Serbest Görüş Ekonomi
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ergün Kılıç, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na destek amacıyla limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından 750 lira katılım payı alınmasını getiren kanun teklifini değerlendirdi. Kılıç, kredi kartının aslında bir ‘borç sözleşmesi’ olduğunu belirterek “Savaş halinde de olsa geçinemeyenlerin, açların, yoksulların sırtına böyle bir vergi yüklenmesini doğru bulmuyoruz” dedi. Kılıç, “Vergi, gelirden alınır. Gelirden alamadığınız ve sürekli affettiğiniz şirketlerden bunu alabilir misiniz? Bence buralardan alınmalı” diye konuştu.
AKP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na ilave kaynak yaratılmasını öngören kanun teklifi, yarın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek.
Kanun teklifi, gayrimenkul alım satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira, tapuda yapılan diğer işlemlerden 375 lira, noterlerde yapılan sıfır araç tescillerinde 3 bin lira, ikinci el araç alım satımında bin 500 lira, diğer işlemlerden 75 lira, limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na katılım payı alınmasını öngörüyor.
Kamuoyunda limiti 100 bin lira ve üzerinde olan olan kredi kartlarından 750 lira katılım payı alınmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Türkiye’deki toplam kredi kartı sayısı 125 milyon 925 bin 12. Bu kredi kartlarının yüzde 49,2’si, diğer bir ifadeyle 61 milyon 955 bin 106 tanesinin limiti ise 100 bin liranın üzerinde. Kanun teklifi yasalaştığında, bu kartlardan yaklaşık 46 milyar 500 milyon lira gelir edileceği ifade edildi.
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ergün Kılıç, Savunma Sanayii Destek Fonu adı altında yurttaşlardan vergi alınmasını öngören kanun teklifini değerlendirdi.
Kılıç, vergi sisteminin tüketicinin yakasından düşmesi gerektiğini belirterek “Doğru bulmuyoruz. Deprem oluyor geçici bir vergi konuyor. Herhangi bir afet durumu oluyor, hemen tüketicinin sırtına bir vergi bindiriliyor. Sonra da kalıcı hale geliyor. Tüketiciler olarak bütçenin yüzde 70’ini tüketim vergileri dediğimiz dolaylı vergilerle ödüyoruz. Bu kabul edilebilir değil” dedi.
“Gelirden alamadığınız ve sürekli affettiğiniz şirketlerden bu vergiyi alabilir misiniz”
Kılıç, vergisi affedilen şirketlere değinerek “Bugüne kadar vergisi affedilen şirketlerin ya da seçim öncesinde affedilen vergi oranlarını düşünür müsünüz? Vergi, gelirden alınır. Gelirden alamadığınız ve sürekli affettiğiniz şirketlerden bunu alabilir misiniz? Bence buralardan alınmalı. Adaletli değil. Kalıcı hale gelir mi? Tepkimiz olmazsa kalıcı hale geleceğini düşünüyorum. Çünkü, yasama kimseden hiçbir şey sormadan her şeyi ‘olur’ bir noktaya taşıyorlar” diye konuştu.
Kılıç: “Yargı yolu için, siyasi partilerin yasayı AYM’ye götürmesi gerekiyor”
Kılıç, yasayı yargıya taşıma konusuna ilişkin “Yasaların yargıya taşınması için siyasi partilerin yasayı AYM’ye götürmesiyle oluyor. Bu yüzden bizim dava açma konumuz hukukçularımız tarafından daha çok yeni olduğu için henüz değerlendirmeye alınmadı. Tabii ki bu değerlendirilebilir” dedi.
Kılıç, kanun teklifi yasalaştığında tepkilerinin ve eylemlerinin ne olacağına dair soruyu şöyle yanıtladı:
“Bu kadar borçlu olan bir kesime sürekli bu tip yüklerin bindirilmesinin adaletli olmadığını düşünüyoruz”
“Vergi aflarıyla ilgili çok ciddi bir muhalefeti geliştirmeye çalışıyoruz. İnsanlar, ekonomik olarak geçinemeyecek noktada ve isyan ediyorlar. İntiharların yoğun olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Sokak cinayetleri arttı. Ekonomik çıkmaz ortada. Kredi kartıyla alıp kredi kartını ödeyen milyonlarca tüketicinin olduğunu biliyoruz. Bu kadar borçlu olan bir kesime sürekli bu tip yüklerin bindirilmesinin adaletli olmadığını düşünüyoruz. Tüketiciye ‘Almasın, tüketmesin’ deniyor. Zaten tüketemiyoruz ki. Kredi kartı aslında borç sözleşmesidir. Bunun üzerinden bir vergi getirmek gerçekten anlaşılabilir değil. Vergi ilkelerine ve kurallarına aykırı”
Kılıç, ‘milli güvenlik ve savaş’ söylemleriyle yurttaştan vergi alınmasına dair şunları söyledi:
“En hassas olan dönemlerimizde vergi bindiriliyor”
“Bizim en hassas olan dönemlerimizde vergi bindiriliyor. 1999 depreminde konut yapacağız, yaraları saracağız diye bir vergi koydular. Sonra bu vergiyi yasal hale getirdiler ve süreklileştirdiler. Bununla ilgili bir çözüm ürettiler mi? Biz göremedik. Daha sonra ‘Buralara gerekiyordu, harcadık’ dediler. Bazı açıklamalarda bu verginin bütçe için kullanılmayacağı ifadesi var. Nasıl güvenilecek buna? Bunun inandırıcılığı yok. Savaş halinde de olsa geçinemeyenlerin, açların, yoksulların sırtına böyle bir vergi yüklenmesini doğru bulmuyoruz.” (ANKA)