Serbest Görüş Haber Merkezi
Aile hekimleriyle ilgili yönetmeliğe karşı iş bırakan aile sağlığı merkezleri çalışanları eylem yaptı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na istifa çağrısında bulunan sağlık çalışanları, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önüne siyah çelenk bıraktı.
Aile hekimleriyle ilgili uygulamaya konan yeni yönetmeliğe karşı beş gün iş bırakan aile sağlığı merkezi çalışanları, yeni yönetmeliği protesto etti. İl Sağlık Müdürlüğü önünde İzmir Sağlık Platformu bileşenleri adına okunan ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Sağlık emekçilerinin güvenli ortamlarda, uygun iş yükü ile insanca yaşayabilme talebi her gün daha da hayati önem arz etmeye başlamıştır. Sağlık Bakanlığı’nın 20 yılda yarattığı bu kriz artık reformlar ve revizyonlar ile çözülemez bir noktaya taşınmıştır. 20 yıl içinde halkı özel sektöre taşımak için canla başla mücadele eden Bakanlık bürokratları hastalarımızı müşteri olarak görmüş kâr odaklı bir sağlık sistemi için, hastaları özel hastanelere ikinci basamak hastanelere başvurması için kışkırtmış, bilimsel olmayan uygulamalara göz yummuş, SGK’nın her gün daha da zarar etmesine sebep olmuştur. Yıllardır hepimizin bildiği üzere üst solunum yolu enfeksiyonu olan hastaların bile üniversite hastanelerine yönlendirilerek gereksiz iş yükü ile hastaneler eğitim yuvası olmaktan çıkarılmış, temel görevlerinin dışına çıkılmasına sebep olunmuş, bu durum müşteri memnuniyeti ile rant ve oy kapısına, özel kuruluşlar için ise kâr kapısına devşirilmiştir.
“Halkın sağlık hizmetlerine ulaşımının daha da güçleşmesine sebep olacak”
Şimdilerde halkımız çok daha net görüyor ki sağlıkta memnuniyet, sadece halkın en temel sağlık hakkına ulaşımını koruyabilirseniz mümkündür. Oysa yapılan her uygulama çıkarılan her yeni yönetmelik bu haktan, halkımızı daha da uzaklaştırmakta sağlık emekçileri ile geçirilen süreyi daha da kısaltmaktadır. 3- 5 dakikada bir muayene olmaz, böyle sağlık hizmeti olmaz. Sağlıkta dönüşüm ile randevu krizini yaratan, sağlıkta şiddeti yaratan, hekim göçüne sebep olan Sağlık Bakanlığı kamu kurumlarını yetersiz hale getirerek özel hastanelere kaynak yaratmaya devam etmektedir. Kamu kurumlarının yeterli nitelik ve nicelikte olmaması, kamuda yeterli hekim ve ebe, hemşire olmaması Sağlık Bakanlığı’nın politik bir tercihidir. Bugün tüm halkımız ve sağlık emekçileri bu tercihin sonucunu yaşamaktadırlar. Kendi yarattıkları krizi yeni yönetmelikler ile bizler üzerinden revize etmeye çalışmaktalar. Oysa bu yönetmelik yeni krizlere aile sağlığı merkezlerinde çalışan birçok ebe ve hemşirenin istifalarına, halkın sağlık hizmetlerine ulaşımının daha da güçleşmesine sebep olacaktır.
ASM’lerden verilecek raporlarda ücret iddiası
Yeni bir kanun tasarısı ile aile sağlığı merkezlerinde verilecek raporlar ücretli hale getiriliyormuş. Katkı paylarınız yetmedi, ilaçlardan alınan farklar yetmedi, özel hastaneler yetmedi şimdi de birinci basamak sağlık hizmetlerini ücretli hale getirmeye çalışıyorsunuz. Hastalar ile aramıza yine para sokmaya çalışıp bizleri tüccar olmaya hastalarımızı da müşteri olmaya zorluyorsunuz. Bir yandan günden güne yoksullaşan halkımızdan bu paraları istemekten utanmıyor diğer yandan bizleri hastalar karşısında zor duruma sokuyorsunuz. Defalarca söyledik tekrar söylüyoruz. Bizler hekimlik yapmak istiyoruz, hesap kitap değil. Halkın ücretsiz bir şekilde gidebildiği ASM’lere dokunmayın. Arkasından hangi hizmetleri özelleştireceksiniz? Bir sonraki adımın katkı payları mı?
“Bizlere aşı gönderin sülük değil”
Bir diğer uygulama geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını aile sağlığı merkezlerinde ücretli olarak uygulamak olacakmış. Hacamat ve sülük uygulamalarını mesai sonrası yapabilecekmişiz. Bilimselliği kanıtlanmamış uygulamaları kamu kurumlarında önermenin veya uygulamanın sonuçlarından haberdar mısınız? Hekimlerin bile bu uygulamaları kamu kurumlarında yapması halkın kendi başına evlerinde, köylerinde benzer uygulamaları daha çok denemesine sebep olmaz mı? Bu uygulamalardan zarar görecek olan vatandaşlarımız kimin sorumluluğunda? Tıp Fakültelerinde ilk öğretilen şey önce zarar verme ilkesidir. Aile Sağlığı Merkezlerinde GETAT uygulamalarına izin vermek halkı hacamat, sülük gibi uygulamalara yönlendirmek halkın sağlığını tehdit eder, bilime ve hekimlere olan güveni azaltır. Bu uygulamaların toplumda normalleşmesi ve halk arasında da uygulanmaya başlamasının risklerini görmüyor musunuz? ASM’lerin görevi koruyucu sağlık hizmetleridir, hacamat sülük tedavi merkezi değil. Bizlere aşı gönderin sülük değil.
“Sağlık emekçilerini bu ülkeden göçe zorluyorsunuz”
Sağlık Bakanlığı istatistik yıllığına göre 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 228’dir. Avrupa’da bu oran 402 iken, sıralamada Kamboçya’nın bile gerisinde kalmışken sizler sağlık emekçilerini bilim dışı uygulamalarınızla hala bu ülkeden göçe zorluyorsunuz. Türkiye’de hekim başına müracaatta dünyada dördüncü sıradayız ve birinciliğe doğru gidiyoruz. Yine Sağlık Bakanlığı istatistik yıllığına göre 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısı 356 iken, OECD ortalaması 1002’dir. Yani bu ülkenin hekimleri, sağlık emekçileri dünya standartlarından 3-4 kat daha fazla çalışmakta olmasına rağmen gelir seviyeleri her gün azaltılmaktadır.”
Sağlıkçıların talepleri sayıldı
Açıklamada sağlık emekçilerinin talepleri ise şu şekilde sıralandı:
“Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar aile sağlığı merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken aile sağlığı merkezlerinde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. Aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.” (ANKA)