Serbest Görüş Haber Merkezi
İPA Başkanı Buğra Gökce, cezaevinden yazdığı “İçeriden-Dışarıya Notlar”da, avlusundaki serçelerle kurduğu bağı anlattı. Kuşlara ekmeğini bölüştüğünü, onların da her sabah pencere önüne yemyeşil başaklar bırakarak teşekkür ettiklerini yazan Gökce, “O kuşlar beni gökyüzüne bağlıyor, sevdiklerimden nefes getiriyor” dedi.
Cezaevindeki 22 metrekarelik avlusunu ve gökyüzünü anlatan Gökce, kuşlarla kurduğu bağa dair şunları söyledi:
“Küçücük avlumdaki kuşları çok seviyorum. Beni gökyüzüne tel örgüler arasından bağlayan 22 metrekare gökyüzümle avlumun arasında iki ayrı kuş yuvam var. Birisi geçen yıldan kalmıştı. Mart sonu Nisan başı sahibi geri geldi. Adeta benle beraber.. İkincisi tam karşısına ben geldikten 10 gün sonra yapıldı. Sarı ve özenle seçilmiş otlar, sazlar ile ince bir işçilikle biri büyük diğeri (yeni) daha küçük iki yuva. Sabahları öyle yoğun ve öyle güzel şakıyorlar ki.. 4 kuşum var desem yanlış olmaz. Anladığım kadarıyla 2 çift. Güneş geldikçe nasıl şakıyor, nasıl kur yapıyorlar birbirlerine.
“Pencerenin önünden yemyeşil başaklar topladım”
Arada kavga da ediyorlar ama müthiş bir iletişimleri ve sevgi hareleri var. Bunu daha önce hiç bu kadar yakından keşfetmemiştim. Ekmeğimi bölüşüyorum kendileri ile. Gelen ekmekten ufalayıp avlu karşısındaki pencerenin denizliğine koyuyorum. Beni görür, hissederlerse ben zuladaysam hiç oraya yanaşmıyorlar. Ben içeride çalışıyorsam hızla gelip alıyorlar ya da çok güvende hissediyorlarsa yiyorlar. Yerlere döküyorlardı epeyce önceleri tek tek topluyordum. Sonra tüm pencere altına gazete sermeye başladım. Düşürdükleri parçaları ezmemiş oluyorum. Ben avluya çıkınca bana sesleniyorlar artık, laf atıyorlar. Artık arkadaş oluyoruz. 2-3 gündür bana teşekkür etmeye bile başladılar. Penceremin önünden “yemyeşil başaklar” topladım her gün.
“O güzel serçeler beni uçup sevdiklerimin yanına götürüyor”
İlk gün bir anlam yüklemedim. İkinci gün acaba mı dedim. Ama 3. günde hemen hemen aynı yerde “buğday başağı” hem de yemyeşil bulunca dedim ki teşekkür için bana çiçek getirmişler. Hele bugün bir de başka yeşil dal getirince kendimce kanaatim netleşti! Belki de ben böyle olmasından çocukça bir memnuniyet oluşturuyorum. Belki de o başakları erkek serçe dişisine taşıyor… Ama ben yine de o güzelim serçelerle bir bağ ve karşılıklı sevgi ilişkisi kurduğumu düşünüyorum. O kuşlar beni gökyüzüne bağlıyor, o güzel serçeler beni uçup sevdiklerimin yanına götürüyor. Onlar bana sevdiklerimden nefes getiriyor. Tel örgülerin arasından bile geçip bana ulaşıyorlar. Bunca güzelliği yapan serçeler teşekkür için buğday başağı niye getirmesinler!”