NECİP F. BAHADIR | YORUM
AKP’nin 23 yılın sonunda ülkeyi getirdiği yer burası… Olumlu ve pozitif bir sıfat bulmak zor. Neredeyse imkansız. Erdoğan’ın hayal ettiği ülke bu muydu acaba? Galiba öyle… Yoksa düzeltmenin yoluna giderdi. Pembe tablolar çizmezdi. ‘Türkiye Yüzyılı’ diye masallar anlatmazdı. Geçen hafta ‘operasyonlar ülkesi’ diye yazdım. Her sabah operasyonla uyanan bir ülke olabilir mi? Hadi oldu diyelim; bakanlar bununla övünebilir mi?
Ülke suç ve suçlular için ‘cennet’ haline geldiyse insan bundan kendisine pay çıkarır. Başını iki elleri arasına alır ve sorar, “Biz nerede hata yaptık?” diye. Suçu üreten, suçluları besleyen şartları ve iklimi kim yeşertti? Bu suç bataklığı kimin eseri? AKP yeni mi iktidara geldi? Çeteler, organize suç örgütleri, yerli ve yabancı mafyalar hangi iktidarın ürünü? CHP’nin mi? AKP’nin tek derdi var; muhalifler… Hapishaneler siyasi suçlularla dolu…
AKP Türkiye’si için yeni bir başlık daha; ‘ucuz ölümler ülkesi…’
Hiçbir ülkede ölüm bu kadar kolay olmaz. Yaşam ile ölüm böylesine kol kola yürümez, flört etmez. Aralarında bir kırmızı çizgi vardır. AKP Türkiye’sinde ‘yaşam’ çok pahalı, ‘ölüm’ ise sudan ucuz. İnsanın hayatını hiçe sayan bir iktidar var çünkü. Her konuşmasında ölümlerle övünen, “Şehitler tepesi boş kalmayacak!” diye nutuk atan bir cumhurbaşkanı var.
Sadece insanın yaşamına mı…? Sokaktaki canları da boş geçmedi. İtirazlara kulaklarını kapattı ve Meclis’te yasa çıkardı, sokaklarda dolaşan köpekleri telef etti. Sosyal medyada ülkenin dört bir yanında acımasızca katledilen görüntüler dolaşmakta… İnsana merhameti olmayanın diğer canlılara hoşgörü göstermesi mümkün mü? Tersini söylemek de mümkün; Canlara acımayan insana acır mı? Acırsa acınacak duruma düşermiş! Zihniyet bu… Böyle bir korkuyla ülke mi yönetilir? Yönetilirse işte böyle olur. Tarih “Acımayana acınmaz!” sözünün örnekleriyle dolu…
Bu topraklarda ‘ölümler’ hiç bu kadar ucuz ve kolay olmamıştı. Son örnek Eskişehir’den… Orman yangınları yaz aylarının klasiği oldu. Önlem ara ki bulasın… Yangın söndürme araçları yetersiz. AKP her kurum gibi Türk Hava Kurumu’nun da canına okudu. ‘Ateş kuşları’ da denen yangın söndürme uçaklarını elden çıkardı. Yerine yenilerini koymadı. Kiralama yöntemine gitti. Diğer ülkelerle kıyaslandığında durum vahim. Yaşananlardan da ders çıkarmadı, ibret almadı. Uzmanından sokaktaki insanına kadar dillendirilen ‘İlla da uçak…’ seslerini duymazdan geldi.
İçlerinde canlarla birlikte küle dönen ormanlar bir felaketti… Daha büyüğü kapıdaydı. Ve geldi. Eskişehir’de 24 kişi yangının ortasında kaldı. Hepsi de genç, ömürlerinin baharında… Birisi 9 gün önce evlenmiş. Deneyimleri yok. 10’u şehit oldu… 5 Orman çalışanı, diğerleri AFAD görevlisi… Ters rüzgara yakalanmışlar. Kurtulmak için çabaları sonuç vermemiş. Ateşin, alevlerin ve dumanın uzanamayacağı bir yer bulamamışlar. Önce duman vurmuş, sonra alevler…
Ateşin içinde kavrulmak ölümlerin en ağırı… Vücut bütünlüğünü yitirmiş naaşlar… Kimlik tespiti zor. DNA ile mümkün… Ankara’ya gönderilmiş. Buna hangi yürek dayanabilir. Yakınlarını düşünün… Ne hayalleri vardı. Hayata daha yeni yeni tutunuyorlardı. Ve ölümlerin en acımasızına hedef oldular. Hukuken de dinen de ‘şehit’ mertebesine ulaştıkları doğru. İnananlar için ‘Yanarak ölen şehittir’ diye bir hadis var. Hükmen de şehitler…
İlk dakikadan itibaren ‘şehit’ diye duyuruldular. Ama aynı zamanda ‘kurban’ değiller mi? Kime kurban oldular? Bu olgu ihmal ve tedbirsizliği asla gölgelememeli… Normal ve olağan karşılanmamalı… Neden öldükleri sorgulanmalı; üzerindeki giysilerden, oksijen maskesine kadar gerekli donanımları var mıydı? Eğitim ve tecrübeye sahip miydiler? Profesyonel miydiler yoksa amatör ruhla mı kendilerine alevlerin içine attılar?
