HABER MERKEZİ – F Oturması eyleminin 700’üncü haftasında tüm hasta tutsaklara özgürlük çağrısı yapıldı.
Ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliyeleri engellenen hasta tutsaklar için başlatılan haftalık eylemler devam ediyor. İnsan hakları savunucuları, bu hafta da İzmir, İstanbul ve Ankara’da hasta tutsakların durumuna dikkati çekti.
İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Konak Sümerbank önünde yaptığı açıklamada “Hasta mahpuslar ölüyor, susma suça ortak olama” pankartı açtı. İHD Şubesi yöneticilerinden Mustafa Kızartıcı, cezaevlerinde 335 tutsağın durumunun ağır olduğunu, bunların 230’unun tek başına yaşamını devam ettiremediğini belirtti.
Kızartıcı, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan 39 yaşındaki ağır engelli Arzu Cansever’in durumunu aktardı. Arzu Cansever’in Yozgat’ta 2014 yılında evli olduğu erkek tarafından ateşli silahlı saldırıya uğradığını söyleyen Kızartıcı, “Hastaneye kaldırılan Arzu Cansever ameliyat edilmiş ve bacakları kurtarılamayarak her iki bacağı da diz üstünden ampute edilmiştir. Açılan ateş sonucunda yine kollarında her iki dirsekte kırıklar ve sinir tahribatları meydana gelmiştir. Şu anda sağ kolunu tamamen kullanamamakta, sol kolunu ise sadece kısmen ve çok sınırlı şekilde kullanabilmektedir. Travma sonrasında da iskemik bulgular mevcuttur. Kardiyovasküler sistemde de meydana gelen tahribatlardan kaynaklı olarak yüzde 30 engellilik tanımlanmıştır. Hastanın çeşitli tarihlerde hastanelerde yatışı yapılarak tedavileri yapılmaya çalışılmıştır. 2014 yılında ateşli silahla yaralanmasından sonra yapılan tedaviler sonrasında yüzde 99 engelli olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. 2019’da verilen sağlık raporunda ‘akülü tekerlekli sandalye kullanması uygundur’ denilmiştir” diye konuştu.
Arzu Cansever hakkında “cezaevinde kalamaz” raporları verildiğine dikkati çeken Kızartıcı, şunları kaydetti: “Hastanın kendi yaşamını bir başkasının desteği olmadan sürdürebilmesi mümkün değildir. Tek başına yaşamını sürdüremeyen, hijyen, temizlik, tuvalet, yemek gibi temel ihtiyaçlarını yerine getiremeyen bir insanın cezaevinde tutulması büyük bir ihlaldir. 13 Ağustos Çarşamba günü yapılan avukat görüşünde; Cezaevinde hastane sevklerinin yapılmadığını, gerekçe olarak yoğunluk ve asker yokluğu gerekçelerinin öne sürüldüğünü, revire gitme taleplerinin 3-4 hafta sonra karşılandığını, koğuşta gribal enfeksiyonlar ve benzeri hastalıkların yaygın olduğunu, buna rağmen cezaevi yönetiminin sağlık ihtiyaçlarını karşılamadığını ve sağlığa erişimin sağlanamadığını, psikiyatri tedavisinin devam ettirilemediğini, talepte bulunmasına rağmen idarenin ancak 3 hafta sonra dönüş yaptığını, halen psikiyatriye gitmeyi beklediğini aktarmıştır.Arzu Cansever’in yüzde 99 ağır engellilik durumu ve başkasının desteği ile yaşamını devam ettirmek zorunda olması dikkate alınarak bir an önce tahliyesinin sağlanmasını talep ediyoruz.”
İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, “F Oturması” eyleminin 700’üncüsünü dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu hafta, cezaevinde bulunan tüm hasta tutsakların serbest bırakılması için çağrı yapıldı. Açıklamada “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta tutsak serbest bırakılsın” pankartları taşındı, sık sık “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.
Komisyon üyesi Meral Nergiz Şahin, cezaevlerinde yaşanan ihlallerin son bulması için mücadele verdiklerini vurguladı. Meral Nergiz Şahin, Adalet Bakanlığı verilerine göre 2018-2023 yılları arasında toplam 2 bin 258 tutuklunun yaşamını yitirdiğine işaret ederek, buna rağmen iktidarın tutumunda herhangi bir değişiklin yaşanmadığını kaydetti. Meral Nergiz Şahin, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Biz de buradan sesleniyor ve hapishanelerde yaşanan sorunlara çözüm istiyoruz” dedi.
