Zelal Sahidenur SARİ
VAN- Edremit ilçesinde, Van Gölü’nün mavi sularına karşı bir atölyede bağlama üreten 48 yaşındaki Köksal Bayram, bu işe 12-13 yaşlarında kendine ceviz ağacından bir bağlama yaparak başlamış. 25 yıldır bağlama yapan Köksal Bayram, Van’ın iki bağlama ustasından biri.
Bayram, “Yaklaşık 25 yıldır bu işin içerisindeyim. İlk bağlamam pek bağlama gibi olmasa da sesleri tanımakla başladım bu işe. Ve o gün bugündür kişiye özel bağlama üretiyorum. Kişinin okuduğu sese göre bağlama üretmek benim işimin püf noktası” diye konuştu.
BAĞLAMANIN İNCELİKLERİ…
Atölyesinde özenle hazırladığı sayısız bağlama arasından sapını ceviz kabuklarıyla bezediği bir bağlamayı eline alan Bayram, sözleri Pir Sultan Abdal’a ait ‘Şu Yalan Dünyaya Geldim Giderim’ türküsü seslendirirken bağlamanın inceliklerini şöyle anlattı:
“Bağlamanın yapım aşaması kişiye ve ustaya göre değişir. İncelikli bir iş aslında. Benim için en önemli olan şey kullandığım malzemelerin kuru olması.
Bir bağlamanın sapını taktıktan sonra iki üç ay bekletiyorum. Herhangi bir çökme ve esneme yaşanmaması için. Genelde ağaç olarak teknede ardıç, kelebek ya da oyma dut kullanıyorum. Ama bana göre en önemli kısım ses tahtası. Onda da kullandığımız ladin kapağı Artvin-Borçka tarafından temin ediyoruz. Bu kapağın atış şekli bence teknenin sesini değiştiriyor. Sesi değiştiren tek faktör zaten kullandığın kapak”
‘BAZEN BİR BAĞLAMAYI YAPMAK ALTI AY SÜRÜYOR’
Bir bağlamayı yapmanın aylar sürdüğünü dile getiren Bayram, “Bazen bir bağlamayı yapmak için beş, altı ay uğraştığım oluyor. Hayatımızda bir sürü enstrüman var. Bana göre ilkel olan tek enstrüman bağlama. Çünkü her ustanın kendine göre bir ölçüsü var. Kendisine göre bir kapak atma şekli var. Hatta kendisine göre bir cila atma şekli var. Ondan dolayı ilkel. Mesela kemanda ya da gitarda öyle bir şey yok. Hepsinin bir standardı var” dedi.
‘MÜZİK BİR DİLDİR, YAŞAM ŞEKLİDİR’
Bağlamanın bütün etnik müzikler açısından iyi bir eşlikçi olduğunu söyleyen Bayram, “Sen iyi bir öğrenci olursan bağlama iyi bir öğretmendir. Her şeyi öğrenebilirsin bağlamadan. Müzik bana göre bir yaşam şeklidir aslında, dildir, bir lisandır. Notaların içerisinde sana öğrettiği güzel bir çizgi var aslında. Nota deyip geçmeyelim. Bağlama öyle bir enstrüman ki adı bağlama geçer ama her şeyi çalar” diye konuştu.
‘HER EVDE BİR ENSTÜRMAN OLMALI’
Müziğin teşvik edilmesi ve gençlerin müziğe yönlendirilmesi gerektiğini dile getiren Bayram, “Aslında her evde muhakkak çalınmasa bile bir enstrüman olması lazım. İlk zamanlar çalmazsan, hoşuna gitmezse bile muhakkak bir gün eline alırsın enstrümanı. Gençler dışarıda, kahve köşelerinde veya başka yerlerde zaman geçireceklerine bana kalırsa evde herhangi bir enstrümanla uğraşmaları onlar için çok çok daha iyi” diye devam etti.
‘MAALESEF MÜZİKTE ÜRETİM YOK’
Müzikal anlamda ciddi bir üretim eksikliği yaşandığını vurgulayan Köksal Bayram, şunları söyledi:
“Müzik bir yaşam şeklidir aslında. Eskiden aşıklarımız vardı. Bu dönemde ne yazık ki yok. Bir yaşam şeklinden esinlenerek türkü yakarlarmış. Şimdi günümüze bakıyoruz maalesef üretim de yok. Eski türküleri bir şekilde batı harmonisiyle bize tekrar sunuyorlar. Bu doğru mu? Bir yandan doğru, en azından kültür bir şekilde yaşıyor. Maalesef ki üretimimiz yok. Her anlamda üretim yok. Tüketen bir toplum olduğumuz için üretmek şart.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***