AKP yine “Bu işin tabiatında var!” mı diyecek? Felaketi şehitlere övgüyle mi geçiştirecek? Erdoğan yine hamaset ve dokunaklı üslubuyla, “Şehitler tepesine 10 bayrak daha dikildi!” diye nutuk mu atacak?
Yeter artık…
Bu felaketin bir sorumlusu olmalı? En aşağıdan en yukarıya kadar silsile halinde vebal ve sorumluluk paylaşılmalı… Hayır, bu işlerin doğasında ölüm yok! Yaşam kutsaldır. Her türlü tedbir ve önlem alınır. Hiçbir masraftan kaçınılmaz. İtibardan değil işte burada yaşamdan tasarruf olmaz. Yoksa ölüme kapı açarsın… Yıllardır ola geldiği gibi…
Soma’nın hesabı sorulabildi mi? Yitip giden canların Bakanın beyaz gömleği kadar kıymeti olmadı. Siyasi suçlara ‘şahin’ kesilen yargı Soma’da ne yaptı? Yürekleri soğutacak kararlar verebildi mi? Siyaset bedel ödedi mi?
Soma’ya kadar gitmeye gerek yok… Son 6 ay içinde yaşanan hangi felaketin hesabı sorulabildi? Kartalkaya’da otel yandı, 78 kişi yaşamını yitirdi. Ahşap otelde gerekli tertibatın alınmamasının sorumlusu kimdi? CHP’li Bolu Belediyesi mi? Yoksa AKP’li Kültür Bakanlığı mı? Günlerce tartışıldı. Kimse ateşten topu sahiplenmedi.
CHP AKP’nin, AKP CHP’nin kucağına attı. Ne siyaset bedel ödedi, ne de bürokrasi… Acı hala taze, kolay kabuk bağlamaz. Mahkeme salonları feryat figan… Ankara duyar mı? Kulaklar sağır, kalpler mühürlü… Turizm Bakanı tatilin keyfini çıkarıyor… Ama bu yangın sönmez. Dumanı hala üzerinde tütüyor. Siyaset öyle ya da böyle bunun hesabını verecek. AKP’nın sanık sandalyesine oturacağı gün de gelir elbet.
Birkaç hafta önce 12 asker şehit oldu. Üç yıl önce şehit olan bir yüzbaşının naaşını ararken mağarada metan gazından zehirlendikleri duyuruldu. Resmi açıklamalar tatmin edici değildi. İlk kez metan gazına bu kadar şehit veriliyordu. Doğru olduğunu kabul etsek bile hiç mi önlem alınmadı? Askerin gerekli donanımı yok muydu? Ölüm bu kadar ucuz mu? 12 can gitti. Bakanlık idari soruşturma başlattı. Kamuoyunun gazını almak için. Yoksa bir sorumlu bulunmayacak. Ve dosya hesabı sorulmadan kapatılacak. Batı ülkelerinde bu durumlarda doğrudan bakan koltuğu gider.
AKP, 23 yılın sonunda Türkiye’yi yaşamın, nefes alıp vermenin çok pahalı buna karşılık ölümlerin sudan ucuz ve kolay olduğu bir ülke haline getirdi. Böyle ölümler başka yerlerde yok… Sadece Türkiye’de kaldı. Vebali ve sorumluluğu Erdoğan’ın omuzlarında…
AKP sadece zalim bir iktidar değil aynı zaman da katil de… Albert Camus boşuna mı söylemiş, “Bir ülkenin nasıl yönetildiğini anlamak için insanların nasıl öldüğüne bakın…” diye.
Soma’ya, mağaraya gönderilen askerlere, ormanlara bakın AKP’yi görün…
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***