Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonominin uçuşta olduğunu söylemesine rağmen, sanayide yüzde 15-20 arasında bir küçülme gerçekleşti.
Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı savunduğu, ‘Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor’ eleştirilerinin yapıldığı bir ortamda, “Türkiye bir tırmanışta ama bu tırmanışımızı görmek istemeyenler var. Ben belgelere dayalı olarak konuşuyorum. Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama gözü olup görmeyenler, gerçekleri yanlış anlatırlarsa anlatsınlar biz Türkiye olarak bu kalkınmamızı, tırmanışımızı yüksek oranda devam ettireceğiz” ifadelerini kullanmıştı.
Ekonomist ve Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş ise, 17 Ağustos tarihli, “Küçülmede ibre yüzde 15-20 arasına işaret ediyor” başlıklı yazısında, “Sanayi üretiminde ikinci çeyrekte yüzde 16.8 gerileme oldu. Sanayideki bu gerilemeyi diğer sektörlerin, özellikle hizmetlerin telafi etmesi hiç mümkün değil, aksine hizmetlerde durum daha da vahim. Dolayısıyla bu çeyrekte yüzde 15-20 arasında bir gerileme hiç şaşırtıcı olmaz” ifadelerini kullandı.
GSYH hesaplamasında esas olacak ikinci çeyrek verilerinin haziran ayı sanayi üretiminin açıklanmasıyla tamamlandığına değinen Aktaş, “İkinci çeyrekte sanayi üretiminin yüzde 16.8 gerilediğini belirttik. Normalde GSYH’nin de sanayi üretimindeki gerilemeye paralel bir düşüş göstermesi beklenmeli” yorumunu yaptı.
“İkinci çeyreğin ilk ayı olan nisanda çoğu işyeri kapalı kaldı. Bunlar ancak mayısın ilk yarısından itibaren açılmaya başladı. Turizm sektörü yeni yeni biraz toparlanır gibi…” öngörüsünde bulunan Aktaş, “Dolayısıyla sanayideki yüzde 16.8’lik üretim gerilemesinin olumsuzluğunu törpüleyecek ve GSYH’deki toplam değişimin daha düşük gelmesini sağlayacak etkenlerden söz etmek mümkün değil. Tam tersine, yüzde 16.8’i daha da derinleştirecek gelişmeler yaşanmış durumda. İşte bu yüzden geniş bir aralık bırakarak ikinci çeyrekteki küçülmenin yüzde 15-20 arasında beklenmesi gerektiğini dile getiriyoruz” tespitinde bulundu.
Aktaş, bir mefruşatçı ile arasında geçen diyalogu da paylaştı ve ekledi:
“Kedimiz Yampiri evde tırmalanmamış koltuk bırakmamaya kararlı. Koltukların bari bir kısmını kurtarabilelim diye düşündük ve bunlar için basit bir kumaştan örtü almak istedik. Ankara’da evimize çok yakın bir mefruşatçıda rengini beğendiğimiz bir kumaş da bulduk. Ama kumaş koltukları kapatmayacak kadar azdı.
“Devamı ne zaman gelir” diye sordum mefruşatçıya. “Gelmez” dedi, “Artık getirmiyorum”… “Sebep” dedim:
“Beyefendi kumaşı eskiden vadeli alıyorduk. Artık vadeli satmıyorlar, peşin almam gerekiyor. İşlerin nasıl gideceğini bilmiyorum, yine dükkanı kapatacak mıyız, belli değil, onun için elimdeki kumaşları bitirmeye bakıyorum, sonra ne olur bilmem…”
“Siz işyeriniz! daha önce niye kapatmıştınız ki, sizin kapatma mecburiyetiniz yoktu” diye karşılık verdim.
“Doğru yoktu, ama biz korona yüzünden kaygı duyduk ve kendi isteğimizle kapattık. Salgın yine çok artar ve yine kapanırsak diye elimizdeki parayı da peşin peşin kumaşa bağlayıp sonra nasıl satacağız diye düşüneceğimize yeni alım yapmıyoruz.”
Ekonomi uçtu, coştu denilen günlerde, daha geçen cumartesi geçti bu konuşma.”