Gazeteci Murat Yetkin, Suriye ile Türkiye arasındaki normalleşme arayışları üzerinden kaleme aldığı yazısında, “Erdoğan bulgurdan tamamen olmanın eşiğinde 13 yıllık Suriye siyasetini geride bırakmaya hazırlanıyor. Zatatın neresinden dönülse kârdır; sürdürüşebilir bir çıkış arayışında. Baştaki soru orta yerde duruyor: faturayı kim ödeyecek?” dedi.
Erdoğan’ın Donald Trump’lı Suriye hesabını da yazan Yetkin, “Erdoğan muhtemelen ABD’deki Kasım seçimlerinde Donald Trump’ın iş başına geleceğine de bakarak Suriye ve Rusya ile anlaşarak ABD’nin Suriye’de devreden çıkacağı, PKK türevlerine destek vermeyi bırakacağı ümidinde. Bu pilav daha çok su kaldırır, kolay değil 13 yılın yükü” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin 2011’den bu yana sürdürdüğü Suriye politikasında hedeflerine tam olarak ulaşamadığını belirten Yetkin, “Suriye paramparça oldu, savaşan taraflardan öldürülen insan sayısı neredeyse yarım milyonu buluyor, milyonlarca insan ülkeden kaçtı, şehirler harap oldu ama Esad koltuğunda oturmaya devam ediyor. O milyonlarca sığınmacıdan (resmi rakamlara göre) 5 milyonu Türkiye’ye geldi. Bugün Erdoğan ve AK Parti’nin başında, ekonomik kriz ardından ikinci büyük derttir. Ekonomik krizde Suriye siyasetin rolü pek konuşmuyor. Oysa Erdoğan’ın ifadesiyle sadece sığınmacılara harcanan para 40 milyar dolardır. Erdoğan-Davutoğlu ekibinin iç savaşın başında Rusya’yı (ve İran’ı) hafife alıp ABD’ye -onların talebi hilafına- güvenmesinin faturasını hep birlikte ödüyoruz. Erdoğan şimdi Suriye ile barış istiyor ama bu kayıp 13 yılın faturasını kim ödeyecek?” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN, TRUMP’LI ABD’NİN SURİYE’DEN ÇEKİLECEĞİ ÜMİDİNDE’
“Erdoğan ve Esad görüşürse her şeyin bir anda güllük gülistanlık olmayacağı kesin” diyen Yetkin, şöyle devam etti:
“Erdoğan muhtemelen ABD’deki Kasım seçimlerinde Donald Trump’ın iş başına geleceğine de bakarak Suriye ve Rusya ile anlaşarak ABD’nin Suriye’de devreden çıkacağı, PKK türevlerine destek vermeyi bırakacağı ümidinde. Bu pilav daha çok su kaldırır, kolay değil 13 yılın yükü. Bir Rus atasözü “Skolko raz ni govori halva, vo rtu slashche ne stanet- Helva demekle ağzın tatlanmaz” diyor.
Bir önemli ayrıntı daha var; gündeme gelip gelmeyeceği şu anda belli değil ama bu varlığını ortadan kaldırmıyor. ABD, PKK’ya yardım ediyor, İsrail PKK’ya sıcak bakıyor, İran istediği zaman kullanmaya çalışıyor ama Suriye’de çözüm olarak (Kürt federasyonu dahil) federasyon öneren tek devlet var, o da Rusya federasyonu. Rusya Dışişlerinin 27 Eylül 2017 tarihli yazılı açıklaması kayıtlarda duruyor.
Irak’ta Kürt federasyonu ABD’nin 2003 işgali sonrasında 2007 Anayasasıyla gelmişti. Suriye’ye de savaş sonrası yeni bir Anayasayla gelebilir mi? Neden olmasın? Hadi “Ağa ile maraba” fıkrasını hatırlatmayayım, hani “Ağam biz bu naneyi, neden yedik?” diyen ama “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” atasözümüz duruma uygun.
Erdoğan bulgurdan tamamen olmanın eşiğinde 13 yıllık Suriye siyasetini geride bırakmaya hazırlanıyor. Zatatın neresinden dönülse kârdır; sürdürüşebilir bir çıkış arayışında. Baştaki soruysa orta yerde duruyor: faturayı kim ödeyecek?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***