– Rusya’ya karşı G7 liderler zirvesinde yeni kararlar alınır, ABD ile Britanya yaptırım paketlerini genişletirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Dışişleri Bakanlığı yönetim ekibiyle düzenlediği toplantı vesilesiyle çok geniş kapsamlı açıklamalar yaptı.
“Rusya, Ukrayna ile müzakerelere her an başlamaya hazır, ancak bir şartla” mesajını veren Putin, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya girmesinden 8 ay sonra kendisine bağladığını ilan ettiği Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporojye bölgelerinden Ukrayna güçlerinin tamamen çekilmesi gerektiğini söyledi.
Putin, “Ukrayna birlikleri, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri ile Zaporojye ve Herson bölgelerinden, özellikle de bu bölgelerin (Sovyetlerin dağılmasıyla) Ukrayna’ya katıldıklarında mevcut olan idari sınırları içindeki tüm topraklarından tamamen çekilmeli” diyerek ekledi:
“Kiev buna hazır olduğunu açıkladığında ve birliklerini bu bölgelerden gerçekten çekmeye başladığında, yanısıra NATO’ya katılım planlarından resmen vazgeçtiğinde, derhal ateşi kesip müzakerelere başlayacağız.”
‘ÇATIŞMAYI DONDURMAYI DEĞİL, SONLANDIRMAYI TEKLİF EDİYORUZ’
“En önemli hususun altını çizeyim: Teklifimizin özü, Batı’nın istediği gibi geçici bir ateşkes veya ateşin askıya alınması değil. Onlar (Batı) kayıplarını gidermek, Kiev rejimini yeniden silahlandırmak ve yeni bir saldırıya hazırlamak istiyor. Tekrar ediyorum, burada (teklifimizde) söz konusu olan çatışmanın dondurulması değil, onun nihai olarak sonlandırılmasıdır.”
‘REDDEDERLERSE, GELECEKTE MÜZAKERE ŞARTLARI AĞIRLAŞIR’
“Eğer Kiev ve Batılı başkentlerde bulunanlar, önceki gibi yine reddederse, en nihayetinde bu onların meselesi, akan kanın devam etmesi konusundaki sorumluluk da onlara ait. Sahadaki gerçekliğin Kiev’in lehine olmayan yönde değişeceği aşikar. Dolayısıyla müzakerelere başlama şartları da farklı olur.”
‘ZELENSKİY’İN MEŞRUİYETİ YOK’
Rusya’nın Ukrayna ile en kısa sürede müzakerelere başlamaya hazır olduğunu belirten Putin, “Eşi benzeri görülmemiş hukuki koşulların bilincinde olarak yarın müzakere masasına oturmaya hazırız” diyerek Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in görev süresinin dolmuş olmamasına rağmen seçim düzenlememesini gündeme getirdi.
“Ukrayna’nın daha önce seçilen başkanının görev süresi, meşruiyetiyle birlikte sona erdi ve bu hiçbir stratejiyle yeniden sağlanamaz” vurgusunu yapan Rusya lideri, “Buna rağmen Ukrayna anayasasına göre bile müzakere edebileceğimiz meşru otoriteler var” diyerek Ukrayna’nın yürütme erkinin aksine yasama erkinin, yani parlamentonun meşru otorite olmaya devam ettiğini belirtti.
‘NATO İKİ KARDEŞ ULUSU BİRBİRİNE KIRDIRIYOR’
Putin, NATO’nun Ukrayna’yı atlama tahtasına dönüştürüp iki ulusu birbirine kırdırmak için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi:
“NATO’nun genişleme dalgası 5’ti, artık 6 oldu. Ukrayna’yı Rusya karşıtı yapmaya, kendileri için atlama tahtası haline getirmeye çalıştılar. Bu hedeflere ulaşmak için para ve kaynak yatırımı yaptılar, politikacıları ve tüm partileri satın aldılar, tarihi ve eğitim programlarını yeniden yazdılar, neo-Nazi ve radikal grupları beslediler ve yetiştirdiler. Devlet bağlarımızı baltalamak, halklarımızı bölmek ve birbirine düşürmek için her şeyi yaptılar.”
‘BATI’NIN SALDIRGAN POLİTİKASININ SONUCU’
Ukrayna krizini, “iki ülke arasındaki sorunlardan kaynaklanan bir çatışma değil, Batı’nın saldırgan politikasının sonucu” olarak tanımlayan Rusya lideri, “Ukrayna’daki olaylar, 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başındaki küresel ve Avrupa’daki gelişmelerin, Batı’nın, özel harekatın başlamasından çok önce, bunca yıldır izlediği saldırgan, vicdansız ve kesinlikle maceracı politikanın doğrudan sonucudur” dedi.
