Türkiye’deki Kürt siyasetçiler Suriye’deki Esat rejiminin son bulmasından memnuniyet duyduklarını belirtti. VOA Türkçe’ye konuşan Kürt siyasetçiler, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtler’i tehdit olarak değil dost ve müttefik olarak görmesi çağrısı yaparken, Kürt örgütlerinin de Türkiye ile uzlaşması çağrısı yaptı.
Suriye’deki gelişmelerin ardından Kürt siyasetinden ilk açıklama Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) geldi.
DEM Parti, ülkedeki etnik ve dini grupların da temsil edileceği geçiş yönetimi kurulması çağrısı yaparken, mültecilerin dönebilmesi için Birleşmiş Milletler’in (BM) sorumluluk alması çağrısı yaptı.
DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay ve Berdan Öztürk imzasıyla yayınlanan açıklamada, Suriye’deki iç savaşın sonlandırılması çağrısı yapıldı. Esat rejiminin geride büyük acılar bırakarak çöktüğü görüşünü paylaşan DEM Parti, yeni dönem için Birleşmiş Milletler’e şu sözlerle seslendi:
“Bu saatten sonra yerlerinden edilmiş olan Suriyeliler’in topraklarına geri dönmesi ve ateşkesin süreklileşmesi için uluslararası toplumun yapıcı bir katkı sunması, gerektiğinde BM’nin sorumluluk alması acil bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır.”
DEM Parti ayrıca ülkedeki etnik ve dini grupların da yer alacağı bir geçiş yönetimi ile Suriye’deki normalleşmenin önünün açılması gerektiğine vurgu yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ise “Suriye halklarının demokratik birarada yaşam iradesini savunuyoruz” başlığıyla bir açıklama yayınladı.
DBP MYK adına yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Geldiğimiz aşamada; Kürtler, Araplar, Süryaniler, Ermeniler ve Suriye’deki bütün halkların öncülüğünde demokratik bir yönetimin inşa edilmesi ve Suriye halklarının yıllardır yaşadığı zulmün son bulması oldukça önemlidir. Suriye’nin bugünü ve geleceğini şekillendirecek olan yönetim biçimi Suriye halkları tarafından belirlenmelidir. Bölgesel tüm güçler, Suriye’de oluşacak yeni iradeye saygı duymalı ve bu yönde hareket etmelidir.”
HÜDA-PAR’dan yapılan açıklamada ise kurulacak geçiş hükümetinin öncelikle ülkede huzuru sağlaması gerektiğine dikkat çekildi. Ülkede yaşayan bütün tarafların adil bir şekilde temsil edileceği yeni bir anayasa komisyonunun kurulması çağrısı yapan HÜDA-PAR, iç savaştan kaçan Suriyeliler’in ülkelerine dönmesi için şartların oluşturulmasını istedi.
Aba: “Kürtler artık Suriye haritasının en azından yüzde 35-40’ını elinde bulunduruyor. Masaya da bu oranda güçlü oturması gerekiyor”
Kürdistan Yurtseverler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba, yeni sürece dikkat çekti.
Aba, Suriye’nin geleceğinde uzlaşı kültürünün sağlanması ve dış müdahale olmamasının önemli olduğunu belirterek, “Bölgeye dışardan müdahale olmaması gerekiyor. Türkiye’nin SMO (Suriye Milli Ordusu) vasıtasıyla yeni kurulacak masada elinin güçlü olması ve SMO’nun da özellikle Kürtler’in yaşadığı, Suriye Kürdistan’daki bölgelere yönelik operasyonlarının bu arada hızlandırmasını bölgeye müdahale, dış müdahale olarak görüyoruz. Ama Suriye’nin diktatörlükten kurtulması hepimizin ortak sevinci. Kürtler artık Suriye haritasının en azından yüzde 35-40’ını elinde bulunduruyor. Masaya da bu oranda güçlü oturması gerekiyor ve artık A B C grubunun değil, bir bütün olarak Kürtler’in temsilcisi, Kürtler’in hak ve özgürlükleri için masada oturması gerekiyor diye düşünüyoruz” dedi.
