M. NEDİM HAZAR | YORUM
Başta hemen şunu vurgulayayım da başlıkta bahsini ettiğim şey Türkiye’deki bakımsız “Goebbels”lerin ürettiği amatör işler değildir. Ona da değineceğiz ama o da ayrı bir yazı, hatta araştırma konusu olabilecek çapta ibretlik bir olaydır. Yani bir devletin resmi olarak bu pis işleri yönetecek kadro oluşturması, bunun için kirli çete gibi davranması bugün olmasa bile ilerde illa ki araştırılacak, soruşturulacak ve büyük ihtimal bu işleri yapanlar teker teker hesap verecektir.
Benim bugün sizinle paylaşmak istediğim şey, özellikle gelişmiş toplumların başına bela olmaya başlayan yepyeni bir musibet. Derin üçkağıtçılık olarak nitelendirilebilecek bir dalganın tüm Avrupa’yı sarsmaya başlaması.
Yoksa Fahrettin’in bu alana milyarlar dökmesine rağmen kendisinin ve ekibinin çapsızlığından dolayı pek bir şey yapamadığını görüyoruz. Attıkları her adımı bir şekilde ellerine yüzlerine bulaştırmaya devam ediyorlar çünkü. Yaptıkları işi ellerine yüzlerine bulaştırdıktan sonra Erdoğan’ın ne dediğini hatırlayın: “Kılıçdaroğlu’nun Kandil’dekilerle video çekimleri var. Ama montaj ama şu ama bu.”
Aslında bir süreden beri bu fırtınanın ayak sesleri duyuluyordu. Özellikte Trump’un ABD Başkanı seçildiği dönemde Putin merkezli bir dezenformasyon ekibinin, Amerikan halkını nasıl manipüle ettiğini şurada (8 yazılık bir seriydi) yazmıştım.
Putin ve dijital çetesi kendi ülkesini çoktan konsülde etti. Ülke medyasını, muhalefetini ele geçirdiği yetmiyormuş gibi, kendi muhalif kitlesini bile üretti. Şayet bir halk isyanı olmazsa Rusya en az 30 yıl bu beladan kurtulamayacaktır.
Papa da Deep Fake kurbanlarından! 2. Fotodaki ışık ve gölge izlerine bakın, nasıl da sahicilik hissiyatı veriyor! Eğer ilk görsele inanmadıysanız hemen devamını yaparlar ve Papa’nın montunu satın aldığı mağazadaki görselini de bulurlar!
İki önceki yazımızda ChatGPT-o ile ilgili yazıda yapay zeka teknolojisinin çok önemli bir eşiği aştığını belirtmiştik. (Şurada) Çin bu işte biraz ayrı yere konulabilir ama Rusya öyle değil. Putin ve dijital çetesi batının bu konudaki teknolojik gelişmelerini kötülüğe nasıl dönüştürme konusunda artık tamamen şeytanlaşmış durumdalar.
Özellikle Avrupa ülkelerinde artık bu durum büyük felaketlerin ayak sesleri duyulmaya başlandı.
Çok büyük bir kötülük ve kaos fırtınası yaklaşıyor Avrupa’ya…
İşin acı kısmı ise Avrupa da bunun farkında ama çok fazla bir şey yapamıyorlar!
