Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, kendisini başbakanlık koltuğundan indirmesiyle bilinen Pelikancılar grubuna ilişkin, “Pelikan bitmez. Adları değişir bunların. Çamurlukları bitmez. Devletin meşruiyet çizgisi dışındaki her hareket ismi ne olursa olsun pelikandır” dedi. Davutoğlu, kendisinden sonra 90’lı yılların aktörlerine geri teslim edildiğini söyledi ve “Ben 90’ların aktörünü devlete sokturmadım. Ben ayrılana kadar kayyım var mıydı? Peki ben ayrılana kadar Emniyet’te, Süleyman Soylu döneminde gelen çeteler, mafyalar var mıydı? Benim dönemimde bir tane faili meçhul var mı? Ama sonrasında 2020’de Van’da helikopterden adam attılar ya” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra devletin 90’lı yılların aktörlerine geri teslim edildiği iddiasıyla ilgili, “Zaten 7 Haziran-1 Kasım mücadelesi buydu” dedi.
Gerçek Gündem‘in sorularını yanıtlayan Davutoğlu’nun öne çıkan açıklamaları şöyle:
“Türkiye’de bir kayıt dışı hukuk alanı oluştu. Bu tür kendisini hakim yerine, yargı yerine koyup birilerinin parasını birilerine aktarma gücünü kendinde olan, birilerinin borcunu sildiren, mafya liderleriyle ilişkiye giren ve haklarındaki iddialara hiçbir cevap vermeyen kara siyasettir bu. Bu kara siyaseti temizlemek için yola çıktık, bana karşı yapılan operasyon da kara siyasete izin vermediğim içindi.
Bu AK Parti’de liderlik mücadelesi falan değildi. Benden sonra 15 Temmuz dahil olmak üzere yapılan şeylerin hepsine bakın. Siyasetin şu veya bu aktörlerinin ayak izlerini görürsünüz. Süleyman Soylu ne dedi televizyon programında? ‘Başbakan’a karşı bir grup arkadaşla eyleme geçtik’ dedi. Peki o bir grup arkadaşın isimlerini açıklasın. Binali Yıldırım, Berat Albayrak vesaire.
Pelikan bitmez. Adları değişir bunların. Çamurlukları bitmez. Devletin meşruiyet çizgisi dışındaki her hareket ismi ne olursa olsun pelikandır. Başbakan Erdoğan’a verilen e-muhtırayla 5 Mayıs’ta Süleyman Soylu’nun veyahut eski 90’lı yılların aktörlerinin talimatıyla diyeyim bana karşı çıkartılan o pelikan dosyası ve imzalar arasında ne fark var?
‘CUMHUR İTTİFAKI OTORİTERLİĞİN ALT YAPISI OLMUŞTUR’
MHP’yle farklı düşündüğümüz çok şey var. Ama hiçbir partiyi külliyen suçlamam, doğru görmem bunu da. Her partinin Türkiye’de bir damarı temsil etme özelliği var. MHP kitlesine de saygım sonsuz. 2015’te meşru bir koalisyon kurardık. Ama 2018’de kurulan Cumhur İttifakı, Türkiye’de koalisyonlardan çok daha kötü bir ittifak. Koalisyonlar kötülenir ya. En kötü koalisyon türüdür. Neden? AK Parti-MHP ittifakı iki partinin ittifakı değildi. Görünüşte öyle ama iki liderin nelerde anlaşıp nelerde anlaşmadığı belli olmadan kendi partilerini dönüştürdükleri bir ittifaktı. AK Parti o ittifaktan sonra eski AK Parti olma niteliğini kaybetti. MHP de eski MHP olma niteliğini kaybetti ama o meşhur 17-25 saati orada duruyor ama yolsuzluklardan bahsetmiyor.
Ne değişti? Ne pazarlık döndü de bunlar oldu? Şeffaf olmayan her ilişkide zamanla bulanıklıklar ortaya çıkar. Dolayısıyla AK Parti-MHP İttifakı’nın ana çimentosu 90’lı yıllarda Türkiye’yi dar bir güvenlik konsepti içinde otoriterliğe götürmek isteyen aktörlerin dizayn etmeye çalıştığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ydi esas bu ittifakın şeyi… Yoksa iki siyasi partinin anlaşması değil. Türkiye’deki otoriterliğin mezesi, alt yapısı olmuştur Cumhur İttifakı. Maalesef geldiğimiz yer, her iki partinin de doğasını bozmuştur.”
HELİKOPTER OLAYI NEDİR?
11 Eylül 2020’de Van’ın Çatak ilçesinde operasyon düzenleyen askerlerin, gözaltına aldıkları Osman Şiban (50) ve Servet Turgut (57) adlı iki köylüyü helikopterden attığı iddia edilmişti. Servet Turgut tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.
Bilinç kaybı yaşadığı belirtilen Osman Şiban ise olayın ardından ağır bir travma geçirdi ve köyünden ayrılarak Mersin’de yaşamaya başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, köylülerin helikopterden atılmadığını ve bu köylülerin “PKK’ye yardım yataklık eden kişiler” olduğunu iddia etmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***