, şaşıp kalacaksınız. Ama dediğim gibi. Devlet artık nefes alışverişlerini bile izilyor.” değerlendirmesini yaptı.
Uğur yazısında şu ifadeler kullandı:
“Geçtiğimiz haftalarda Rekabet Kurumu tarafından 5 zincir markete kesilen 2,7 milyar liralık cezanın sebebi malum. Zincir marketlerin aralarında yazışıp anlaşarak fiyat belirlemesi, yani kartelleşme suçu işlemesi. Anayasa’nın aşağıdaki 167. Maddesini açık ihlal:
Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
Devlet geri geldi diye alkışladığım bu raporla ve cezayla ilgili önceki günkü yazımda iki husus vardı.
Birincisinde 18 ay süren incelemenin uzunluğunu eleştirmiş ve “Bu süre zarfında zincir marketler istedikleri gibi çalıp oynadılar. Olan vatandaşa oldu” demiştim.
İkincisinde ise kartelleşmenin yanı sıra neden fahiş fiyatlarla ilgili inceleme yapılmadığını sormuştum. Özellikle de tedarikçi firmalar ile marketler arasındaki “hülle”ye değinerek kolaylıkla fiyat etiketleriyle oynandığını belirtmiştim.
Bu cezayla ilgili raporun içeriğine dair son derece anlaşılır, net bir açıklama yapan Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, bu iki eleştirimin çıktığı yazım nedeniyle beni aradı. Bilmediğim ve haklı olarak açıklığa kavuşması gereken hususlarmış. Bu yüzden de Başkan Birol Küle’nin anlattıklarını özetleyerek aktarıyorum.
1-İncelemenin 18 ay sürmesi yasal prosedürlerden kaynaklı. Örneğin, her zincir market yetkilisine yazılı savunmalar için bir aylık süreler verilmek zorunda. Kısaca sırf yazılı ve sözlü savunma süresi 7 ay gibi bir zamanlarını almış. Öte yandan Birol Küle, Nihai Rapor’un bir doktora tezi gibi titizlikle hazırlandığını, delillerin çok kuvvetli olduğunu belirterek “Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye bu türden incelemeleri en çabuk sonuçlandıran ülke. Bunda gece-gündüz çalışmanın payı büyük. Bir de Güney Kore var” diyor.
2-Küle’nin ikinci açıklaması ise “Fahiş fiyatların neden incelenmediği” eleştirisine dair…
“Bu rapor yalnızca KARTELLEŞMENİN TESPİTİNE yönelik. Zaten en ağır suç bu. Fahiş fiyat meselesi biraz sübjektif olarak algılanıyor ve mahkemeler de bu konuda pek çok davayı geri çevirebiliyor. Ama tedarikçi firmalar ile marketler arasında suç teşkil edecek fiyat etiketleriyle oynama fırsatı sunan ilişki ayrı bir kalem olarak ele alınmalı. Ancak bunun için Perakende Yasası’nın değişmesi gerek ki hazırlıkları son aşamada. Yani bu konuda hem bizim hem de Ticaret Bakanlığı ve Maliye’nin eli güçlenmeli.”
Bu arada Küle’nin açıklamalarında belirtilen 14 tedarikçi firmayla ilgili rapor da sonuçlanmak üzere. Bu firmalarla zincir marketler arasındaki ilişkiler ne durumda, onu rapor ortaya çıktığında göreceğiz. Ama şunu şimdiden söyleyebiliriz ki hepimizi ilginç sürprizler bekliyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***