Ekonomist Onur Duygu, kaleme aldığı yazıda yarın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)’nın alacağı muhtemel faiz indirim kararına işaret ederek, hisse senedi piyasalarında bir hareketlenmenin başlayabileceğini dile getirdi.
Duygu, Ekonomim Gazetesi’nde yazdığı yazıda, faiz indirimleri ile beraber hisse fonlarında bir iyileşmenin yaşanabileceğini belirtti.
“Düşük faiz, yatırımcıları alternatif getiri arayışına iterken, hisse senetleri de daha cazip hale geliyor. Ancak herkes borsada hisse seçmek, zamanlama yapmak ya da ekran başında şirket takibi yapmak istemeyebilir. Bu noktada devreye hisse senedi fonları giriyor.” diyen Duygu, hisseler yerine hisse senedi fonlarının daha kolay ve erişilebilir olduğuna dikkat çekti.
Her fonun aynı olmadığını ve farklı stratejilere göre dikkatli seçim yapılması gerektiğini belirten Duygu’nun yazısından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
“Risk alma kapasitesine dikkat etmek gerekiyor”
“Piyasada ‘hisse senedi fonu’ genel başlığı altında yer alsalar da, bu fonların izlediği strateji, yatırım evreni ve risk profili birbirinden oldukça farklılık gösteriyor. Kimi fonlar büyük ölçekli, temettü verimliliği yüksek ve BIST30 endeksine dahil şirketleri tercih ederken; bazıları orta ve küçük ölçekli, potansiyel taşıyan ama dalgalanma riski daha yüksek hisselere yatırım yapıyor. Dolayısıyla bir fonu tercih ederken yalnızca getirisine ya da son bir yıllık performansına değil, içeriğine, yönetsel tercihine ve risk alma kapasitesine de dikkat etmek gerekiyor.”
“Volatiliteye karşı uzun vadeli büyüme”
“BIST100 dışındaki şirketlere yoğunlaşan fonlarda ise daha yüksek volatiliteye karşın uzun vadeli büyüme potansiyeli aranıyor. “
“Bugünün fırsatlarını değerlendirirken, yarının risklerine karşı hazırlıklı olunmalı”
“Borsa İstanbul’un en temel kuralı şu: hiçbir tema sonsuza kadar sürmez. Bu nedenle yatırımcıların bugünün fırsatlarını değerlendirirken, yarının risklerine karşı da hazırlıklı olması gerekiyor. Hem tematik fonlar hem aktif yönetimli fonlar bu dönemde öne çıkıyor. Ama seçim yaparken fonun geçmiş performansından çok, içeriği ve stratejisine bakmak şart. Profesyonel yönetim, çeşitlendirme ve esneklik, bu dönemin kilit kavramları olacak gibi görünüyor.”