İzmir içme suyunun büyük bir bölümünün karşılandığı Tahtalı Barajı’nda su seviyesi, yüzde 6,71’e düştü. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Barajlarda su bitti, yaklaşık 40 günlük su kaldı. 1 yıllık suyun altına düştüyse, su bitiyor demektir. Belediye, su kesintilerine geçen sene başlamalıydı” dedi.
İzmir’de kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle barajlardaki su seviyesi, her geçen gün düşüyor.
Barajlardaki içme suyu rezervinin yağışlı döneme kadar dikkatli kullanılması ve büyük ölçekli su kesintilerinin önlenmesi için alınan tedbirler kapsamında, 6 Ağustos’tan itibaren kent genelinde planlı su kesintileri uygulanıyor.
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (İZSU) verilerine göre; günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketilen İzmir’de içme suyunun büyük bir bölümünün karşılandığı Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 6,71’e düştü.
Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda yüzde 1,39, Ürkmez Barajı’nda yüzde 7,02, Balçova Barajı’nda yüzde 21,16, Güzelhisar Barajı’nda ise yüzde 54,91’e geriledi. Gördes Barajı’nda bu yıl hiç su kalmadı.
“Suyu kullanmayı bilmiyoruz”
Tahtalı Barajı’nda suyun çok düşük seviyede olduğunu belirten TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Tahtalı’da aktif doluluk oranı 19 milyon metreküpe düştü. Ülke olarak son 52 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz, bu sene yağışlar yüzde 28 eksik yağdı, geçen sene bu oran yüzde 6’ydı. Ama asıl sorunumuz, suyu kullanmayı bilmemek” dedi.
“Obruklar başladı”
Prof. Dr. Yaşar, “İzmir’de 2010’dan 2022’ye kadar barajlarımız, yüzde 80 doluydu. Ancak hatalar yapıldı. Barajlar doluyken kuyulardan su çekildi. İzmir’in en pahalı suyu kullanmasının nedeni de bu. Çünkü kuyulardan çekilirken çok enerji harcanıyor. Doluyken suyun barajdan çekilmesi lazımdı. Akiferler dinlenmeliydi. Biz her seferinde suyun yüzde 60’ını kuyulardan çektik. Maalesef kuyularımız derinlere kaçtı. Manisa’nın altından her gün 220 bin metreküp su çekiliyor, Göl Marmara’yı kuruttuk. Hatalı su kullanımından dolayı Manisa’da obruklar başladı. Kuraklığın geleceğini biliyorduk, su da B ve C planları uygulanmaya başlanması gerektiğini söyledik. Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da, İspanya’da çim sulamak, havuz doldurmak, çok su isteyen bitkileri sulamak yasaklandı. Herkes önlemini aldı, biz almadık. Su bitince önlem almak aklımıza geldi. Birkaç sene elma ya da armut gibi çok su isteyen meyveleri yemeyelim, akiferler kendini toparlasın. Göller tekrar su tutmaya başlasın, tarımda yanlış ürün desenleri politikası nedeniyle göller bölgesi çöller bölgesi oldu. Konya Ovası, obruk ovası oldu. Şu anda Küçük Menderes Havzası’nda obruklar başladı, bütün Türkiye’nin altı boşaltılıyor” diye konuştu.
“Kesintilere geçen sene başlanmalıydı”
Tahtalı Barajı’nda su seviyesinin önümüzdeki hafta yüzde 5’lere gerileyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Bir an önce kapalı ortamda suyun tarlalara getirilmesi, gri suyun tarımda kullanılması, Türkiye’de yüzde 33 olan kayıp-kaçak oranlarının azaltılması gerekiyor” dedi.
Planlı su kesintilerinin barajları çok etkilemediğini söyleyen Prof. Dr. Yaşar, “Barajlarda su bitti, yaklaşık 40 günlük su kaldı. 1 yıllık suyun altına düştüyse, su bitiyor demektir. Belediye, su kesintilerine geçen sene başlamalıydı. Suyun bir kısmını rezerv olarak tutmak lazımdı. Suyu kullanmayı bilmediğimiz için bu döneme geldik. Belediyenin raflarında şu anda deniz suyu arıtma projelerinin olması gerekiyor” diye konuştu. (DHA)