ANKARA – Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim topraklarına yönelik saldırılara işaret edip tepki gösteren DEM Partili Mehmet İrmez, “Rojava’daki gelişmeler ile Türkiye’deki yaşanabilecek olan barış süreci birbirine göbekten bağlıdır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex ve Mersin Milletvekilleri Mehmet Zeki İrmez ve Ali Bozan, Meclis Genel Kurulu’nda söz aldı.
İrmez, Şirnex ve ilçesinde ulaşım, sağlık, eğitim sorunlarına işaret etti. İrmez, kentte, “Özel savaş politikaları”nın devrede de olduğunun altını çizerek, valiliğin de sürekli bölgelere girme yasağı getirdiğini anımsattı. İrmez, bu nedenden ötürü hayvancılık, tarım ve arıcılığın aksatıldığını ve yurttaşların meralarını kullanamaması nedeniyle ekim biçimin de gerçeklemediğini belirtti. İrmez, “Ekonomik olarak kıskaca alınmış köylülere zorla göçün bir başka modeli uygulanıyor. Amaç ve hedef, 90’larda uygulamaya konan politikaları bugünlere taşımak, köylüleri bezdirip göçertme politikasını hayata geçirmektir. Yine, aynı şekilde, Şırnak’ta sağlık sistemi çökmüş durumda, hastalar şifa bulmak için çevre kentlere gitmek zorunda kalıyor” diye konuştu.
TEK TEK ANLATTI
İrmez, kentte yapılması planlanan 500 yataklı devlet hastanesinin iki ay önce bitmesi gerektiğini ancak bitmediğini ve iki ay içinde 2 defa yangın çıktığını da dile getirdi. İrmez, “Beytüşşebap Devlet Hastanesi okuldan bozma bir yerde hastalara hizmet veriyor; uzman doktor yok, sağlık personeli yok, ekipman yok. Geçtiğimiz günlerde hamile bir kadına zamanında ve etkin müdahale edilmediği için yaşamını maalesef yitirdi. Devlet istediğinde petrol için delik deşik edilen Cudi’de, Gabar’da 500 kilometrelik yol yapabiliyor ama Şırnak ve ilçeleri arasındaki yollar bir türlü düzeltilmiyor; kazalara davetiye çıkaran bu yollarda sürüş güvenliği söz konusu değil, Şırnak-Van kara yolu bitirilmiş değil, Cizre-Silopi arası yol çalışması bir arpa boyu yol alabilmiş değil. Eğitim sorunlarına da değinirsek zaten işin içinden çıkamayız” diye kaydetti.
‘BU BÜTÇE KİMİN İÇİN YAPILIYOR?’
İrmez, sözlerine şöyle devam etti: “Hastane yapılmıyorsa, okul yapılmıyorsa, yol yapılmıyorsa bu bütçe kime ve neye harcanıyor? Sayın milletvekilleri, bugün Türkiye’de siyasal anlamda AKP-MHP iktidarı hiçbir olumlu gelişme için umut vadetmiyor, Meclis işlevsizleştirilmiştir. Usul gereği izahat veren, sunum yapan bakanlar, saraydaki bürokratların ellerine tutuşturduklarını gelip burada bizlerin, halkların gözünün içine baka baka anlatmaktadır. Halk iradesini yok sayan kayyum politikası, iktidarın siyasal icraatının ve emellerinin temelini oluşturmuştur.
DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
Enflasyon, alım gücünün düşmesi, okula aç giden çocuklar, birbirini boğazlama seviyesine gelen ev sahibi-kiracı ilişkisi, çeteleşmiş sermaye düzeni, bu gelişmelerin hepsi birbiriyle bağlantılı ve birbirini besleyen konulardır. Konuşmamın başında da değinmiştim; bu anlattığım elbette ki umudu kırmak değil asla ama eksiğiyle, fazlasıyla bunları yaşıyoruz ve bunu değiştirmek zorundayız.
GÖBEKTEN BAĞLIDIR
Rojavalı Kürtler ve diğer halklar mücadeleden ve topraklarını savunmaktan geri durmadı ve tarihin öznesi olmayı seçti. Kuzey ve doğu Suriye’de diğer halklarla birlikte yeni yaşamın, kolektif üretimin altyapısını hazırladı. Orta Doğu için yeni bir model yaşama geçirildi. Şimdi ise tüm dünyaya 21’inci yüzyılda devrim umudunu hatırlatan Rojava halkları kırımdan geçirilmek isteniyor. Rojava’daki gelişmeler ile Türkiye’deki yaşanabilecek olan barış süreci birbirine göbekten bağlıdır. Cumhuriyet döneminde yapılmış olan ve etkileri bir yüz yıl süren hataların tekrarlanması önümüzdeki bir yüz yılın daha karanlık geçmesine neden olacaktır. Orta Doğu’da halkların bir arada, eşit ve özgür yaşamın ortadan kaldırılmasına dönük politikalardan vazgeçilmelidir, Kürt düşmanı politikalar toprağın altına gömülmelidir. Bu yaşama geçerse şayet umut o zaman belirleyecektir, kavganın sonu gelecektir.”
‘BOŞUNA RETGİLLER DEMEDİM’
Söz alan Bozan da AKP’nin halkın ne yiyip içtiğinden haberi olmadığını ve bunu umursamadığını da söyledi. Bozan, “Halkın kira derdinin yerine yandaşa rant sağlayacak yeni imar alanları getirdiler” dedi. Bozan, bütçenin ne şekilde hazırlandığına da işaret ederek, “Öncelikle, kanun teklifleri sarayda hazırlanıyor, iktidar vekillerine geliyor, iktidar vekilleri imzalıyor, komisyona gönderiliyor; komisyonda çoğunlukla komisyon üyelerinin o yasa teklifini incelemesi için en fazla iki günlük süresi var. Bu şekilde, bu yolla muhalefetin etkin bir muhalefet yapmasının önüne geçiliyor, iktidar vekillerinin zaten kanun tekliflerini incelemelerine, araştırmalarına gerek yok çünkü hem komisyonda hem Genel Kurulda yaptıkları tek iş el kaldırıp el indirmek. Ben bugüne kadar defalarca ‘retgiller’ dedim ya, öylesine demedim, boşu boşuna demedim, altı dolu bir şekilde ben ‘retgiller’ dedim” diye konuştu.
‘1 SAATTE ÇIKIYOR 50 YIL KALIYOR’
Bozan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte, değerli halkımız, 85 milyon yurttaşın hayatını ilgilendiren kanunlar bu Mecliste bu şekilde çıkarılıyor. Küçük bir hesaplama yaptım. Bir kanun maddesinin komisyon ve Genel Kurul görüşmeleri hep birlikte ortalama bir saat sürüyor. Yani belki on yıl, yirmi yıl, otuz yıl, elli yıl, yüz yıl yürürlükte kalacak bir kanun maddesi bu Mecliste sadece bir saat görüşülüyor ve kanun hâline geliyor. Şimdi, Mecliste olan biteni anlattım. Kanunu yapanlar bu şekilde yapıyor. Peki, kanunu uygulayanlar neler yapıyor? Mesele tam bir imam, cemaat meselesi” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***