AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın destekçilerinden HÜDA-PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun ‘Anayasa’ açıklamalarının ardından ilk kez konuştu. Yine ‘yeni Anayasa’ mesajı veren Erdoğan, “Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur.” dedi. Ekonomiye yönelik de açıklamalarda bulunan Erdoğan, inşaat sektörünün ekonominin lokomotiflerinden olduğunu, enflasyonun düşmesinin ise zaman alacağını söyledi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni’nde açıklamalarda bulundu. Konuşmasının büyük bölümünde ekonomiye ilişkin mesajlar verdi. Konuşmasının son bölümünde ise yeni anayasa çıkışını tekrarladı. İlk dört madde tartışmalarına ilişkin konuşan Erdoğan, “Maksimalist söylemlerin, anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine, bilakis ket vuracağını düşünüyoruz. Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur. Partimizin bu konudaki duruşu ve tutumu gayet açıktır. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce kurtarmak istiyoruz.” dedi. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Koronavirüs salgınıyla beraber, global ekonomideki dengelerin hala yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Enflasyonun biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor.
- Birçok bölgede yeni çatışmalarla karşılaşıyoruz. İsrail gerilimi tırmandırıyor. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar konusunda aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa’daki birçok ülke büyüme oranlarını düşürmektedir.
- Bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesine yönelik her adımımız itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Müteahhitlik firmalarımızın özellikle yurt dışında yazdığı başarı hikayesi ısrarla görmezden gelindi, yok sayıldı.
- Oysa biraz ekonomi bilseler, inşaat sektörünün ne derece kritik konuma sahip olduğunu anlayabilirlerdi. Türk müteahhitlik sektöründe firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra ikinci sıradayız. Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz.
- Son 22 yılda ekonomiden dış politikaya geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık, atıyoruz. Türk dış politikası uzun yıllar içe dönük bir karaktere sahipti. Risk almayalım, belli aktörlerle aman karşı karşıya gelmeyelim anlayışı Türkiye’ye uzun yıllar mahkum etti. Bunun faturasını birçok başlıkta ödedik, halen de ödüyoruz.
- 2002’den itibaren dış politikamızda köklü bir değişikliğe gittik. Komşularımızla ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Pek çok bölgesel ve uluslarası kuruluşla ortaklıklar tesis ettik.
- Dış politikada bu atılımları yaparken çok sık eleştrilere maruz kaldık. Eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. ‘Türkiye, Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi. 22 yıllık mücadele ve başarılarla dolu mücadelenin sonunda şu gerçeği çok iyi görüyoruz. 2024 Türkiye’sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmek ülkemize çok büyük haksızlıktır.
- Türkiye’nin dış politikada kendine yeni politikalar üretmesi övgüyle karşılanacak bir çabadır. “Türkiye’nin oralarda ne işi var” demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz. Türkiye’yi bölgesel ve küresel ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendiriyoruz.
- Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin Asya, Pasifik ve Hint coğrafyasıyla işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal bir şey olamaz. Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür ancak bu doğuya sırtımızı döneceğimiz, ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Siyah-beyaz bir dünyada artık yaşamıyoruz.
- Kazan kazan temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla işbirliğimizi tüm ülke ve aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık ve önemli başarılar elde ettik.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
ÖNCEKİ YAZILübnan’daki çağrı cihazı saldırısı; can kaybı 12’ye çıktı, 300 kişi ağır yaralıSONRAKİ YAZIDiyanet’ten Narin cinayetindeki imam hakkında idari soruşturma
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***