72 yaşındaki Alzheimer hastası İbrahim Güngör’ün cezaevinde hayatını kaybetmesi, Türkiye’de hasta ve yaşlı mahpuslara yönelik muameleleri yeniden gündeme taşıdı.
Bold Medya’dan Süleyman Karataş’ın haberine göre, İbrahim Güngör’ün ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmemesi, ulusal ve uluslararası insan hakları normlarının açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor. Bu olay, sadece bireysel bir trajedi değil; yaşam hakkı, sağlık hakkı ve işkence yasağı gibi temel hakların sistematik biçimde ihlal edildiğine dair güçlü bir örnek olarak kamuoyunun tepkisini çekti. İşte Türkiye’nin İbrahim Güngör gibi hasta mahpusları tahliye etmemesinin doğurduğu insan hakkı ihlallerinden bazıları;
- Yaşam ve Onur Hakkı
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB), Madde 3: “Herkesin yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği hakkı vardır.”
72 yaşında, Alzheimer hastası ve kızını dahi tanıyamayan bir kişiyi ölümüne kadar hapiste tutmak, Türk makamlarının onun doğal onurunu ve yaşam hakkını ihlal etmesi anlamına gelmektedir.
- İşkence ve İnsanlık Dışı Muamele Yasağı
BM İşkenceye Karşı Sözleşme (CAT), Madde 1 & 16 ve AİHS, Madde 3: İşkenceyi ve zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleyi yasaklar.
Alzheimer, hidrosefali (beyin şantı), prostat ve şeker hastalığı bulunan yaşlı bir adamı hapiste tutmaya zorlamak, tıbbi ihmal yoluyla işkence anlamına gelir.
- Mandela Kuralları (BM Mahpusların Muamelesine İlişkin Asgari Standart Kuralları)
Kural 109 & 110: Sağlık durumu cezaevi koşullarıyla bağdaşmayan ciddi hastalığı olan mahpuslar serbest bırakılmalıdır.
Türkiye’nin, ölümcül hastalığına ve tıbbi bakıma bağımlılığına rağmen Güngör’ü serbest bırakmayı reddetmesi, Mandela Kuralları’nın açık bir ihlalidir.
- Tıp Etiği ve İstanbul Protokolü
Hekimlerin görevi zararı önlemektir. Adli Tıp Kurumu’nun, ağır hastalığın açık kanıtlarına rağmen “cezaevinde kalabilir” raporu vermesi, hem işkencenin belgelenmesine ilişkin İstanbul Protokolü’ne hem de uluslararası tıp etiği standartlarına aykırıdır.
- Sağlık Hakkı
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi (ESKHS), Madde 12: “Herkesin mümkün olan en yüksek düzeyde fiziksel ve ruhsal sağlıktan yararlanma hakkı vardır.”
Uygun tedavinin reddedilmesi ve bir mahpusun ölümüne yol açması, bu yükümlülüğün açık bir ihlalidir.
- Devletin Sorumluluğu
Uluslararası hukuka göre, devlet mahpusların yaşamını ve sağlığını koruma yönünde pozitif yükümlülüklere sahiptir.
Erdoğan rejimi bu özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş, böylece Güngör’ün acılarından ve ölümünden doğrudan sorumlu olmuştur.
72 yaşındaki İbrahim Güngör’ün hapsedilmesi ve sonrasında ölümü, bir “bireysel trajedi” değil, evrensel insan hakları normlarının ağır bir ihlalidir. Bu durum, tıbbi ihmal yoluyla işkence, Mandela Kuralları’nın ihlali ve hem AİHS hem de BM İşkenceye Karşı Sözleşme kapsamında insanlık dışı muamele yasağının açık bir ihlalidir.
KAYNAK: BOLD MEDYA – SÜLEYMAN KARATAŞ
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***