NECİP F. BAHADIR | YORUM
Hangi devlet mi? Devlet Bahçeli tabii ki… Gerçi öteki devlet de pek sağlıklı değil ya… Şeker veya yüksek tansiyon hastasından farksız. Hem de yıllardır. Ve bir türlü normale dönemiyor; ya tansiyonu fırlıyor, ya şekeri düşüyor.
Hele psikolojisi… Tam cinnet hali ve her türlü anomali mevcut. Kurum değil de insan olsaydı akıl hastanesinden çıkamazdı. Hekimlere kulak vermemesi, derdine deva olacak ilaçları çöpe atması da cabası…
Siz de bunun farkındasınızdır herhalde.
Devlet diyorsam da lafın gelişi siz onu ‘siyasi iktidar’ olarak anlayın. Çünkü şu an Türkiye’de hukuku, bürokrasisi ve anayasası olan klasik bir devlet ve yönetimi yok.
Neyse… Biz dönelim Bahçeli’nin rahatsızlığına.
“Bana ne Bahçeli’nin sağlığından!” demiyorsunuzdur umarım. Derseniz de sizin bileceğiniz iş… Konunun insani olduğu kadar siyasi boyutu da var. Ben her ikisiyle de ilgiliyim. Yazarınızın kalbi çok yufka… Duyguları çok hassas. Uzaklardan da gelse her olumsuz habere üzülür. Neyse…
Sizi, bizi kısaca herkesi ilgilendiren meselenin siyasi boyutu. Bahçeli hastaysa iktidar da hastadır. Ve hastalığın ceremesini hep birlikte çekeriz. Nitekim çekmekteyiz. MHP liderinin rahatsızlığıyla ilgili kulis veya perde arkası bilgilere sahip değilim ancak Meclis grup toplantısında ve sonrasında yansıyan görüntüler yeteri kadar fikir veriyor. Ve üzerinde durulmayı hak ediyor.
Yaşı da çok ileri Bahçeli’nin… 80’nine merdiven dayadı. Erdoğan’ın bir zamanlar Erbakan için söylediği, “Yaşı yetmiş işi bitmiş” devresini çoktan geçti. Akranı bayramlaşma sırasında MHP heyetine, “Devlet Bey’e iyi bakmamışlar. Evlenseydi iyi bakılırdı!” demedi mi? Bahçeli bir alım satım yapsa tapu müdürlüğü, akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespitini içeren sağlık raporu ister. MHP lideri siyasetçi değil de bürokrat olsaydı, yıllar önce zorunlu olarak emekliliğe sevk edilecekti.
Yaş deyip geçmemek lazım aslında.
Arsa, ev gibi gayrimenkul satışını ancak sağlık raporuyla yapabilecekken siyasette her türlü şeyi alıp satabilir. Hele bir de vatandaşın oyunu alır da iktidar olursa önünde duracak kimse yok. Seçmenin oy tercihinde yaşın etken olmadığını siyasi tarihten biliyoruz. Ecevit’i en cevval döneminde iktidar yapmayan Türk toplumu elden ayaktan kesilince başbakanlığa taşımakta beis görmedi.
Devlet Bahçeli, grup toplantısını zar zor bitirdi. Oturduğu koltuktan zorla kalktı, çıkışta fenalaştı. Bunun üzerine gazeteciler yanından uzaklaştırıldı. Zorla yürüdüğü görülen Bahçeli’nin o sırada yakınında bulunanlara, “İyi değilim.” dediği ileri sürülüyor. Bir süre kuliste dinlenen Bahçeli’nin daha sonra hastaneye götürüldüğü belirtiliyor. Ancak detaylı bir açıklama yok.
Ayakta duracak hali yok!
Bayram molasından sonra siyaset kaldığı yerden başlarken gözüm Bahçeli’nin vereceği mesajlardaydı. Özellikle de Sinan Ateş davasına ilişkin ne söyleyeceğinde… İlk duruşma 1 Temmuz’da… Ayşe Ateş’in MHP’yi zan altında bırakan açıklamaları bayram boyunca sürdü. CHP lideri Özgür Özel’le tekrar görüştü. Ankara Sincan’da yapılacak duruşmaya MHP’nin kalabalık grupla katılarak salonu dolduracağı ve taraflara gözdağı vereceği iddia edilmişti. Biraz da bu yüzden Bahçeli’ye kulak kabarttım.
Sosyal medyaya peş peşe sıradışı haberler düşmeye başladı. Bahçeli’nin ne kadar dakik olduğunu herkes bilir. Saatinde gelmedi. 20 dakika sonra kısa ve titrek adımlarla salona doğru yöneldi. Yürümekte zorlanıyordu. Yaştandır. Yaş faktörünü çıkardıktan sonra da bir anormallik vardı. Yürürken bu kadar zorlanmazdı. Daha birkaç ay önce bahçesinde Ferdi Tayfur şarkısı eşliğinde efkarlı efkarlı koşar adım yürüyüş yaparken de gördük.