Bozyel: “Türkiye’nin yapması gereken Suriye’deki Kürtler’i kendisi için bir tehdit olarak görmek yerine onları müttefik dost olarak kabul etmesi”
Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel ise Türkiye’nin rejim değişikliğinin Kürtler’e alan açmasından endişe duyduğunu belirterek, Türkiye’ye şu tavsiyelerde bulundu:
“Bizim görüşümüze göre bundan sonra yeni bir Suriye’nin inşa edilmesi kaçınılmazdır. Suriye’nin çoklu yapısını esas alan Kürtler’in, Sünniler’in, Dürziler’in, Nusyariler’in varlığını esas alan ve onların iktidara yansımasını esas alan federal bir sistemin kurulması karşılamalıdır. Burada kritik soru Türkiye’nin tutumudur. Türkiye’nin yapması gereken ise Suriye’deki Kürtler’i kendisi için bir tehdit olarak görmek yerine onları müttefik dost olarak kabul edip birlikte Türkler’in ve Kürtler’in kazanımını esas alan bir politika yürütmesidir.”
Kürtler’in varlığını kabul etmeden, onları sürece katmadan Suriye’de yeni bir rejimin kurulmasının mümkün olmadığını ifade eden Bozyel, “Yeni bir rejim eskisinden farklı olacaksa çoğulcu, demokratik olacaksa mutlaka Kürtler’in varlığını anayasa düzeyde tanımak zorundadır. Zaten Suriye’de Kürtler de facto olarak bir bölge yönetiyorlar. Şimdi yapılması gereken bütün tarafların katılımıyla siyasal sürecin sonucunda yeni bir sistemi kurulması ve Kürtler’in bu sistem işine yer almasıdır” diye konuştu.
CHP Milletvekili Tanrıkulu: “Hükümet Suriye’yle ilgili politika inşa edecekse buradaki yurttaşların kaygısını anlaması lazım”
Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Türkiye’de yaşayanların özellikle Suriye’deki Kürtler’le ilgili kaygılar taşıdıklarını söyledi.
AK Parti’ye seslenen Tanrıkulu, “Yoksulluk, alım gücü gündem ama Suriye’deki yeni gelişme, oradaki akrabalarımız, akrabaları yurttaşlarımızın geleceği konusunda endişeliler. Dolayısıyla beklentiler büyük. Yeni bir barış olsun, hem burada bir barış inşa edilsin hem de Suriye’de, gerçekten Suriye’deki halkların iradesine uygun barış içinde bir rejim inşa edilsin ve herkesin kaygısı yani insanların ölmediği bir ortam, bir coğrafya, kaygı bu. Bu kaygıyı ben de paylaşıyorum. Bu duyguyu ben de paylaşıyorum. Hükümetin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Erdoğan’ın Suriye’yle ilgili bir politika, yeni bir politika inşa edecekse buradaki yurttaşların kaygısını, endişesini ve duygusunu mutlaka anlaması lazım. Bu duyguyla ortak olması lazım” şeklinde konuştu.
Eski Milletvekili Altan Tan: “Kürtlerin Türkiye ile savaşması değil anlaşması lazım”
Üç dönem Barış ve Demokrasi Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’nden Diyarbakır Milletvekilliği yapan Altan Tan ise Suriye’nin 61 yıllık Baas rejiminden kurtulmasının demokrasiden ve insan haklarından yana olan herkesi sevindirdiğinin söyledi.
Türkiye’ye birçok alanda görev düştüğünün dile getiren Tan, “Türkiye’nin de bu saatten sonra Suriye’de geçmiş yanlışlarından arınarak, Suriye’nin içinde bulunan bütün unsurları, yani önce etnik, Arap, Kürt, Türk, sonra işte mezhebi Sünni, Nusayri, Alevi, Dürzi, Ezidi, yani kim varsa ve özellikle de Kürt meselesinde doğru bir politika izlemesi lazım” dedi.
Kürt örgütlerine de uyarılarda bulunan Tan, şöyle konuştu:
“Kürtler’in de yani özellikle PKK ve PYD’nin de artık bugüne kadarki siyasetini takip ettiği yolu değiştirmesi lazım. Türkiye ile savaşarak, Türkiye ile çatışarak değil Türkiye ile anlaşarak, Türkiye’deki demokrasi güçleriyle ve Suriye’deki demokrasi güçleriyle beraber hem yeni demokratik bir Türkiye için hem de yeni demokratik Suriye için çalışması lazım. Eğer PKK Amerika’ya veya İsrail’e veya başka güçlere bel bağlayarak, Türkiye’ye karşı çatışmacı siyasetini devam ettirirse kendisi de kaybeder. Bu diğer Türkler’e, Kürtler’e, Araplar’a da zarar verir.”