‘BİZ YILLARCA BARIŞÇI ÇÖZÜM İÇİN UĞRAŞTIK’
Putin, Rusya’nın Ukrayna krizine barışçı çözüm bulunmasını umduğunu, ancak tüm önerilerin reddedildiğini anlattı:
“Durumu barışçı süreç ve uluslararası hukuk yoluyla çözmeyi umarak Minsk anlaşmalarını ciddiye aldık. Moskova, bunun Donbass’ın meşru çıkarlarına ve taleplerine karşılık geleceğini ve bu bölgelerin anayasal statüsünün yanısıra orada yaşayan insanların temel haklarını güvence altına alacağını umuyordu. Ama sonuçta her şey reddedildi.”
‘BATILI LİDERLER BİZİ KANDIRIP OYALADIKLARINI İTİRAF ETTİ’
“Minsk anlaşmalarının ortak yazarları ve garantörleri olan eski Almanya Şansölyesi (Angela Merkel) ve eski Fransa Cumhurbaşkanı (Nicolas Sarkozy), daha sonra bu anlaşmaları hiçbir zaman yerine getirmeyi amaçlamadıklarını, sadece Ukrayna’da silahlı oluşum meydana getirmek, onlara silahlandırıp donatmak için zaman kazanmaya çalıştıklarını itiraf etti. Bizi bir kez daha kandırdılar.”
‘SAVAŞ, KİEV’İN DONBASS’A SALDIRMASIYLA BAŞLADI’
“Savaşı Rusya başlatmadı, Kiev rejimi başlattı. Ukrayna’nın bir bölümünde yaşayanlar uluslararası hukuka uygun olarak bağımsızlıklarını ilan edince, onlara karşı askeri operasyonlara başladılar ve devam ediyorlar. Bu topraklarda yaşayan halkların bağımsızlıklarını ilan etme haklarını tanırsak, bu, bir saldırıdır. Ve bunca yıldır Kiev rejiminin askeri makinesine yardım edenler, saldırganın suç ortaklarıdır” manzarasını çizen Putin, çok kutuplu yeni dünya düzeniyle ilgili mesajlar da verdi:
‘AVRASYA’DA YENİ GÜVENLİK SİSTEMİ KURMALIYIZ’
* Avrupa-Atlantik güvenliğinin çöküşüne tanık oluyoruz. Aslında Avrasya’da yeni bir güvenlik çerçevesinin ana hatlarını çizmek için yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Avrasya’da yeni ikili ve çok taraflı kolektif güvenlik garantileri sistemi hakkında geniş bir tartışma başlatma zamanı geldi. Aynı zamanda uzun vadede Avrasya bölgesindeki dış güçlerin askeri varlığının aşamalı azaltılması gerekiyor.
* Tüm bunlar, ortaklarımız ve çok sayıdaki tüm ilgili taraflarla birlikte Avrasya’da güvenliği sağlamaya yönelik seçeneklerimizi geliştirmemizi ve ardından bunları geniş uluslararası tartışmaya sunmamızı gerektiriyor.
* Birlik Devleti, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) içindeki diyaloğu yoğunlaştırarak Avrasya güvenlik sistemi fikrini teşvik etmeliyiz.
* Önerilerimizin özü, tüm devletlerin kendi güvenliklerinden emin olacağı bir sistem yaratmaktır…Güvenlik açıkları ve karşılıklı güven sorunları sadece Avrasya kıtasıyla sınırlı değil, her yerde gerilimlerin büyüdüğü görülüyor.
‘BRICS, ÇOK KUTUPLU DÜNYANIN TEMEL KURUMLARINDAN OLACAK’
* Dünya hızla değişiyor. Artık ne küresel politikada, ne ekonomide, ne de teknolojik rekabette işler eskisi gibi olacak… Bugün, yeni siyasi ve ekonomik gerçekliğe dayalı olarak çok kutuplu ve çok taraflı bir dünya düzeninin hatları şekilleniyor…Küresel Güney ve Doğu ülkeleri ön plana çıkıyor ve Afrika ile Latin Amerika’nın rolü artıyor.
* Geleceğe dair bu vizyon, dünya genelindeki ülkelerin büyük çoğunluğunun arzularıyla rezone. Bunun yansımasını, güvenilir diyalog, katılımcıların egemen eşitliği ve karşılıklı işbirliğine dayanan evrensel bir birliktelik olan BRICS’e artan ilgide görüyoruz. Rusya’nın bu yılki dönem başkanlığı sırasında, yeni üyelerin BRICS’in çalışma yapılarına sorunsuz şekilde dahil edilmesini kolaylaştıracağız.
* BRICS’in potansiyelinin, çok kutuplu dünya düzeninin temel düzenleyici kurumlarından biri olmasını sağlayacağına inanıyorum. (Dış Haberler)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***