‘2024’TE 818 MAHPUS YAŞAMINI YİTİRDİ’
F Tipi cezaevlerinden sonra S, Y ve Yüksek Güvenlikli cezaevleri uygulamalarıyla tutsaklar üzerinde tecridin ağırlaştığını vurgulayan Meral Nergiz Şahin, 2024 yılında 818 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini aktardı. Hasta tutsakların Adli Tıp Kurumu raporu şartı ya da İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliye edilmediğine dikkati çeken Meral Nergiz Şahin, “Resul Baltacı ve Abdulkadir Kuday örneğinde de olduğu üzere, cezasını tamamlamış veya şartlı tahliye ve denetimli serbestlik hakkı kazanmış hasta mahpusların da tahliyeleri engellenerek resmen canlarına kastedilmektedir” diye kaydetti.
‘BİN 412 HASTA TUTSAK VAR’
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu’nun Nisan 2025’te yaptığı açıklamada 161’i kadın ve bin 251’i erkek olmak üzere en az bin 412 hasta tutuklunun bulunduğunu söyleyen Meral Nergiz Şahin, bunlardan 335’nin ağır hasta olduğunu kaydetti. Meral Nergiz Şahin, “Mahpuslara yönelik hak ihlallerinin önlenmesi ile ceza infaz hukukunun mahpuslara insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak şekilde ve evrensel insan hakları ilkelerine uygun olarak yeniden düzenlenmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Meral Nergiz Şahin, şu çağrıda bulundu: “700’üncü F Oturması kapsamında bu hafta; hasta mahpusların tedavi hakları önündeki engellerin kaldırılması, serbest bırakılarak, sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz.”
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 572’nci haftasında Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ndeki ağır hasta tutsak Abdullah Zorarslan’ın durumuna dikkat çekildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi üyesi Kaan Gökçek, Zorarslan’ın cezaevinde tutulduğu süre boyunca 4 ağır ameliyat geçirdiğini belirtti. Gökçek, “Karın bölgesinde yapılan ameliyatla ince bağırsağının yüzde 85’i alınmıştır. Uzun süre kolostomi torbası kullanmıştır. Böbrek hastasıdır ve sağ böbreği alınmış, kalan sol böbreğinin ise yüzde 50’si çalışmaktadır. Bulunduğu ilin iklim şartlarından dolayı sıkıntı yaşamaktadır. Fiziksel sorunlarına; anemi, böbrek ve diğer sağlık problemleri de eklenince, durumu ve koşullar daha da zorlayıcı hal almaktadır. İkisi akciğerinde, birer tanesi el, kol, ayak ve karnında olmak üzere vücudunda metal parçalar mevcuttur” diye konuştu.
ZORARSLAN’IN MEKTUBU
Gökçek, Zorarslan’ın cezaevinden gönderdiği bir mektubunda, “bağırsağının büyük kısmının alınmasından dolayı tükettiği besini vücudun tutmadığını, lavaboya günde 5-6 kez çıkmak zorunda kaldığını, bağırsak sorunu nedeniyle kalp, tansiyon, titreme, çarpıntı, yorgunluk ve bitkinlik olduğunu, kalp sorunu için ilaç kullandığını, günün yarısından çoğunda yatalak kaldığını, ek besin ilacı olarak raporlu mamayı günde 4 adet kullanmak zorunda olduğunu” aktardığını paylaştı.
Zorarslan’ın anemi, hemoroid, akciğer ve fıtık gibi sağlık sorunlarının yanı sıra fiziksel rahatsızlıklarının da giderek arttığını vurgulayan Gökçek, “Sürekli açık ve temiz hava ihtiyacına rağmen, cezaevi şartları ve mimarisi nedeniyle günün 22,5 saati kapalı odada, içeride kalmaktadır. Sadece günün 1,5 saati havalandırmadan yararlanmaktadır. Üstelik odada bulunan dar küçük pencereye ince tel örgülerin takılmasıyla, hava ve gün daha da kısıtlanmıştır. Son dönemde 18 kg’a yakın kayıp yaşamıştır. Diyet yemekleri uygun gelmediği için de beslenememektedir” dedi.
Engelli raporu almak için başvuru yapan Zorarslan’ın yaşadığı hastalıklarla ilgili herhangi bir muayeneden geçirilmediğini belirten Gökçek, “Ameliyatlar geçirmiş olmasına rağmen genel cerrahi bölümüne götürülmemiş, fiziksel sorunları olmasına rağmen fizik-tedavi doktoru da bakmamıştır. Gerekli muayeneler yapılmadığı için eksik olarak yüzde 55 engelli raporu verilmiştir. Aşırı çarpıntı ve titremeden kaynaklı anksiyete ilaçları kullanmak zorunda ve hücre tipi odada kalamayacak durumdadır. Ancak dilekçe yazmasına rağmen daha önce düzenli tedavi olabildiği Diyarbakır’a sevki kabul edilmemektedir” şeklinde konuştu.
Zorarslan’ın ağır hastalıkları bulunduğunu ve hücre tipi odada kalamayacak durumda olduğunu ifade eden Gökçek, gerekli tetkiklerin eksiksiz yapılmasını, heyet raporunun tamamlanmasını ve Zorarslan’ın tahliye edilmesini talep etti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***