ANKARA – DAD Ankara Şubesi’nin düzenlediği “Suriye Gerçeği ve Suriye’deki Alevi Katliamları” panelinde konuşan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Nuray Çevirmen, Suriye’de yaşananları “insansızlaştırma politikası” olarak nitelendirdi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, Suriye’nin başkenti Şam’da 8 Aralık 2024 tarihinde yönetimi ele geçiren Heyet Tehrir el-Şam’ın (HTŞ) Alevilere dönük katliamlarına karşı “Suriye Gerçeği ve Suriye’deki Alevi Katliamları” konulu panel düzenledi. Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Merkezinde gerçekleştirilen panele, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki ve İnsan Hakları Derneği (İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Nuray Çevirmen konuşmacı olarak katıldı.
Moderatörlüğünü DAD Ankara Şube Eşbaşkanı Mustafa Karabudak’ın yaptığı panele başlarken Humus’ta 20 Ocak’ta evinden üniversiteye giderken kaçırılan Alevi yazar ve üniversite öğretim görevlisi Dr. Rasha Ali’nin cenazesinin bulunduğu haberi geldi. Rasha Ali’nin anısına yapılan saygı duruşuyla başlayan panelde ilk olarak Nuray Çevirmen konuştu.
BÖLGEYİ İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI
Suriye’de yaşananların bir insansızlaştırma politikası olduğunu belirten Nuray Çevirmen, “2011 yılında Suriye’de başlayan savaş, cihadist çeteler ve örgütlerin yanı sıra Türkiye’nin desteğiyle hem askeri hem de ekonomik açıdan güçlendirildi ve coğrafya kan gölüne dönüştü. İnsanlar yerlerinden, yurtlarından edildi. Özellikle cihadist grupların Kobanê, Efrîn ve tüm Rojava bölgesinde gerçekleştirdiği katliamlar hala hafızalarımızda. Buna ek olarak, 3 bin Ezîdî kadın kaçırıldı, çocuklar katledilerek, insansızlaştırma politikası hedeflendi” diye belirtti.
COLANİ ESKİ EL-KAİDE ÜYESİ
HTŞ’nin yapısının DAİŞ, El-Nusra ve El-Kaide’den oluştuğuna dikkati çeken Nuray Çevirmen, “Bugün, cihadist bir örgüt olmaktan öteye geçemeyen, ancak Avrupa ve bazı gruplar tarafından adeta bir demokrasi savunucusu gibi gösterilen Colani eski bir El-Kaide üyesidir. Bu yüzden Suriye halkları büyük bir endişe ve belirsizlik içinde yaşıyor” dedi.
‘KATLİAMLARA KARŞI SES ÇIKARMALI’
Uluslararası örgütlerin ve Birleşmiş Milletler’in hak ihlalleri ile katliamlara karşı ses çıkarması gerektiğini ifade eden Nuray Çevirmen, şöyle devam etti: “Sivillere dönük saldırılar sadece Şam’da değil, Hama, Humus, Tartus ve Lazkiye bölgelerinde de HTŞ tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu bölgelerdeki hak ihlallerine karşı çıkan ya da itiraz edenlere yönelik katliamlar, sivillere ateş açılması gibi hak ihlalleri de yaşanmakta, bu da yaşam hakkı ihlallerini beraberinde getirmektedir. Birleşmiş Milletler’in, Suriye’de yaşanan bu katliamlara karşı sesini yükseltmesi gerekir. Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde hükümlülüğü bulunan devletlerin, bu bölgelerdeki katliamların durdurulması için bazı faaliyetlerde bulunması gerekmektedir.”
‘NE OLDU DA REJİM YIKILDI?’
Daha sonrasında konuşan DEM Partili Özgül Saki de, “Suriye’ye bakıldığında 2011 yılından beri bir iç savaş sürüyor. Bu iç savaşın sonunda da aniden 61 yıllık BAAS rejiminin yıkılması ve bir anda yeni bir düzenin inşası meselesi ortaya çıktı. Bu kadar hızlı bir değişim beklemiyorduk. Peki ne oldu? 8 Aralık’tan itibaren yakından tanıdığımız IŞİD cihadist çeteleri, batının ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ABD ile AB’nin Suriye yönetiminde söz sahibi olduğu bir durumda, parlatılarak tek söz sahibi yapılmış oldu. Hafızamızın temizlenmesi istendi” diye belirtti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***