‘Sıcağın etkisi’ desem bulunduğu bütün ortamlar klimalıdır. Sıcağa maruz kaldığı anlar çok azdır ve kesinlikle kısa sürelidir. Sadece yürümesindeki anormallik değil. Devamı varmış. Konuşmasını kürsüden ayakta prompterdan okurdu. Kağıttan okumaya yıllar önce veda etmişti. Prompter’a çok geç geçti. Ama pir geçti. Erdoğan’ı ne çok eleştirmişti bu konuda, “Camdan konuşuyor.” diye. Konuşmasını kağıttan oturarak yaptı. Bütün haberlerde ‘ilk kez’ ifadesi özellikle vurgulanıyor. İlk kez olan ‘oturarak konuşması…’
Ayakta yarım saat duramayacak kadar rahatsız eden ve oturarak konuşmak zorunda bırakan hastalığı nedir? Ses bildiğiniz gibi… Bir soğuk algınlığından, gripten söz etmek olası değil. Bütün Türkiye’nin merak ettiği hastalığının boyutu? Soru çok… İlk soruya tatmin edici cevap gelmeyince diğer sorular anlamsız. Bazı gazeteciler MHP’li kaynaklara sormuş. Biri ‘konuşma metninin son anda değişmesine’ bağlamış oturarak konuşmasını. Prompter’a yüklemek zaman alan bir iş değil ki. Kürsüden de ayakta durarak konuşmasını okuyabilirdi.
Soru neden ayakta duracak halde olmadığı ve oturmak zorunda kaldığı… Konuşmasını bitirdikten sonra mikrofonu kapatılmadığı için Bahçeli’nin bir MHP yöneticisiyle yaptığı konuşmayı bütün Türkiye duydu. Açık mikrofondan duyulan şu seslere bakar mısınız;
Bahçeli; “Şuradan mı çıkacağız?”
MHP’li yönetici: ‘Şuradan efendim… Tutunun efendim… Yavaş yavaş… Kendiniz kalkın.’
Bana bu yazıyı yazdıran da açık kalan mikrofondan yansıyan bu ifadeler. Size de durumun vahim olduğunu göstermiyor mu?
‘Kendiniz kalkın…’
Ne demek bu? Hastalığın bundan daha iyi itirafı olabilir mi? Kendiniz kalkın ki rahatsız olmadığınızı herkes görsün! Bu görüntü, bu manzara ‘kendisi kalkarak’ örtülebilir mi? Bahçeli kendisi ‘kalkabildi’ oturduğu yerden ama rahatsızlığı gizlenemedi. Bu kez salondan çıkışı sırasında fenalaştı. Bir süre istirahat etmek zorunda kaldı. O sırada basın mensuplarının görüntü alması engellendi. Bir MHP yöneticisi gazetecilere “Hepiniz dışarı!” diye bağırdı.
Yazık bu millete!
Partiden veya Bahçeli’nin danışmanlarından açıklama yok. Gazetecilerin MHP kaynaklarından aktardığı haberler var; tansiyon sorunu yaşamış. Bir süre dinlenmesinin nedeni tansiyonmuş. Bir değil ki rahatsızlığı… Ya diğerleri. Zor yürümesi, ayakta duramaması… Hangi hastalığın tezahürü? Benim de durumun vehametine dikkat çekmek ve soru sormaktan başka elimden gelen bir şey yok. Keşke sizi aydınlatabilsem.
Bazen soru cevap kadar kıymetlidir. “Devlet hasta mı?” sorusu da bu kapsamda. Devlet ayakta duramadı. Devlet oturdu. Devlet hasta. Psikolojisi bozuk. Bahçeli’nin şahsında bu gerçek ete kemiğe büründü. Meclis kulisinde Devlet Bahçeli’yi zor ve titrek adımlarla yürürken ‘hasta adamı’ gördüm. Ve ağzımdan “Yazık bu millete!” sözleri döküldü.
Bahçeli hep konuşmalarıyla haber olacak değil ya…
Bugün sözü değil kendisi haberlerin ve yorumların öznesi. Mesaları elbette vardı. “Sinan Ateş duruşmasında sadece avukatlar olacak.” dedi. Ayşe Ateş hemen sordu; “Neden? Müşteki değilsiniz, sanık değilsiniz. Ne işiniz var Sincan’da?”
“Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse…” dedi Bahçeli, “Musul, Kerkük ve Adalar’ı geri alacağım… Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içerisine katacağım…”
Acaba bu satırları da sağlığı kapsamında mı değerlendirmek lazım? Erdoğan ne diyecek acaba bu hususta? O da mı doktorlara havale edecek?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***