‘Kız Çocukları Davası’nı takip etmek için İstanbul’a gelen Amerikalı insan hakları aktivisti Andrea Barron, mahkeme gözlemlerini TR724’e anlattı.
İşkence mağdurları, göçmenler, kadın hakları, Yahudi-Müslüman işbirliği gibi konularda çalışan insan hakları aktivisti Andrea Barron, 18 Şubat Salı günü İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘Kız Çocukları Davası’ndaki izlenimlerini paylaştı.
Hem Aralık hem de Şubat ayındaki duruşmada hazır bulunan Andrea Barron, hakimlerin sorduğu soruların tuhaflığını şöyle anlattı: “Neden birisine fizik ve matematik dersleri veriyorsunuz? Neden birlikte fizik ve matematik öğreniyorsunuz? Ve düşündüm ki, aman Tanrım, keşke ben gençken bir gönüllü öğretmenle fen ve matematik çalışsaydım, Harvard Üniversitesi’ne girebilirdim. Genç kızların birbirlerine özel ders vermeleri ve birbirlerini okulda başarılı olmaları için teşvik etmeleri harika değil mi?”
Salı günkü duruşmada da benzer tuhaflıkta sorular duyduğunu söyleyen Barron sözlerine şöyle devam etti: ” ‘Ramazan’da birlikte iftar yapmanızı kim söyledi?’ ‘Neden birlikte Kur’an okuyordunuz?’ Ve düşündüm ki Türkiye dini özgürlüklerin olduğu bir ülke olmalı. İnsanların birlikte Kur’an okumasının nesi yanlış? Ve eğer bunun terörizmle ilgili bir dava olması gerekiyorsa hakim neden kimseye ‘hırsızlık yaptın mı?’, ‘silah aldın mı?’, ‘evinizde silah sakladınız mı?’ diye sormuyor?”
Uluslararası gözlemciler; merkezi Washington’da olan International Center for Religion & Diplomacy (Uluslararası Din ve Diploması Merkezi) direktörü Rebecca Cataldi, Amerikalı insan hakları gözlemcisi Andrea Barron ve Paris Barosu’na kayıtlı ceza avukatı Anais Lefort’un da izlediği davanın bir sonraki duruşması 25 Nisan’da görülecek.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***