Bu senenin ocak ayında DW’de yayınlanan Ella Joyner imzalı şöyle bir haber yayınlanmıştı: “AB seçimleri dezenformasyonun ‘ana hedefi’!” Haber bir üst düzey diplomat olan Jobep Borrel’in yurt dışından yayılan yanıltıcı bilgiler konusunda yaptığı sert uyarıya atıfta bulunarak enteresan bir noktaya değinmişti: “Ancak Ukrayna’ya, iklime veya göçmenlere ilişkin dezenformasyonların çoğu bizzat AB politikacılarından geliyor!” Hazırladıkları raporu Avrupa parlamentosuna sunan Borrel şöyle diyordu: “Bu zamanımızın en büyük güvenlik tehditlerinden biri. [Bu] sizi öldürebilecek bir bombayla ilgili değil. Bu, zihninizi kolonileştirebilecek bir zehirle ilgili!” (BKNZ)
Avrupa bölgeler komitesi ise gelecek ay (yani Haziran) yapılacak seçimlerle ilgili yaptığı açıklamada harekete geçtiklerini açıklamıştı. (BKNZ) Hazırlanan raporda ise siber saldırılardan dezenformasyona kadar seçimlere yönelik çeşitli tehditlere karşı konulacağı, AB’nin demokratik meşruiyetini güçlendirmek için yüksek seçmen katılımının sağlanmasının büyük önem taşıdığı vurgulanıyordu.
Nitekim Nisan-Mayıs ayı ile birlikte dezenformasyon çeteleri inanılmaz bir atağa girişti.
Bunun en çarpıcı örneklerinden biri ise Fransa’nın sağcı popülist siyasetçisi Marine Le Pen’e destek için hazırlanan deepkfake (derin sahte) videolar oldu. Nisan sonu Mayıs başında, Amandine Le Pen ve Lena Maréchal isimli iki şuh kadının Tiktok’taki paylaşımları, yeğenleri olduklarını söyledikleri Marine Le Pen ve partisi Ulusal Birlik (Rassemblement National) için başlattıkları seçim kampanyası yoğun ilgi çekti. Paylaşımlar önce, “Bir seçim kampanyası ancak bu kadar seksi olabilir” yorumlarına yol açtı. Ancak bir süre sonra bu alımlı genç kadınların Le Pen’in yeğenleri olmadıkları, hatta hiç var olmadıkları, yapay zekâ yardımıyla oluşturulan karakterler oldukları, videoların deepfake olduğu ortaya çıktı.
Putin’in troll ve hackerleri!
Ve en son i Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’ı hedef aldı sahtekarlar. ABD’li yazar Norman Finkelstein sosyal medya hesabı üzerinden von der Leyen’ın aile albümünde yer aldığı iddiasıyla bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta Hitler ile el sıkışan bir kadın görülüyordu. Finkelstein paylaşımında bu kadının von der Leyen’ın büyükannesi olduğunu iddia ediyor, Komisyon Başkanı’nın “Büyükannem o andan itibaren bir ay süreyle elini yıkamadı” dediğini de aktarıyordu. Finkelstein’in, von der Leyen ve ailesinin Nazi sempatizanı olduğunu öne sürdüğü sosyal medya hesabını yaklaşık yarım milyon takipçisi vardı.
Oysa ne fotoğraftaki kadın von der Leyen’ın büyükannesiydi ne de paylaşımda yer alan ifadeler von der Leyen’a aitti. Fotoğrafta yer alan kadının ismi Hildegard Zantop’tu, 1937 yılında Nasyonal Sosyalistler tarafından düzenlenen bir etkinlikte çekilmişti bu fotoğraf. Doğu Prusya fotoğraf arşivinden bulunup çıkarılan bu fotoğraftan başka ABD’li yazar Norman Finkelstein’in “Nazi prensesi” ve “Bayan soykırım” diye hakaretler içeren paylaşımlar da yapılmakta.
Bir başka örnek daha.
Bu kez üçkağıdın adı IP Spoofing…
Bu yöntemde kimlik ya da IP adresinin taklit edilmesi yoluyla yapılan sahtekarlıkta kamuoyu bu yolla da aldatılmak isteniyor.
Deep Fake’i kullanmaktan geri durmayan diktatörlerden biri de Maduro. Londra merkezli Synthesia isimli bir sahtekarlık şirketine ayda 10 bin sahte video ürettirmişler. Konu malum; Venezüela aslında bolluk refah ülkesi, turizm patlama üzerine patlama yaşıyor, Venezüella muhalefeti yolsuzluk yapıyor!
Sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Avrupa Parlamentosu liste başı adayı Maximilian Krah ile ilgili bir haber en ilginçlerinden. İnternette, “AfD’nin Avrupa liste başı adayının sekiz çocuğuna 82 bin 784 euro nafaka borcu var!” başlıklı bir haber dolaşmaya başladı. Haber, Bild gazetesinin internet sitesinde yayımlanmış gibi görünüyor, oysa bu haber o sitede hiç yayımlanmamıştı.
Olan gayet açıktı aslında: Siber suçlular, bu yönteme başvurduklarında, güvenilir bir kimliğe sahip gazetelerin kimliklerini taklit ediyor, çok sayıda kişi, bu tuzağa düşüyor ve bu linki gerçek bir habermiş gibi paylaşıyor, haberle ilgili yorumlar yapıyordu.
Tıpkı internette yayılan “Yeşiller Almanya’yı uyuttu” başlıklı sahte haberde olduğu gibi. Alman haber dergisi Der Spiegel’in tasarımı taklit edilerek paylaşılan haberde, Alman koalisyon hükümetinin ortaklarından Yeşiller, “iklim değişikliğiyle mücadele ederken halkın yoksullaşmasına yol açmakla” suçlanıyordu. Oysa daha dikkatli bakıldığında bu sahte haberin yer aldığı internet sayfasının adresinin spiegel.ltd olduğu yani derginin spiegel.de olan gerçek internet sayfası olmadığı görülebiliyordu.
Çekya istihbarat servisinin yaptığı bir çalışmada Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in troll ve hacker şebekesine Rusya’nın resmi medya organlarının da destek verdiğini ortaya çıkaracaktı. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Vera Jourova, “Dört Kremlin bağlantılı propaganda ağı yaptırım listesine eklendi” açıklamasını yaparken bunları şöyle sıraladı: Voice of Europe, RIA Novosti, Izvestija ve Rossiyskaya Gazeta.
Peki ülkemizde son durum nedir?
Acun Ilıcalı’nın, Candaş Tolga Işık’ın “Az Önce Konuştum” adlı programına konuk olduğu görüntülerin üzerine yapay zeka aracılığıyla eklenen seslerle hazırlanan video YouTube reklamlarından dolaşıma sokuldu. İzleyicileri Acun Ilıcalı’nın sözleriyle “Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı”na yatırım yapmaya ikna etmeye çalışan dolandırıcılık videolarında ise bu hafta Acun Ilıcalı’nın Sibel Arna’ya konuk olduğu programdan bir kesit kullanılıyordu. YouTube reklamlarında dolaşıma sokulan videonun sonunda bir de yönlendirme linki eklenmişti. Merak edilen husus ise şuydu: Telifsiz bir cümleyi bile bulan Youtube yazılımı nasıl oluyor da böylesi bir “Deep Fake” dolandırıcılığına yol vermişti?
Yapay zekaların akıl almaz gelişimiyle artık kontrol edilemez bir noktaya ulaşan Deep Fake yöntemi her geçen gün onlarca mağdur üretiyor. Pek çok devlet bununla kanunlar çerçevesinde baş edebilmenin yöntemlerini ararken Putin gibi diktatörler ise bunu bir devlet politikasına dönüştürmüş durumda. Her ne kadar Putin kadar gelişmiş bir model olmasa da Tayyip Erdoğan ve onun propaganda aparatı Fahrettin Altun da bu yöntemi devlet aklı olarak kullanmayı sıklıkla deniyor.
Şimdilik yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları için çok fazla etkin olamıyorlar ama emin olun çok yakında bu işe ayırdıkları bütçeler akıl almaz boyutlara ulaşacak ve bu işi gerçekten yapanları bulup kullanmaya başlayacaklar.
İşte o zaman büyük kaos başlayacak!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***