TARIK TOROS | YORUM
Geçen yaz, Türkiye tarihinde görülmemiş bir şey oldu ve Kara, Deniz ve Hava Harp Okulu’nun dönem birincileri kadın öğrencilerden çıktı. Kara Harp mezunlarının tümü olmasa da, görece “üçte biri” kadarı yeşil alanın ortasında kılıç çattı, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı atıp 2016’dan sonra terk edilen önceki “subaylık andını” içti.
İktidardaki AKP’yle yaşıt olan genç teğmenler, 8 yıl sonra ilk defa rutinin dışına çıktılar. Rejim, rutinin dışına çıksan da çıkmasan da affetmiyor gerçi.
9 yıl öncesinin askeri öğrencileri, 15 Temmuz 2016’da komutanlarının emrini dinlediği için müebbetle yargılandı ve hüküm giydi.
***
Öncelikle teğmenler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı yüzünden Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmiş değil.
“Disipline aykırı eylemden” atıldılar. Öyle olsa, kimse bu sloganı paylaşmazdı. Tek başına bu slogan yüzünden kimsenin başına bir şey gelmez Türkiye’de.
Tören bitmiş, gençler tabir yerindeyse resmi nikahtan sonra bir de “dini nikah” kıymış, ne olacak. Videosu dolaşıma girmeyecekti. Teğmenleri yakan bu oldu.
***
Devamla, nasıl ki iktidar için “dış güçler” son derece kullanışlı bir mazerettir; “lobiler”, “terör örgütleri” mesela. Muhalefetin de pek elverişli günah keçileri vardır; yandaş medya gibi, cemaatler gibi, “yetmez ama evetçi” liberaller gibi..
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e bir şey diyen çıkmış mı diye baktım, çok cılız. Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’a laf eden var mı diye baktım, yok!
Adını dahi bilmediğim Kara Kuvvetleri Komutanı’nın akla geleceğini sanmam. Teğmenlerin sıralı komutanları bunlar. Bir sözünüz varsa bunlarla başlayacaksınız. Fakat yapmazlar. Orada da bir hesap vardır çünkü.
Erdoğan, her defasında “CE-HA-PE zihniyeti” diyor. CHP çıkıp “celladın” adını koyamıyor.
***
İktidar gibi muhalefet de “suçluların telaşı” içindedir.
10-12 yıldır hiçbir şeye itiraz etmediler, herhangi bir reaksiyonları yok. Akışa müdahale edip değiştirdikleri bir gündem bulunmuyor. Reaksiyon dediğin böyle olur çünkü; tweet atmak, soru önergesi vermek değildir.
Hoş, TBMM’de bile yoklar: Geçen hafta, üyelerini Cumhurbaşkanı’nın atadığı Devlet Denetim Kurulu’na (yargı kararı olmaksızın) kamu görevlilerini görevden alma yetkisi veren yasa geçti Meclis’ten.
Muhalefetten yalnızca 69 üye “ret oyu” vermiş, 199’u oylamaya katılmamış. Teklif 226 ile geçmiş.
AKP+MHP’nin toplam 269+47=316 sandalyesi var. HÜDA-PAR’ı ekleyin, anca 320 ediyor. Muhalefet tam kadro TBMM’de dursa iktidarı zorlayacak. Bunu bile yapmıyor. Devletin bir kurumuna padişahlık yetkileri veren yasayı Anadolu Ajansı’ndan okuyoruz.
***
Dönelim teğmenlere…
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için gitmediler. Öyle olsa aynı gün kılıç çatan yüzlercesi de peşlerinden ihraç edilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kılıçları kime çekiyorsun? 30 kişi olabilir, 50 kişi olabilir. Temizlenecek.” demişti. (7 Eylül 2024)
Ne pazarlık döndüyse sayı düştü, komutanlarıyla birlikte 5’i teğmen 8 kişi ihraç edildi.
Bakın, ne bu gençler ne de 15 Temmuz 2016’da Boğaz Köprüsü’ne yönlendirilenler sorumludur. Onlar üzerinden plan kuranlardır asıl darbeciler. Bir taraf “vesayet” der, diğeri Atatürk’ün gölgesine saklanır, her defasında gençler kurban edilir.
Ya darbecisin ya da destekçi, rejim üçüncü yol bırakmamıştır.
***
CHP’ye yakın Halk TV’nin genel yayın yönetmeni kaç gündür cezaevinde.
Neden tutuklandı?
Ekrem İmamoğlu’nun ismini deşifre ettiği bilirkişi ile telefon kaydını yayınlamaktan. Daha doğrusu, yayın yönetmeni olarak tüm sorumluluğu üzerine aldı. Sızan ifadelerle sarsılan medya mahallesi ise sapır sapır döküldü.
“Aman arkadaşlar büyütmeyelim!” telkinlerine rağmen kendini tutamayan Suat Toktaş’ın avukatı Gürkan Çakıroğlu, “Kahramanlığa soyunanların bunun hakkını vermesi gerekiyor. İddia sahiplerinin iddialarının arkasında durması daha sağlıklı olurdu.” diyecekti. (30 Ocak 2025)
Herkes her şeyi görüyor, kimi imajlar öyle çizildi ki toparlaması zor…
***
Sene 1953, İsmet İnönü ana muhalefet lideridir. TBMM’de kürsüye çıkar. Demokrat Parti (DP) iktidarının icraatlarını sert dille eleştirir. DP sıraları, sesini bastırmak için sıra kapaklarına vurarak gürültü çıkarır. İnönü aniden konuşmasını keser ve DP grubunu süzmeye başlar. Paşa’nın sustuğunu fark eden DP’liler de bir süre sonra durulur. O anda İsmet İnönü, meşhur lafını söyler: ”Tarih kürsüsünden hâlinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz.”
***
Elbette ülkenin canına okuyan AKP rejimidir. Karşısında onu sıkıştıracak muhalefet ve medya olsaydı, beceremezdi.
Hangi siyasi görüşü destekliyor olursanız olun, bir kılavuz vereyim:
-Başınızdaki lider, hedefi doğru seçip doğru zamanlamayla doğru atışlar yaparak rakiplerini afallatıyor mu?
-Gündemi belirlemede, dikkat dağıtmakta, ipleri elinde tutmakta, algıyı yönetmekte ne kadar başarılı?
-Bowling’te nasıl? Her defasında devirdiği labutların sayısını artırıyor mu?
-Rakipleriyle mücadelede günün takvimine her gün bir çentik daha atıyor mu?
-Her hamlede birkaç adım sonrasını hesaplıyor mu, yoksa her hareketi anlık bir savrulmanın sonucu mu?
***
Unutmayın, öteden beri oyunun kuralları değişmez ama ustalar oyunu değiştirenlerdir.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***