DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan “Grubu bulunan partilerin temsilcilerinden oluşan beş kişilik heyetin (İmralı Cezaevi’ne) gitmesi planlanıyor. Bize verilen bilgi bu” dedi.
PKK, 11 Mayıs’ta silah bırakma sürecini Irak’ın Süleymaniye kentinde başlatmış, örgütün yöneticisi Bese Hozat dahil 30 PKK’lının katıldığı törende silahlar bir varilde yakılmıştı.
Sürecin ‘yasal gereklilikleri’ için kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis’te görüşmelerini sürdürüyor.
5 Eylül’de komisyonun MHP’li üyesi Feti Yıldız, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Öcalan’dan beyan almak üzere komisyondan üç dört kişi seçilmesinin ‘zaaf oluşturmayacağını‘ söylemişti.
Bazı partiler öneriye tepki gösterirken Medya Haber yayınına konuk olan Buldan, Meclis’te grubu olan partilerin temsilcilerinden oluşan beş kişilik heyetin İmralı Cezaevi’ne gitmesi planlandığını söyledi. “Bize verilen bilgi bu” diye de ekledi:
”Sayın Öcalan önemli adımların karşılıklı olarak atılması gerektiğini söyledi. Bunun altını önemle çizdi. Aksi taktirde süreç karşıtı grupların giderek güç kazanacağı uyarısından bulundu. Bunu her zaman söylüyor. Bu süreci bozmak, sekteye uğratmak isteyenler, hatta darbe mekaniğinin devreye girebileceğini ifade eden değerlendirmeleri yapıyor.
Komisyonun İmralı Adası’na giderek sayın Öcalan’la bir görüşme gerçekleştirmesini bekliyoruz. Dinlemeler bittikten sonra muhtemelen komisyonda beş kişilik bir heyetin gitmesini bekliyoruz. Sayın Öcalan’la komisyonla özel bir tartışma yürütmek istiyor; PKK’nın ortaya çıkış sebeplerine dair. Hem dinlemek, hem kendi görüşlerini aktarmak istiyor. Çıkacak yasalara da katkı sunacağını söylüyor.
(Meclis’te) Grubu bulunan partilerin temsilcilerinden oluşan beş kişilik heyetin (İmralı Cezaevi’ne) gitmesi planlanıyor. Bize verilen bilgi bu şekilde. Meclis’te grubu bulunmayan partiler de var, bunlar komisyonun içinde de yer alıyor. Ancak onlardan gitmek isteyen var mı? Bu konuda bir bilgi yok.
Ama beş siyasi partinin grup temsilcileri olduğu için onlardan mutlaka birer kişi gider, grubu bulunmayanlar gider mi gitmez mi? Bu konuda net bir şey olmadığını belirtmek isterim. Sayın Numan Kurtulmuş’un adaya gitme ihtimali yok. Böyle bir şey gündem olmadı, sayın Öcalan da bunu ifade etmedi.
Öcalan ‘Demirtaş ve Yüksekdağ’ın hala tutuklu olması kabul edilemez’ demiş
Buldan’ın aktardığına göre görüşmelerde Öcalan, eski HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutukluğuna tepki göstermiş:
”Ne bugün ne de geçmişte iddia edildiği şeklinde sayın Selahattin Demirtaş’la ilgili bir şey söylenmedi. Bunu açık ve net ifade etmek istiyorum. Aksine sayın Öcalan iki görüşme önce sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın hala tutuklu olduğunu bunun kabul edilir bir yanının olmadığını ifade eden bir değerlendirme yaptı. Bunu halkımızın çok iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hatta yine iki toplantı önce sayın Demirtaş ve Yüksekdağ’a “Benim özel selamlarımı gönderin” dedi. Biz oradan çıkar çıkmaz iki arkadaşın avukatlarını arayarak sayın Öcalan’ın selamlarını iletmelerini talep ettik. Onlarda kendilerine ilettiler.
Biz kendilerini ziyaret etme noktasından zaman bulamadık. Bu nokta da bir eksikliğimiz var. Bu tarz konular ne bizim ne de sayın Öcalan’ın gündeminde hiç olmadı. Tamamıyla ortalığı karıştırmak isteyen, sayın Öcalan ve Demirtaş’ı karşı karşıya getirmek isteyen bazı güçlerin bu tarz söylemlerin kimsenin itibar etmemesi gerektiğini özellikle vurgulamak isterim.”
Öcalan, medyanın dilinden rahatsızmış
Buldan son olarak şunları söyledi:
”(Öcalan) Hala birçok kanalın ve yorumcunun geçmişteki düşmanca dili sürdürdüğünü ve bu çevrelerin derdinin çözüm ve barış olmadığını, hamaset ve düşmanlık olduğunu açıkça ifade etti. Bazı yorumcuların, habercilerin, kanalların sürecin aleyhine yorumlar, ifadeler kullanması bizim çözeceğimiz bir sorun değil.
Çünkü baktığımızda bugün medya da hükümetin elinde, yargı da AKP’nin elinde. Her gücü olan, yaşamın her alanına hakim olan bir iktidardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bütün bunları iyileştirmek, ortadan kaldırmak yine iktidarın görevi. Ama bu konuda da bir ilerleme kaydedilmediğini de belirtmek istiyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***