Tamamı Belediye-İş Sendikası üyesi olan kadrolu çalışanlar, mevcut belediye yönetimi ile kendilerini karşı karşıya getiren durumu şöyle anlatıyor:
“Biz kadroya alındıktan bir yıl sonra nedense biri CİMER’e başvuru yapmış, kadrolara itiraz etmiş. Devlette devamlılık esastır. Belediye şu özelliklerde çalışana ihtiyaç var diye ilana çıkmış, biz uzmanlık belgesi sunup başvuru yapmışız, eski başkan da onay vermiş ve kadroya alınmışız. Şimdi buna evrakta sahtecilik diyorlar. Olur mu?”
“Yönetim kurulu evrakların sahte olduğunu iddia ediyor, üniversiteden aldık”
Belediye-İş’in Konyaaltı Belediyesi’nde görevli işyeri temsilcisi Mehmet Akif Kıldan, 2023 yılının sonunda başlayan kadro sürecini şöyle anlattı:
“10-15 yıldır çalışan işçiler bunlar. Belediye yönetiminin iddiası bu çalışanların kadro için başvuru yaparken sundukları evrakların sahte olmasıydı. Biz bu evrakları üniversiteden aldık. O dönemde belediyede kadro ilanına MEB onayı şartıyla çıkılmamış. Türkiye İş Kurumu İŞKUR’a sunulan bilgi yazısında MEB onayı şartı var ya da yok diye bir şey yazmıyor. Belediye kadrosu için ilanlar açılıyor. Dönemin belediye yönetimi, ‘Bu kadrolarda çalışacakların belgeleri MEB onaylı da olur, üniversite onaylı da olur’ diyor. İŞKUR ise ilk ilanı ‘MEB onaylı’ olarak çıkmış.”
Bu olaydan sonra dönemin belediye başkanı Semih Esen yönetimindeki Konyaaltı Belediyesi ve ilgili kurumlar arasında karşılıklı yazışmalar yapılıyor. İlanın sahibi belediye, İŞKUR’un sayfasında yer alan ilanın ‘Başvuracak adayın MEB onaylı sertifika sahibi olması’ koşulunu içeren kısmının ‘sehven yazıldığını’ belirterek düzeltilmesini istiyor. İŞKUR ise cevap yazısında açılmış ilanın düzeltilemeyeceğini, ancak prosedürlerin belediyenin belirlediği kriterlere uygun yürütülebileceğini belirtiyor.
“Kadro ilanına göre başvuru yaptık”
Kıldan, kurumlar arasındaki bu yazışmalardan sonraki dönemi ise şu sözlerle özetliyor: “Aralık 2023’te üniversiteden aldığımız sertifikaları sunarak kadro için başvuru yapıyoruz. Sonucunda biz kadro için gerekli belgeleri uygun şekilde sunuyoruz, kadrolu işçi oluyoruz. Bütün bu belgeler mevcut. Yerel seçimden sonra Semih Esen başkanlık görevinden gidiyor, Cem Kotan geliyor, ‘Bu kadroların tamamını iptal edeceğim’ diyor. Ama biz o dönemde gerekenlere göre hareket ettik, sunulan koşullara göre başvuru yaptık. Ortada bir hata varsa bu hata çalışanlara ait değil. Biz elimizdeki belgelerle hakkımızı arayacağız ama kamu zararı oluşacak. Bunu istemiyoruz.”
Listede isimleri yer alan belediye çalışanları da yeni yönetimin izlemekte olduğu işgücü politikasından şikayetçi. İsimlerinin saklı kalmasını isteyen çalışanlar, haksız bir muameleye maruz kaldıklarından yakınarak, şunları söylüyor:
“Diyelim ki bize kadro verilmesi yasal değildi. O zaman inceleme yapılır, mevzuatla belgeler karşılaştırılır, yeni bir kararla kadrolar iptal edilir. Seçimden önce son dönem kadro alanlar düz işçi olarak göreve devam ederler. Ama çalışanları, ‘Kaleiçi’nde gezer gibi belediyeye gelenler’ diye yaftalamak, ‘sahte evrak düzenlemek’ gibi suçlamalarla işten çıkarmak doğru olur mu?”
Mobbing iddiaları var, ödemeler aksıyor
Konyaaltı Belediyesi çalışanlarına göre sorun, sadece son dönem verilmiş kadrolarla sınırlı da değil. Yıllardır belediye bünyesinde farklı birimlerde görev yapan belediye çalışanları arasında iş kaybetme kaygısı sıkça gündeme gelirken, son 2 aydır maaş ödemelerinin, 6 aydır da sosyal denge ödeneğinin aksamasından şikayet ediliyor, mobbing iddiaları konuşuluyor, görev yeri değişikliği isteyen çalışan sayısı her geçen gün artıyor. Belediyenin taşeron işçileri, 8 aydır her gün işten çıkartılabilecekleri kaygısıyla uyku uyuyamadıklarını, kadro alanlar da ‘evrakta sahtecilik’ ile suçlandıklarını belirterek, iş güvencesi istiyor.